WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

müvekkili zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK. 277. ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline olmadığı takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline, davacı müvekkiline, dava konusu taşınmaz üzerinde Ankara İcra Müdürlüğü’nün 2013/18720 E. sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Her ne kadar davacı tarafça muris muvazaasına dayanılmış ise de, dava esas niteliği itibari ile TBK 19.maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı şirket hisselerinin devrine ilişkin işlemlerin iptali ve davacının miras payı oranında adına tescili istemine ilişkindir. Bu hali ile de genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekmekle davaya bakma görevi mahkememize aittir. 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesinde, genel muvazaa hükümleri düzenlenmiş olup "Tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır." hükmü getirilmiştir. Özellikle resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrine TBK'nın 19.maddesi uygulanacaktır....

    Mahkemece her ne kadar mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle muvazaa iddiası kabul edilmişse de; davalı tarafın temyiz aşamasında dosya sunulan 19/11/2014 tarihli tapu kayıtlarından mirasbırakan adına 1380, 1496 ve 3640 parsel sayılı taşınmazların olduğu saptanmıştır. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....

      Davalı, mirasbırakanın davalı oğlunun kredi borcunu ödemek için borç para aldığını, karşılığında dava konusu taşınmazın ½ payını satış suretiyle devrettiğini, 19 senelik evliliği boyunca mirasbırakana baktığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 1262 ada 11 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölüm mirasbırakan ...’e ait iken 07/07/2009 tarihinde 1/2 payını satış suretiyle davalıya temlik ettiği, mirasbırakanın 04/11/2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ile davalı ikinci eşinin kaldıkları anlaşılmaktadır. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

        Davacının bu taşınmazla ilgili talebi, dava dilekçesi içeriğinden de anlaşıldığı üzere; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere muvazaa hukuki sebebine (BK.m. 18; TBK m.19) dayanmaktadır. Öyleyse, bu belirlemeye göre istek, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. İstek yönünden genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu bakımdan, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.01.2018(Prş.) .......

          Dava TBK 19. maddesinde izah edilen muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir. Muvazaalı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak muvazaalı muamele nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Somut olayda davacı da kendisine zarar verici mahiyette olduğunu ileri sürdüğü ve davalılar arasında gerçekleşen işlemlerin iptalini talep etmiştir. Bu hali ile davacının hukuki yararının olduğu açık olup bu husus nazara alınarak davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....

            Davacının aşamalarda ve dava dilekçesindeki tüm açıklamaları ile istemleri BK 18 (TBK 19.) maddesi kapsamında olup bu hali ile davanın, BK 18. maddede ifadesini bulan muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu kabul edilerek hak düşürücü sürenin söz konusu olmayacağı da nazara alınıp diğer şartların araştırılması neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990.00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.12.2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereği muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali talebidir. Mahkemece ; davacının davasının kısmen kabulü ile; Fen-İş T4 T3 arasındaki dava konusu hisselerin devrine ilişkin 05/10/2012 tasarrufun Tunceli İcra Müdürlüğü'nün 2012/1040 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla TBK 19. madde gereğince muvazaa nedeniyle iptaline ve davacıya dava konusu hisseler üzerinde Ccebri icra yetkisi verilmesine, Fen-İş T4 davalı Cenk Ali YAŞAR'a devrine ilişkin bir tasarruf bulunmadığından bu husustaki talebin reddine, karar verildiği kararın davalılar T3 ve Fen-T4 ve Ticaret Ltd. Şti. vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/151 E....

              (TBK m. 614 (BK) m. 514)).Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

                Başka bir deyişle, muvazaaya ilişkin soyut iddia karşısında TBK'nın 19. maddesinde düzenlenen "muvazaa hukuksal olgusu"nun ve yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptal koşullarının, özellikle İİK'nın 280. maddesi gereğince tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için aranılan "malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar vermek kastıyla hareket etmiş olması" koşulunun somut uyuşmazlıkta asıl ve birleşen dava yönünden gerçekleşmediği; ayrıca birleşen davada davacının İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 madde uyarınca iptal talebinde bulunmasına, aşamalarda bu talebini tekrar etmesine, yukarıda açıklanan nedenlerle muvazaa (TBK m.19) olgusunun gerçekleşmemesine, bu itibarla İİK 277 ve devamı maddeleri çerçevesinde yapılan değerlendirmede İİK'nın 284. maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü sürenin gerçekleştiği yönündeki mahkeme kabulü yerinde olmakla birlikte, muvazaa olgusunun da gerçekleşmediğinin belirtilmesinin gerekmesine...

                UYAP Entegrasyonu