Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasından amaçlanan davacı alacaklıya alacağını tahsil etme imkanı olduğundan davanın kabulü halinde İİK’nun 283/1. maddesinin kıyasen uygulanması gerekmektedir....

    K A R A R Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02.07.2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. ......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; TBK'nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece davanın TBK 19 maddesi uyarınca tasarrufun iptali davası olduğu, davalı borçlu ile üçüncü kişi olan diğer davalı arasındaki bono tanzimi ve icra takibi işleminin davacının alacağını etkisiz bırakmaya yönelik ve muvazaalı olduğu hususunda ispat yükünün davacıya ait olduğu, icra dosyaları, bono ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı alacaklı tarafından dahili davalı borçlu hakkında kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak 12/01/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, alacağın tahsili için ilgili yerlere ve borçlunun çalıştığı işyerine maaş haciz ihbarnameleri yazıldığı, bu esnada davalı borçlu Yüksel'in damadı olan diğer davalı Hakan tarafından 01/02/2018 tanzim tarihli 25.000,00TL miktarlı bonoya istinaden 13/04/2018 tarihinde borçlu Yüksel hakkında icra takibi yapıldığı , ödeme emrinin hemen akabinde 16/04/2018 tarihinde borçlunun eşine tebliğ edilerek 19/04/2018 tarihinde de borçlunun dilekçe...

      Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nun 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır...." denilmek suretiyle direnme kararı bozulmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3771 Esas 2016/5972 Karar sayılı ilamında; "... davacı vekili, davacıların murisi ...'in 04/08/2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin ...'...

        Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nun 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır...." denilmek suretiyle direnme kararı bozulmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3771 Esas 2016/5972 Karar sayılı ilamında; "... davacı vekili, davacıların murisi Hakan Enderer'in 04/08/2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin Metal Pres San. ve Tic....

        (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

          Hâl böyle olunca, davanın konusunu oluşturan 34 M 1741 sayılı ticari plakanın devri yönünden TBK'nin 19. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, muris muvazaası kapsamında değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/365 ESAS SAYILI ARA KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (TBK 19.maddesine dayalı) KARAR : Fethiye 3....

            HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, mirasbırakan babası ...ın fındık bahçesi niteliğindeki 1172 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakım koşuluya davalı torununa temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu