Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin vekâlet ücretine hasren temyiz itirazının incelenmesine gelince; Bilindiği üzere; muvazaa hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda dava değeri, taşınmazın keşfen belirlenen değerinin davayı açan mirasçıların, miras paylarına isabet eden kısmı olup, davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinin de noksan harcın ikmal edilmesi durumunda bu değer üzerinden belirlenmesi gerektiği şüphesizdir....

    E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiş, karar davalı T7 vekili tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati haciz HMK'nın 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak kabul edilmiş, ihtiyati haciz şartları ve etkileri ise İİK'nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. İİK'nın 257. maddesi "rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyati haciz ettirebilir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasının yapılan yargılaması sonunda, yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün davalılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın temyizi davalılar vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlunun borcunu ödememek gayesi ile adına kayıtlı gayrımenkulü annesi olan davalı ...’a devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu kaydının iptali ile tapunun davalı ... adına tesciline, mahkemece bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise muvazaalı yapılan satışların alacaklarının tüm ferileri ile birlikte karşılayacak şekilde iptali ile taraflarına cebri tahsil yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini kavunmuştur....

      İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava; İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali olmadığı takdirde TBK 19. Maddesi gereğince muvazaaya dayalı iptal istemine ilişkindir....

      Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde ve davanın TBK’nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının davalı borçludan olan alacağının kesinleşmiş Mahkeme kararı ile belirlenmiş olmasına, eldeki dava yönünden davacının aciz belgesi sunma zorunluluğu bulunmamasına, üzerinde benzinlik bulunan taşınmazın borca mahsuben borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek davalı 3.kişi ...’a satılmış olmasının iptale tabi bulunmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 1.793,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Halbuki, boşanma davası esnasında aile konutuna ilişkin ileri sürülen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, Aile Mahkemesi görevlidir. Şu halde; Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/11/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 ). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur....

            Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Bir dava da öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK'nun madde 33)Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19 maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaaya nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....

              Somut olayda davacının talebinin TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğuna göre muvazaalı işlemin diğer tarafı olan yani borçlu tarafından ilk satış yapılan şahıs ve varsa diğer satış yapılan şahıslarında davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. HMK'nun 124/3.fıkrasına göre "maddi hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebilir." Yine anılan maddenin 4.fıkrasında da "dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğini" hüküm altına almıştır. Davacı dava dilekçesinde sonraki satış yapılan kişilerin belirlenemediğini, belirlenmesi halinde davaya dahil edileceğini belirtmiştir....

                (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Kural olarak, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

                  UYAP Entegrasyonu