Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyasından daha önce haciz konulduğu ve birinci sırada bu haczin olduğunu, davacı haczinin ikinci sıra da tesis edilmiş olması nedeniyle hacizden birbuçuk yılı sonra sıra cetveline itiraz davası açtığı, oysa davanın İlK'nın 140/1 maddesinde düzenlenen sıra cetveline ilişkin olmadığının yazılı delillerle sabit olduğunu, İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19 ve 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, genel hükümlere göre de ispat yükünün bizzat davacı da olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararının 2.sayfasında "...sıra cetveline itiraz ve tasarrufun iptali davalarında takibe konu yapılan alacağın gerçek alacak olup olmadığının ispatı davalı tarafa ait olup....

Dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi ve açıklamalara göre, davanın niteliği itibari ile TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Uygulamada anılan sözleşmeler gerek özü, gerekse işleyişi açısından, genelde muvazaa, özelde ise nam-ı müstear olarak nitelendirilmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de, bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. maddesinde söz edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeni ile hakları ihlal olunan ve zarar gören üçüncü kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....

D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince, tapu iptal ve tescil taleplerinin, muvazaa iddialarının ve ayrıca davalıların ihtiyati tedbir sebebiyle mağduriyetlerinin söz konusu olmayacağının değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tapu kaydına tedbir konulmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati haciz HMK'nın 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haciz şartları ve etkileri ise İİK'nın 257. maddesinde düzenlenmiştir....

Hukuk Dairesi’nin 21/02/2017 gün, 2014/16092 E- 2017/1741 K sayılı ilamında; “...Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2011 tarihinde kesinleşen 2005/165 Esas 2008/96 Karar sayılı ilamı gereğince dava konusu takip dosyasına konu çeklerle ilgili 22.500,00 TL alacağın her çek için ibraz tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmiş ise de anılan ilamla ilgili davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı, ayrıca eldeki davanın TBK’nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine dönüştürülmesine ilişkin ıslah talebinde bulunulmadığı, dolayısıyla eldeki dava yönünden dava şartı olan geçerli bir takibin bulunması şartı ortadan kalmış olduğundan davanın önkoşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi ise davaya konu olay niteliği itibariyle BK'nın 18. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki tür davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİY'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası, alacaklı ve borçlunun yaptığı tasarrufi işlemin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak, muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler (olayımızda davacı) tek taraflı ve çok taraflı hukukî işlemlerinin geçersizliğini ileri sürebilirler, danışıklı olan bir hukukî işlem ile 3. kişinin zararlandırılması, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalı borçlu ...’in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 30.10.2007 tarihinde akrabası dava dışı ....’na, onun da 8.5.2009 tarihinde borçlunun kardeşi davalı ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş 11.2.2014 tarihli dilekçesi ile dava sebebini TBK’nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak ıslah ettiklerini belirterek İİK7nun 283/1 maddenin kıyasen uygulanmasını talep etmiştir. Davalı borçlu ... savunma yapmamıştır....

        Dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. İptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. Bu tür davalarda davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmekte olup alacaklının muvazaalı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için muvazaalı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla muvazaalı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Diğer taraftan İİK'nun 277. vd. maddelerde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1998/44 E. sayılı dosyası ile hile ve tehdit hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil davası açıldığı, davanın görevsiz mahkemede açıldığı gerekçesi ile reddedildiği, yine mirasbırakan tarafından 19/03/2009 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/59 E. sayılı dosyası ile hile hukuksal nedenine dayanılarak tapu iptal tescil davası açıldığı, davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verildiği, Dairece esastan onanıp, vekalet ücretine hasren bozulduğu, bozma sonrası mirasbırakanın ölümü üzerine mirasçılarının davayı takip ettiği, ...’ün 28/01/2010 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı çocukları ..., ... ve ... ile dava dışı ... ve davalının eşi ...’ı bıraktığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK 33. (1086 sayılı HUMK 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir....

          Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise " davacının davasını özellikle BK'nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK'nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir." şeklinde karar verilerek TBK'nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK' nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir. 7- Somut uyuşmazlıkta dava, TBK'nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğuna göre, açılan dava TTK'nın 4/1. maddesi...

            ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı şirket paylarının iptali ile tescili olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.Davacılar, ortak mirasbırakan ...'ın malvarlığının büyük bir bölümünü oluşturan, ortağı ve yetkilisi olduğu ......

              UYAP Entegrasyonu