WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davacı borçluya ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edilmiş olup, muhatabın nerede olduğu konusunda bilgisine başvurulan komşunun ismi ve imzası açık bir şekilde alınmadığı gibi imzadan imtina ettiği hususunun da tespit edilmemiş olmasına, bu hali ile yapılan tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüz olmasına, dava dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmüş olup mahkemece yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamasına, şikayet kabul edildiğinden davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2021 NUMARASI : 2020/112 ESAS- 2021/100 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ -İCRANIN GERİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 29....

Buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüzdür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

Bu husus kamu düzenine dair olup süresiz şikayete tabidir.'' denildiğini, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere geniş kapsamlı bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın verilen yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ tespiti ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayettir. İlk Derece Mahkemesince şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir. Sakarya 4....

İcra Dairesi'nin 2019/6705 Esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatılmış, davacı şirket adresine çıkartılan ödeme emri 01/07/2019 tarihinde Tebligat Kanunu 21. maddesine göre tebliğ edilmiş, davacı borçlu ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ve konkordato davasında verilen geçici mühlet kararındaki tedbir nedeniyle konulan hacizlerin kaldırılması şikayetinde bulunmuş, yapılan yargılama sonunda şikayetlerin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı borçlu istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenmesinde; 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligat, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebligat, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı)....

Ancak davacı aynı dilekçede tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğundan mahkemece öncelikle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir. Zira, tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi durumunda düzeltilecek tebliğ tarihine göre takibin kesinleşme tarihi ve hacizlerin durumunu doğrudan etkilenecektir....

Tüm bu hususlar dikkate alındığında öncelikle davacıya satış ilanının usulen tebliğ edilip edilmediğinin öncelikle tanık muhtar Özer Kıran'ın ve tanık Adem Yılmaz'ın mahkemece alınan ifadesi dikkate alınmak ve gerekirse yakın komşu olmadığı iddiası yönünden zabıta araştırması yapılmak ve davacının 87 yaşında olup evden dışarı çıkmadığı, tebliğ şerhinin bu nedenle de gerçeği yansıtmadığı iddiası da irdelenmek suretiyle öncelikle davacıya satış ilanının usulen tebliğ edilip edilmediğinin tespiti, usulen tebliğin sağlanmadığı kaanatine varılması halinde bu kez davacıya kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğü iddiasının yine tanık Özer Kıran'ın ifadesi alınmak, Sude Kıran'ın yakın komşu olup olmadığı iddiası yönünden zabıta araştırması yapılmak, bu tebliğ yönünden de davacının 87 yaşında olup evden dışarı çıkmadığı iddiası değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile karar tesisi isabetli olmamıştır....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, tebligatın usülsüz olmasının gerekçede borçlunun "İzmir'e gitmesi" olarak belirtildiğini, ancak Tebligat Kanuna ilişkin Yönetmeliği'nin 35/f. bendi gereği borçlunun "tevzi saatinden sonra dönüp dönmeyeceğinin araştırılması" gibi bir düzenleme bulunmadığını, tebliğ memuruna kanun ve yönetmelikte bulunmayan bir hususun görev olarak yüklenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetine ilişkindir. Borçlunun ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır....

05.12.2016 tarih ve 2016/6253 – 24913 Esas ve Karar sayılı ilamı ile, 01.04.2015 tarihli haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır olmadığı ve borçlunun şikayet tarihinden önce takipten haberdar olduğuna ilişkin bir delil de bulunmadığı gerekçeleriyle ödeme emri tebliğ tarihinin 20.11.2015 olarak düzeltilmesi ve borçlunun sair şikayet ve itirazlarının incelenmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, alacaklının karar düzeltme dilekçesinde; ......

    Öte yandan; İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Somut olayda, şikayetçi borçlulara hesap kat ihtarı tebligatları yapılmış olmakla, tebliğlere en geç 28.6.2019 olan icra emri tebliğ tarihinde muttali oldukları nazara alındığında, 09.8.2019 tarihinde yapılan ihtarname tebliğ usulsüzlüğü ile takip dayanağı belgenin aslının icra dosyasına sunulmadığına ilişkin iddialarının 7 günlük şikayet süresi içerisinde olmadığı görülmektedir....

      UYAP Entegrasyonu