Somut olayda; tebliğ anında muhatabın orada bulunup bulunmadığı usulünce tespit edilmeden, matbu tebliğ kaşesi basılarak doğrudan eşi olmayan kişiye eşi sıfatıyla (aynı konutta birlikte oturana) tebligat yapılmış olması, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Davacı, takip dayanağı belgeye ve içeriğine yönelik itiraz ve şikayet sebeplerini bildirmiş ise de, takibin şekline göre itirazlar icra dairesine yapılması gerekmekte olup, davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerekir. O halde, ilk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile aksi yazılı belge ile ispatlanamadığından TK'nın 32. maddesi uyarınca tahliye emri tebliğ tarihinin 13.10.2022 olarak düzeltilmesine, davacının tahliye emrine ve takip dayanağı belgeye yönelik itiraz ve şikayetlerinin reddine, düzeltilen tebliğ tarihine göre takibin durdurulması talebinin icra müdürlüğünce karara bağlanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.01.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 31.12.2015 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 11.01.2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddine dair verilen 18.02.2016 tarih ve 2016/28 Esas - 2016/141 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki ödeme emri tebliğ usulsüzlüğü şikayetinden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri ıttıla tarihinin 30.06.2020 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilen adresin elverişsiz bir adres olduğunu, tebliğ çıkarılan adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, ortak konutu kullanmadığı ve aralarında husumet bulunan ... adlı kişiye usulsüz olarak tebliğ yapıldığını, takipten 10.06.2019 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 10.06.2019 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğin bilinen adrese yapıldığını, icra takibine istinaden yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, öğrenme tarihi olarak 31/07/2014 tarihini bildirdiğine göre 11/08/2014 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olması nedeniyle takibin durdurulması için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekili, takip dosyasına 06/08/2014 tarihinde itiraz ettiğine göre 09/09/2014 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekir iken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince borçluya icra emri gönderilebilmesi için icra müdürlüğüne verilmesi gereken belgelerin verilmediği ve hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takibin/icra emrinin iptaline karar verilmesi talebine ve icra emri ile kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2020/1243 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı banka tarafından şikayetçi aleyhine İİK'nun 150/ı maddesine göre ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. İİK'nun 16/2.maddesi gereğince Kat ihtarı tebliği usulsuz ise süreli şikayete hiç yapılmamış ise süresiz şikayete tabidir (Yargıtay 12 HD'nin 2021/8374 E, 2022/3649 K sayılı emsal kararı). Somut olayda, ilk derece mahkemesince, şikayet sebeplerinden sadece hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet sebebinin incelendiği, diğer şikayet sebeplerinin ise incelenmediği anlaşılmıştır....
29/09/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunan borçlu vekilinin aynı zamanda 7 günlük yasal süre içerisinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurmadığı, icra hukuk mahkemesince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik bir karar olmaması nedeni ile icra müdürlüğünün tebliğ tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapılan itiraz nedeni ile takibin devamına karar vermesinde yasaya aykırılık bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu ve anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesi ile şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlu şirketin ticaret sicil adresine gönderilen ödeme emrinin TK 21/1’e göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle borca itirazın süresinde olmadığının açık olduğunu, diğer borçlu yönünden ise TK 21/2’ye göre yapılan ödeme emri tebliğ mazbatasında TK 21/2 şerhinin yazılmadığından tebligatın usulsüz olduğunun açık olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine borca itirazın İİK’nın 169/a maddesi uyarınca ispat edilemediğinden bahisle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı ...'ın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, borca itiraz ve şikayetlerinin reddine, davacı ...Tarım Ürünleri Yatırım Dış Tic. A.Ş.'...