Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, dava konusu taşınmazın davalı Mehmet oğlu T3 adına kayıtlı bulunan 5/8 hissesinin ön alım hakkı nedeniyle tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili muvazaa iddialarının değerlendirilmediği gerekçesiyle istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/317 esas 2018/356 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 03/04/2018 havale tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunmuş ise de daha sonra 21/08/2018 havale tarihli feragat dilekçesi ile istinaf yoluna başvurmaktan feragat ettiklerini beyan etmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Dava ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir....
İptal davası ile muvazaa davası farklı niteliklere sahiptirler ve farklı sonuçlar doğrurlar....
"İçtihat Metni" Dava, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası ve ilgili Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yüksek (1). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacı vekili, davalı eş ... aleyhine boşanma ve katkı payı alacağı davası açtığını; dava konusu edilen taşınmazın mal kaçırma amacıyla diğer davalılara devredildiğini iddia ederek kötüniyetli ve muvazaalı tescilin iptali ile taşınmazın tescilinin müvekkilinin eşi davalı ... adına yapılması talebinde bulunmuştur. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Dava BK'nun 18. maddesi uyarınca muvazaalı işlem yapıldığı iddiasına dayalı araç ve tapu kayıtlarının iptali ile borçlu adına tescili istemine ilişkindir. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK 18.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
e satış yoluyla temlik ettirdiklerini, yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğiyle eldeki dava açmış, yargılama sırasındaki tüm aşamalarda muvazaa iddiasını ve asıl amacın davalı ...'e devir olduğunu tekrarlamış; davalı ise murisin mirasçılar arasında denkleştirme iradesi ile hareket ettiğini, tüm mirasçılarına taşınmazlarını paylaştırdığını savunmuş, bazı tanıklarda bu savunmayı doğrulamışlardır. 6100 sayılı HMK 33. (1086 sayılı HUMK 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu açıktır....
BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mahkeme tarafından Borçlar Kanununun 18. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil olarak vasıflandırılmış ve bu yönde hüküm kurulmuş olmakla inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.09.2012 (Salı)...
Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....