Mahkemece, öncelikle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenip tebligatın usulüne uygun olduğunun belirlenmesi durumunda istemin süreden reddi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde ise tebliğ tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve sürede olan şikayet ve itirazların esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde istemin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, mahkemece incelenip karar verilen ödeme emri ve 103 davetiye tebligatlarınn usulsüzlüğü şikayeti ile meskeniyet iddiası ve kıymet takdirine itirazı yanında emekli maaşının haczedilemeyeceğine yönelik olarak da şikayette bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü emekli maaşının haczedilemeyeceğine ilişkin şikayeti incelenmeksizin ve bu konuda HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca, dosya üzerinde inceleme yapıldığı ve alacaklı davada kendisini bir vekille de temsil ettirmediği halde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmalı işlere özgü tarife üzerinden alacaklı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....
Uyuşmazlığın, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte borca itiraza ilişkin olduğu görüldü....
Uyuşmazlığın, İİK'nun 89.maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti, kabul edilmemesi halinde gecikmiş itiraza ilişkin olduğu görüldü. Takip dosyasının yapılan incelemesinde; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2022/1260 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı T3 tarafından dava dışı borçlu Kayseri Garanti Taahhüt Taşeronluk ... Ltd. Şti aleyhine 320.000,00 TL asıl alacak üzerinden 10/01/2022 tarihinde örnek 4- 5 ilamlı takibe geçildiği, takibin kesinleşmesi sonrasında şikayetçi 3.kişi T1 İİK'nun 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamelerinin gönderildiği görülmüştür. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir....
Mahkemece öncelikle davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek takibe konu senette tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir. HMK'nın 7251 sayılı yasa ile değişik 353/1- a-6. maddesi " mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması yada talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması" halinde Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir....
Somut olayda tebligat evrakında, davalının tevziat saatinde nerede olduğunu bildiren komşusunun ismi yazılmadığından davalıya yapılan gerekçeli karar tebliği usulsüz olup, komşunun daire numarasının belirtilmesi bu usulsüzlüğü gidermez. Her ne kadar söz konusu tebligat usulsüzlüğü posta memurunun işleminden kaynaklanmaktaysa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 301. maddesi gereği ilamı taraflara tebliğ etmekle görevli olan mahkemenin, posta memurunca yapılan tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını denetleme, tebliğin usulsüz yapılması halinde yeniden tebligat çıkartma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu amaçla mahkeme, tebligatın usulüne göre tebliğ edilmesi ve usulsüz tebligatların tespit edilmesi için gerekli olan tedbirleri almak ve gerektiğinde ihmali bulunan kişiler hakkında yaptırım uygulamak yetkisine de sahiptir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58/3., 61/1. maddeleri uyarınca ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun “Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesinin 2. fıkrasında, birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verileceği, bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacının elektronik tebligat adresi açık ve aktif olduğundan, tebligatın elektronik yolla yapılması yasal zorunluluktur....
Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.-1991/344 K.). Yapılan tebligatın usulüne uygun yapıldığının kabulü halinde ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durdurulur. Artık alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda ödeme emrinin borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ve yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu görülmüştür....
Borçluya gönderilen 13 örnek ihtarlı ödeme emri 25.07.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, borçluya Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 07.11.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 25.07.2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Borçluya gönderilen 13 (51) örnek ihtarlı ödeme emri 11.03.2014 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 14.07.2014 tarihinde “aynı iş yerinde birlikte daimi çalışan evrak almaya ve imza atmaya ehil ve yetkili Muharrem Kocabacak imzasına tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından .....11.03.2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz....