"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, çekişme konusu otuz dokuz parça taşınmazın mirasbırakan ... tarafından mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak davalıya devredildiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlandığı gerekçesiyle bir kısım taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasının yapılan yargılaması sonunda, yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün davalılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın temyizi davalılar vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlunun borcunu ödememek gayesi ile adına kayıtlı gayrımenkulü annesi olan davalı ...’a devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu kaydının iptali ile tapunun davalı ... adına tesciline, mahkemece bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise muvazaalı yapılan satışların alacaklarının tüm ferileri ile birlikte karşılayacak şekilde iptali ile taraflarına cebri tahsil yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini kavunmuştur....
Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece muvazaa olgusunun sabit olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Nevarki; daha önce davacı tarafından davalı ve diğerleri aleyhine çekişmeli taşınmaz hakkında aynı hukuksal nedene dayalı olarak Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/572 esas, 2009/320 karar sayılı dosyasında açılan davada, 164 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, anılan davada verilen kararın eldeki davada kesin hüküm oluşturacağı kuşkusuzdur....
in kadastro tespitinden sonra öldüğü ve tereke üzerinde mirasçıların M.K'nun 539. maddesi gereğince ölüm tarihinde hak sahibi oldukları, davaya konu (ifraz öncesi 90 parsel sayılı) taşınmazın kadastro tespitinin doğrudan diğer mirasbırakan Eşe adına yapıldığı ve kadastro tespitine karşı açılan davanın 16.01.1997 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde eldeki davanın açılış tarihi olan 08.06.2011 tarihine kadar 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına ve bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davasına yönelik ret kararında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacı vekilinin ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davasına yönelik temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.' nun 19.maddesindeki genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24.05.208 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
edilemez olduğunu beyan ettiğini, yerel mahkemenin de gerekçeli kararının işbu beyan üzerine tesis edildiğini, mahkemenin vermiş olduğu ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, muvazaalı işlemin ne zaman doğduğunun önemi bulunmadığını, işbu huzurdaki davalarının, TBK 19. maddesinde tanımını bulan, muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğunu, yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmediğini, Açıklamış oldukları nedenlerle tasarruf işlemi her ne kadar sözleşmeden önce ise de (icra takibi başlatma tarihi 17/01/2020- davacı banka ile imzalanan tüketici kredi sözleşmesi 28/01/2020) 11 günlük kısa bir sürenin bulunması diğer iddia ve savunmaları dikkate aldıklarında muvazaa olgusunu güçlendirmekte ve hatta ispatlar nitelikte olduğunu, bu sebeple ''DAVANIN REDDİNE'' kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, nitekim Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 22.03.2021 T 1254/1330 sayılı...
Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. BK 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için: a) Onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması, b) Bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
(Yeni 19.) maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı genel hükümlere göre açılmış bir iptal davasıdır. BK'nun 18.maddesine dayalı olarak açılan davada alacaklının aciz vesikası sunma şartı olmadan İİK'nun 283.maddesine göre taşınmazın satışını ve haczini isteyebilmesine olanak tanınması yolunda istemde bulunma ve dava açma hakkı vardır. Bu durumda işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki davacı vekilinin sözlü ve yazılı açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, ileri sürülüş biçimine göre TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....