Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesi incelendiğinde talebin, hastanın tedavisi için bir kuruma yerleştirilmesi yönünde tedavi amaçlı kişisel koruma kararı talep edildiği aynı zamanda akli melekelerinden şüphe duyulması sebebiyle de vasi atanması istenildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 432. maddesinde; "akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum için tehlike oluşturan her ergin kişinin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması halinde, tedavisi, eğitimi veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirileceği veya alıkonulabileceği" hükme bağlanmış, aynı hükmün devamında "Görevlerini yaparlarken, bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlilerinin, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda oldukları" belirtilmiştir....

Fiili işlediği sırada akıl hastası olduğu tespit edilen kişi hakkında uygulanacak güvenlik tedbirleri Türk Ceza Kanununun 57. maddesinde; "1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/12/2016 NUMARASI : 2016/577 ESAS 2016/1130 KARAR DAVA KONUSU : Vesayet,|4721 Sayılı TMK Gereğince Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma Kararı KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Vasi adayı T1 dava dilekçesinde özetle; kızı T2 28 yaşında olduğunu, kendilerinin yanında ikamet ettiğini, kızının Toplum Ruh sağlığı Merkezinde tedavi gördüğünü, kızının kendisine verilen ilaçları kullanmadığını ve şuan itibari ile hastalığından dolayı çocuk kadar saf, kullanılmaya ve yönlendirilmeye elverişli olduğunu beyan ile öncelikle tensip ile birlikte kızı T2 zorunlu tedavi alına alınmasını, mümkün ise daha önceki tedavilerinin Bolu izzet Baysal Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezinde yapılmış olması nedeni ile bu kurumda tedavi altına alınmısını ve tedavi evraklarının celbi ile vasi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    kullanım amaçlı koku vericiler....

    İhtisas Kurulundan alınan 30.05.2011 tarihli sağlık kurulu raporunda sanığın "12.06.2010 tarihinde işlediği iddia olunan mala zarar verme suçuna karşı cezai sorumluluğu olmayıp hakkında ilgili madde gereğince koruma ve tedavi amaçlı akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasının uygun bulunduğu." şeklindeki raporu karşısında sanık hakkında uygulanan tedbirde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması; 2-Kabule göre de; Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilirken akıl hastalığı sebebiyle TCK’nin 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK’nin 57/1. maddesi gereği koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına, yüksek güvenlikli bir sağlık...

        Ancak, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilirken, TCK'nın 57. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında öngörülen yasal yöntemin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, katılan ... vekili ile katılan ...’nin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, tebliğnameye uygun olarak, kararın ilgili hüküm fıkraları "sanık hakkında, TCK'nın 57. maddesinin 1. ve 2. fıkraları uyarınca koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine, mahkeme veya hakim kararıyla serbest bırakılmasına" biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla...

          Aynı Kanun'un 17. maddesinde; "Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plân uygulamasını durdurur. Sit alanının etkileşim-geçiş sahası varsa 1/25.000 ölçekli plân kararları ve notları alanın sit statüsü dikkate alınarak yeniden gözden geçirilerek ilgili idarelerce onaylanır. Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. Üç yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca gerekçeli olarak bu süre uzatılabilir. Uzatılan süre içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları uygulanır....

            altına alınmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 5. bendinin çıkarılarak yerine "TCK 57/6 maddesi uyarınca sanığın toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalkıncaya veya önemli ölçüde azalıncaya kadar koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına, sanığın yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenecek raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığı ya da önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi halinde dosyanın ele alınarak, tedavide geçen süresi mahsup edilerek bakiye kalan ceza süresinin aynen çektirilmesine," ibaresinin eklenmesi suretiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK...

              Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki 32/1 ve “Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar” şeklindeki 57/1. maddeleri karşısında, dosya kapsamında bulunan 08/12/2015 tarihli sağlık raporuna göre akıl hastası olduğu belirlenen sanık hakkında, toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalkacağı veya önemli ölçüde azalacağı döneme kadar geçerli olmak üzere güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerekirken, infazın kısıtlanmasına yol açacak şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu