Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalı erkek vekilinin tüm istinaf talebinin, davacı kadın vekilinin ise kusura, çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarına, yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı kadın vekilinin, iştirak nafakası miktarına, kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5.bendindeki iştirak nafakasına ve 6.bendindeki tedbir nafakasına yönelik kısımlar ile 7 ve 8.bentlerin KALDIRILARAK yerine yeniden hüküm tesisine, (5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 5a bendi olarak, 6.bentteki yoksulluk nafakasına yönelik kısmın 6b bendi olarak aynen muhafazasına, BUNA GÖRE; 5.bentteki iştirak nafakası yerine geçmek üzere 5b bendi olarak: Boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 5.000,00TL iştirak...

(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Buna göre, davacı dava dilekçesinde; kendisi için 150,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukların her biri için 150 şer TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde yardım nafakası şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep yardım nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yardım nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması kabul şekli bakımından doğru görülmemiştir....

    Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-İlk hükümle davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250 TL tedbir nafakası takdir ve tayin edilmiş, ilk hüküm davalı tarafından temyiz edilmemiş, davacının temyizi üzerine "davalının eşini tehdit ettiği, bu sebeple boşanma davasının kabulü gerektiğinden" bahisle bozulmuştur. İlk hükümle tayin edilen tedbir nafakası davalı tarafından temyiz edilmediğine göre, tedbir nafakasının gerekliliği ve miktarı bakımından davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nafaka, "geçici" niteliği gereği tayinini gerekli kılan sebeplerin ortadan kalkması durumunda kuşkusuz kaldırılabilir ise de, davacı yararına oluşan usulü kazanılmış hak ihlal edilemez....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, asıl davanın kabulünü, velayeti, kadın lehine tedbir-yoksulluk-iştirak nafakası ve maddi- manevi tazminat verilmesini, erkek lehine tedbir - iştirak -yoksulluk nafakası ve maddi- manevi tazminat verilmemesini istinaf etmiştir....

      Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davacı lehine tedbir nafakası takdir edilmesine dair gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış ise de mevcut ekonomik şartlar, paranın alım gücü, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadın için takdir edilen tedbir nafakası tutarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000 TL tedbir nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı erkeğin yerine görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      TMK 197 maddesi gereğince tayin edilen tedbir nafakası, evlilik birliğinin korunmasına ilişkin önlemlerden olup koşulların değişmesi halinde eşlerden birinin talebi üzerine kararda gerekli değişiklik yapılabilir. (TMK m.200) Bu nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanacağına ilişkin bir düzenlemeye bu maddede yer verilmemiştir. Talep halinde gelecek yıllarda artış miktarı belirlenecek olan nafakalar iştirak (TMK m.182/3), yoksulluk (TMK m.176/4) ve yardım nafakası (TMK m.365/son)dır. Tedbir nafakası için bu mümkün değildir. Bu husus nazara alınmadan gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması doğru bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KABULÜNE, tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Müşterek çocuk 13/09/2007 doğumlu ZEHRA GÜL YÜCEL'in VELAYETİNİN DAVACI ANNEYE VERİLMESİNE, Velayeti anneye verilen çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişki kurulmasına, Müşterek çocuk Zehra Gül Yücel için mahkememizin 06/01/2020 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 300 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 1.500,00 TL ye çıkarılmasına, hükmedilen nafakanın dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası olarak devamına; kararın kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı kadın için mahkememizin 06/01/2020 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 600 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 2.500,00 TL ye çıkarılmasına, hükmedilen nafakanın dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası olarak...

      GEREKÇE : Asıl dava boşanma, birleşen dava ise TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası davasıdır....

      Tüm bu kriterler ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı-karşı davalı-birleşen davacı kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 25.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600 TL tedbir-iştirak nafakası takdir edilmiştir. Birleşen dava TMK 'nın 197.maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olduğu, mahkemece de gerekçede doğru şekilde davanın bu niteliği kabul edildiği halde birleşen davada kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır....

      DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her iki dava ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının erkek eşin açmış olduğu boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının açmış olduğu tedbir nafakası davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; hükme konu alacak miktarının; 06.07.2018 karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, tedbir nafakasına yönelik temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu