"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-(Yargılama Sırasında Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sırasında mahalli mahkemece verilen, 05.09.2013 tarihli velayetin kullanılmasıyla ilgili tedbir kararı davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı, boşanma davasıyla birlikte, 20.4.2007 doğumlu müşterek çocuğun dava süresince geçici olarak velayetinin kendisine verilmesini talep etmiş, davalının bu yöndeki tedbir isteği mahkemece 05.09.2013 tarihinde ara karar ile reddedilmiş, dava süresince müşterek çocuğun velayeti bir geçici önlem olarak davacı anneye verilmiş, buna ilişkin ara kararını davalı temyiz etmiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici önlemlerin alınmasına veya önlem alınması isteklerinin reddine dair kararlar (TMK. md. 169) ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir....
Somut olayda; ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 197.maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu, buna göre davaların aynı sebepten doğmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın, eşler evlilik birliğinin ayrı bir dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md 195-201). Diğer bir anlatımla, tedbir nafakası isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Bu durumda, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece, davanın esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin E.200/33 sayılı dosyasında verilen boşanma ilamı kesinleşmeden boşanma hükmünde karar altına alınan maddi tazminat, manevi tazminat ve tedbir nafakasını ... İcra Müdürlüğü'nün E.2005/1372 sayılı doyasında ilamlı icra takibine konu ettiğini, yaptığı şikayet sonucu ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin E.2011/36, K.2012/77 karar sayılı dosyada şikayete konu icra dosyası ile ilgili olarak, taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar işleyen tedbir nafakası dışında kalan takibe konu taleplerle ilgili takibin iptaline karar verildiğini belirterek icra dosyasına yapılan 10.047,00 TL fazla ödemenin yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği 19.02.2006 tarihinden sonra icra dosyasına toplam 10.617,60 TL fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı için ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istenmektedir. Davalı, tarafından açılan boşanma davası "Davalının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir kusurunun varlığı kanıtlanamadığı..." gerekçesi ile reddedildiği ve kesinleştiği anlaşılmıştır. Boşanma davasının reddedilmesinden sonra eşlerin müşterek yuvada oturmaları asıldır. Evlilik birliğini kurma görevi açtığı boşanma davası reddedilen eşe yani davalıya düşmektedir. Davalı, boşanma davasında ileri sürdüğü sebepleri iş bu davada da ileri sürmüş, ancak açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Tarafların, davalı tarafından açılan boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelmedikleri anlaşıldığından davacı ayrı yaşamakta haklıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayete İlişkin Tedbir Kararı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, boşanma davasıyla birlikte, 2002 doğumlu müşterek çocuğun dava süresince geçici olarak velayetinin kendisine verilmesini talep etmiş, davacının bu yöndeki tedbir isteği mahkemece 9.5.2012 tarihinde ara kararı ile reddedilmiş, davacı bu ara kararını temyiz etmiştir. Ayrılık veya boşanma davası üzerine Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar, ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir....
Davacı boşanma davası içinde, bu dava sonuçlanmadan yoksulluk nafakası isteminde bulunmamış, boşanma hükmü kesinleştikten sonra 12.04.2013 tarihinde açtığı bu dava ile 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar dava tarihinden başlamak üzere bu miktarın lehine tedbir nafakası olarak tensiben verilmesini istemiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. (TMK 169.madde). Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin tedbir nafakasının devamını istemesi, yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir. Yoksulluk nafakası davası boşanmanın fer'i niteliğinde bir dava olduğundan, dava devam ettiği sürece her zaman istenebileceği gibi, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ayrı ve bağımsız bir dava olarak da açılabilir....
Maddesine dayalı olarak tedbir nafakası istenmesine engel olmadığından mahkemenin bu konuda vermiş olduğu " karar verilmesine yer olmadığına" ilişkin hüküm doğru olmamış, davacı/davalı kadının bu yöne ilişkin istinaf başvurusu kabul edilerek boşanma davasının açılış tarihinden başlamak üzere ve kadın ve müşterek çocuğun almakta olduğu tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmamak kaydıyla, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam edecek süreç için davacı/davalı kadın lehine aylık 800,00 TL, müşterek çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalı/davacı erkekten tahsiline karar verilmesi gerekmiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz....
Davalı/b.davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kusur tespitinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddi gerektiği, hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, birleşen davada zina sebebiyle boşanma taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, birleşen tedbir nafakası davasında hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasının reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, asıl dava ve birleşen davada tarafların boşanma taleplerinin kabulüne, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin reddine, velayetlerin davalı/b.davacı anneye verilmesinin kadın ve çocuklar yararına boşanma davalarında tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davasında...
Davalı/b.davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı kusur tespitinin hatalı olduğunu, asıl davanın reddi gerektiği, hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu, birleşen davada zina sebebiyle boşanma taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, birleşen tedbir nafakası davasında hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının az olduğu ve tasarruf yetkisinin kısıtlanması davasının reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, asıl dava ve birleşen davada tarafların boşanma taleplerinin kabulüne, kadının zinaya dayalı boşanma talebinin reddine, velayetlerin davalı/b.davacı anneye verilmesinin kadın ve çocuklar yararına boşanma davalarında tedbir nafakasına, birleşen tedbir nafakası davasında...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; 13.05.2013 tarihli geçici velayete yönelik tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma veya ayrılık sırasında Türk Medeni Kanunu gereğince icap eden geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar (TMK. md. 169) ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebilir. Boşanma veya ayrılık davası üzerine bu Kanun gereğince alınabilecek geçici nitelikteki tedbir kararlarının tek başına temyizi mümkün değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde verilen ihtiyati tedbir kararları veya bunlara itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yolu açıktır....