"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına ilişkin olarak 19. Hukuk Dairesinin 27.10.2010 tarih ve 2010/8098-12136 E-K. sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet eden tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayet eden vekili, sıra cetveline 24.09.2009 tarihinde muttali olduklarını, müvekkil alacağının kamu alacağı olduğunu bu nedenle paranın, şikayet edilen ile garameten paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek, tebliğ tarihinin 24.09.2009 olarak düzeltilmesine, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen davanın reddini savunmuştur....
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 08.03.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdının tebliğ edildiği görülmüş olup, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 08.03.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 22.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 03/06/2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 23.05.2016 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 03/06/2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
KARŞI OY Borçluya 103 Davet Kağıdı (Örnek 22) Tebliğat Kanunu'nun 21. maddesine göre ... günü, Kıymet Takdiri Raporu da ... günü tebliğ edilmiştir. Borçlu, vekili aracılığıyla yaptığı ... günlü şikayetinde; Kıymet Takdiri Raporu tebliği ile hacizden hebardar olduğunu, ... günü meskeniyet şikayetini yaparken icra dosyasını inceleyince 103 tebliğatını öğrendiklerini, 103 Davet Kağıdının usulsüz tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinin ... olarak düzetilmesini istemiş, Mahkemece şikayet kabul edilerek 103 davet kağıdı tebliğ tarihinin ... olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. .//. İİK'nun 103. maddesinde Tebliğat Kanunu'na göre bir tebliğ yapılması zorunluluğundan bahsedilmemekte, icra dairesine davet edilmekten, haciz tutanağının bir örneğinin ilgili şahsa verilmesinden bahsedilmektedir. Hacizden haberdar olmak yeterlidir. Olayımızda borçlunun ... tarihinde hacizden haberdar olduğu kendi beyanı ile sabittir....
Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu vekili takip dosyasına sunduğu 17.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, tebligatın usulsüz olduğunu 15/12/2015 tarihinde öğrendiklerini ifade ettiğine göre mahkemece; borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti yasaya uygun olarak kabul edildiğinden, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 15.12.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, şikayet tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 4....
Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen 2019/486 esas sayılı dosyanın davacısı ile istinafa konu 2019/487 esas sayılı dosyanın davacısı farklı olup, bu nedenle 2019/486 esas sayılı dosyada verilen karar 2019/487 esas sayılı dosya yönünden kesin hüküm oluşturmadığı gibi, ayrıca şikayet dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmesine rağmen ilk derece mahkemesinin bu konuda herhangi bir hüküm kurmadığı görülmekle istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine '' karar verildiği, ilk derece mahkemesince 2021/303 esas üzerinden verilen 06/04/2021 tarihli karar ile şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 18/07/2019 olarak tespitine , faize itiraza ilişkin karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm oluşturulduğu, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik karara karşı takip alacaklısı tarafın istinafa başvurduğu görülmüştür....
Maddesi uyarınca hasma tebliğ yasağı söz konusu olacaktır. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği taşınmaz hissedarına tebliğ edilmelidir. Taşınmaz hissedarına satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Diğer taraftan, şikayetçiye satış ilanı tebliğ tarihinin 15/11/2022 olarak düzeltilmesi talep edilmiş ise de; şikayet 08/11/2022 tarihinde yapıldığından henüz gelmeyen bir tarih tebliğ tarihi olarak belirlenemeyeceğinden usulsüz tebliğ şikayeti kısmen kabul edilerek tebliğ tarihinin şikayet tarihi gibi 08/11/2022 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
DAVA Şikayetçi borçlu vekili isteminde; takip borçlusu şikayetçiye gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek takibi öğrenme tarihinin 23.03.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Karşı taraf alacaklı vekili cevap dilekçesinde; şikayetçi borçlunun itiraz sebeplerine karşı çıkarak haksız ve dayanaktan yoksun istemin reddini savunmuştur. III....