Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, BK'nın 19 ve İİK'nın 277 maddeleri gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulü ile icra takip işlemlerinin durdurulması amacıyla icra dosyasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu karara itiraz üzerine itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı Faruk vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerekse işleyişi açısından, genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear olarak nitelendirilmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
Davacı vekili, İİK'nun 277 v.d maddeleri kapsamında, tasarrufun iptali istemiyle açtığı davasını, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını tamamen ıslah ederek, TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davasına dönüştürdüğü ve mahkemece de, davanın TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaa davası olduğu kabul edilerek, yargılama bu şekli ile yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin, 07/11/2017 Uyap kayıt tarihli ıslah dilekçesindeki ileri sürüşe, ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava, niteliği itibariyle, TBK'nun 19. maddesinde tanımını butlan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır (Yargıtay 17. H.D'nin 2019/6115 E. - 2020/9117 K.; 2018/753 E. - 2019/11818 K.)....
ın temyizi yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, verilen 28.4.2014 günlü karar davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olup daha sonra davacılardan ..., 8.9.2015 günlü dilekçesinde davadan feragat ettiğini bildirdiğinden 11.4.1940 günlü ve 70 sayılı İ.B.K gereğince hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz incelemesi yoluyla incelenmesine engel olan bu durum karşısında mahkemece feragat hakkında bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Diğer davacıların temyizi yönünden yapılan incelemede ise, Dava, TBK'nin 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, olayımızda davacılar, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Zira, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zararlandırılması ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir....
İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın; niteliği itibarıyla İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece ise davanın TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....
İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davaları ile TBK'nun 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanan iptal davalarının yargılama usulleri, ispat vasıtaları ve dava şartlarının birbirinden farklı olması nedeniyle, hangi hukuksal nedenlere dayanılarak kabul kararı verildiği somut olarak açıklanmaksızın ve ayrıca davalı Suphi Karaaslan'ın davaya karşı koyma sebepleri üzerinde de hiç durulmaksızın verilen ilk derece mahkemesi kararının taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı taşımadığı açık olup, usulüne uygun bir kararın varlığından söz edilemez....
Dava, TBK'nun 19. Maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33. Maddesine göre Hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki açıklamalarına göre dava niteliği itibari ile TBK'nun 19. Maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öteye gitmemektedir. İİK'nun 277....
Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalı ile ortak mirasbırakanları ...'in mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile ve muvazaalı olarak dava konusu 290, 1044, 1183, 2162, 2759, 3558 ve 4031 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını kadastro tespiti sırasında haricen satmış gibi göstererek davalı oğlu ... adına tescilini sağladığını, davalının satış tarihinde yaşının küçük olup, tasarruf ehliyeti bulunmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanı ile arasında satış sözleşmesi yapılmadığını, taşınmazları kadastro tespiti ile edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptal istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve davada açıkça B.K.’nın 18. maddesine dayanılmasına, maddede öngörülen muvazaa hukuksal nedenine istinaden daha önce borçlu adına olan tapu kaydının tekrar borçlu adına döndürülmesinin istenmesine, muvazaaya dayalı iptal davalarının bir süreye bağlı olmadan açılabilmesine göre temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....