nun 364/1.maddesinde; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece; yardım nafakasına ilişkin hüküm kurulurken 05/02/2015 tarihli celsede davacı için hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamına, hüküm kesinleştikten sonra aylık 500 TL yardım nafakası olarak devamına şeklinde hüküm oluşturulduğu görülmüştür. Oysa, yardım nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekmektedir....
Mahkemece, bozmaya uyularak verilen 24.10.2019 tarihli kararda, kesinleşen yönlere ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kadının tedbir nafakası miktarının artırılması talebinin reddi ile kadın yararına takdir edilen aylık 100 TL tedbir nafakasının kararın kesinleştiği tarihe kadar devamına karar verilmiştir. Hükmün yine davalı kadın tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.02.2020 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bozmadan önce verilen ilk hükmün yalnızca davacı kadın tarafından temyiz edildiği göz önüne alındığında, davalı kadın yararına tedbir nafakası miktarı yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırılmış olup davalı kadın yararına daha önce aylık 150 TL tedbir nafakasına hükmolunduğu halde mahkemece aylık 100 TL tedbir nafakasına hükmolunması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yardım ve iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece reşit olan davacı ... için hükmedilen yardım nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası olarak isimlendirilmiş olması reşit olmayan ... için hükmedilen iştirak nafakasının karar kesinleşene kadar tedbir nafakası olarak isimlendirilmiş olması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
"yasal düzenlemesi karşısında takdir olunan nafakanın 'tedbir nafakası' olduğu gözardı edilerek 'yardım nafakası' olarak hüküm tesisi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1.bendinde yeralan; "...aylık 500TL yardım nafakası...", ifadesinin çıkarılarak, yerine; 1.bendine "...aylık 500TL tedbir nafakası..." ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ancak; taraflar evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle kendisi ve fiilen baktığı müşterek çocuklar için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafakalar, tedbir nafakası niteliğindedir.(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, davacılar yararına anılan yasa maddeleri gereğince, yardım nafakasına karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelemede hataya düşülerek davalı babanın davacı kızlarına tedbir ve yoksulluk nafakası ödemesine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. ve 2. fıkralarının tamamen çıkarılarak yerine; " 1. Davacı ... için dava tarihinden itibaren aylık 200.00.- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2. Davacı ... için dava tarihinden itibaren aylık 200.00.- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine " ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, yanılgılı nitelendirme sonucu "tedbir nafakası" olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "...karar tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” cümlesinin çıkarılarak yerine "…karar tarihinden itibaren aylık 400 TL yardım nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Buna göre, davacı dava dilekçesinde; kendisi için 150,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için 150 şer TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde yardım nafakası şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep yardım nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yardım nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması kabul şekli bakımından doğru görülmemiştir....
Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kendisi için aylık 150,00 TL ve müşterek çocuklar için aylık 150,00'şer TL olmak üzere toplam 450,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davadaki istem, mahiyeti itibariyle tedbir nafakası niteliğinde olduğundan Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde tedbir nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu yardım nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir....