Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usule aykırı tebliğin hükmünün 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlendiği, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğin geçerli sayılacağı, şikayet edene 2. haciz ihbarnamesinin 20/01/2021 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmek suretiyle usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, o halde muhatabın usulsüz tebliği 20/01/2021 tarihinde öğrenmiş sayılacağı" gerekçesi ile birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik şikayetin kabulü ile; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin şikayet eden yönünden 20.01.2021 olarak düzeltilmesine, 2 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiştir....

İcra Müdürlüğünün 20.02.2018 tarihli kararının kaldırılmasına, ödeme emri tebliğ tarihinin 02.09.2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği, ancak ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin iş bu şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, Mahkemece şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenerek ve buna göre davalının icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

    TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Şikayetçi takip borçlusu vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkile yapılan tebligatın kanuna ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, adreste bulunmama durumu şahsa keyfiyetin haber verilmesinin mümkün oldukça en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya bildirileceğine ilişkin düzenlemeye hareket edildiği, tebligatın hiç kimseye haber verilmeden yapıldığından geçersiz olduğunu, tebliğ tarihinin düzeltilerek yetkiye ve borca itirazlarının kabulü amacıyla açılan davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet ile borçlunun yetkiye ve borca itirazlarına ilişkindir....

    Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 24.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen İİK’nun 103.madde davetiyesinin ise 09.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 16.11.2015 tarihinde icra memurluğuna başvurarak,ödeme emri, takip konusu çek ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin bütün tebliğ mazbatalarının fotokopilerini talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 24.02.2011 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı, borçlu vekilinin 19.02.2016 tarihli duruşmada İİK’nun 103.madde davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir.Bu durumda en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 09.10.2013 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir. Buna göre borçlunun 17.11.2015 tarihinde icra mahkemesine taptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonradır....

      Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemesi halinde ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belge ile ispatlanabilir. T.K 10. maddesi uyarınca borçlunun bilinen son adresine çıkarılan tebligatın T.K 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, mahkemece tebliğ işlemi usulsüz kabul edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği, usulsüz tebligattan ve takipten en geç dava tarihinde haberdar olan davacı borçlunun bu tarihten itibaren İİK.nun 62. maddesi gereğince 7 gün içerisinde yasal itiraz hakkını kullanması gerektiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi hükmü karşısında davacıya bu konuda yeniden süre verilmesinin mümkün olmadığı, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, mahkemece de bu şekilde karar verildiği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      tarihine göre düzeltilmesi ve buna göre borçlunun süresinde olan esasa ilişkin şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma sonrası Yargıtay bozma ilamı dışında kalan hususlarda karar verilmesine yer olmadığına ve davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin TK'nun 32. maddesine göre 25/01/2016 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir....

        Bunun üzerine davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile dava açılmış ve mahkemece ....05.2015 tarihli kararı ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edildiğinin mahkeme kararı ile kabulü üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....

          ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun tebliğ yapılan yerde oturmaması, tebliğ mazbatasında geçici mi sürekli mi bulunmadığı hususunun tespit edilmemesi, bilgisi alınan ve haber bırakılan komşunun kimlik bilgilerinin dercedilmemesi, tebliğ mazbatasında yazan isimde bir komşusunun bulunmaması ve haber kağıdının kapıya yapıştırılmaması sebepleri ile usulsüz olduğunu, icra takibinden 13.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğ yapılan adresin borçlunun mernis adresi olduğunu, iş bu şikayet yapılmadan iki gün önce kötü niyetli olarak adres değişikliği yapıldığını ve şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına ilişkin olarak 19. Hukuk Dairesinin 27.10.2010 tarih ve 2010/8098-12136 E-K. sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet eden tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayet eden vekili, sıra cetveline 24.09.2009 tarihinde muttali olduklarını, müvekkil alacağının kamu alacağı olduğunu bu nedenle paranın, şikayet edilen ile garameten paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek, tebliğ tarihinin 24.09.2009 olarak düzeltilmesine, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen davanın reddini savunmuştur....

              Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 08.03.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdının tebliğ edildiği görülmüş olup, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 08.03.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 22.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

                UYAP Entegrasyonu