ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/01/2014 NUMARASI : 2010/430-2014/57 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları Z.. K..'ın kayden maliki olduğu 48 ve 534 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, mirasbırakanın ölümüne kadar bakımını yaptığını, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların davalıya temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bu hali ile, davanın terditli açıldığı, talebin TBK.nun 19 maddesi muvazaa hükümlerine dayandırıldığı açıktır. Dava, TBK 19 maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali ile, İİK 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı borçlu Yılmaz Var'ın davacı bankaya kredi borcu bulunduğunu, davalı borçlunun davacı bankadan kredi kullanmadan önce kendisine ait taşınmazı diğer davalı olan kardeşine devrettiğini, devir işleminin muvazaalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, TBK. 19. madde uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Borcun doğum tarihi devirden sonra olduğuna göre taleplerin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/08/2022 Tarihli Ara Kararı NUMARASI : 2022/485 DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19) KARAR : İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın borçlu davalı tarafından kardeşine, ondan da diğer davalılara devredildiğini, devrin muvazaalı olduğunu, davalı borçlu ile dava dışı banka arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan alacağın vekil eden tarafından temlik alındığını, borçlunun borcu karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, tasarrufun TBK 19.maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalıların mal kaçırma saiki ile hareket ettiklerinin aşikar olduğunu beyanla Bingöl İcra Müdürlüğü'nün 2019/5325, 5326, 5336 esas sayılı takip dosyalarındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere İİK'nın 283.maddesi kıyasen uygulanarak cebri icra ve satış yetkisi verilmesine, taşınmazın ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dava TBK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre hakim, Türk Hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
ye 16.000,00 TL bedelle tapuda satış suretiyle devir ve temlik ettiğini, yapılan bu devrin ... takibini sonuçsuz bırakmak için 818 Sayılı BK.18.maddesine (6098 Sayılı TBK 19.madde) göre muvazaalı olduğunu, her iki davalının da tapudaki satış işlemindeki iradelerinin gerçek bir satış işlemi olmayıp, alacaklıdan mal kaçırmak için yapılan muvazaalı işlem olduğunu, zira taşınmazın o günkü piyasa bedelinin 75.000,00 TL civarında olup, gerçek bedelinin çok altında 16.000,00 TL üzerinden satış işlemi yapılmasının işlemin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, söz konusu taşınmazın halen davalılarca kullanıldığını,muvazaalı tasarrufun iptalini, ... dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere gayrimenkul üzerinde cebri haciz ve satış yetkisi verilmesini dava ve talep etmiştir....
Ayında yapıldığını, bu açıdan davacının iddiasının değerlendirilmesinin olanaksız olduğunu, yapılan işlemin muvazaalı olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığını, ispat külfetini bu açıdan yer değiştirmemesine rağmen müvekkilinin icra takibine konu alacağın varlığının ispatlandığını, müvekkilinin borçlu değil alacaklı konumunda olduğunu, icra dosyasında yapılan tebligatların tamamının asıl borçlulara yapıldığını dosya içerisindeki tebligat parçaları incelendiğinde bu hususun belirleneceğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.( BK 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir....
Davacı talebinde Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararına dayalı tazminat ve nafaka alacağı olduğunu ileri sürerek dava dışı borçlunun alacağını ödememek için muvazaalı olarak taşınmazını kardeşi davalı ...'a sattığını, muvazaalı yapılan işlemin iptali ile tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini istemiştir. Davacının, davası TBK 19. maddesine dayalıdır. Bu tür davalarda yukarıda açıklandığı üzere aciz belgesi alınmasına gerek yoktur. Öncelikle davalı ...'a taşınmazı devreden kardeşi dava dışı asıl borçlu Mehmet ...'ın hukuku da etkileneceğinden davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp dava konusu taşınmazın alacak içeren Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararının 12/06/2014 kesinleşme tarihinden sonra 20/08/2014 tarihinde dava dışı borçlu Mehmet ...'tan kardeşi davalı ...'...
Mahkemece, davacının sıfatı, yasal dayanak ve davadaki istemi dikkate alındığında uyuşmazlığın 4270 sayılı TMK’nun 2.kitabında yer aldığı 4787 sayılı Yasa’nın 4/1 maddesine göre TMK’nun 2.kitabıyla ilgili olarak açılan davalarda Aile Mahkemesi görevli olduğundan bahisle HMK’nun 114 ve 115. maddeler gereğince davanın reddi ile dosyanın görevli ... nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir....
Bu durumda, ölünceye kadar bakma aktinin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca,davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....