Davacının bu davayı açmaktaki amacı açılan her iki dava (katkı payı ve tazminat) sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Zira yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması hâlinde davacı satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, muvazaalı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil kıyasen İİK’nın 283/1. maddesi gereğince tapu iptali ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Davacının karşılanması gereken bir alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından, davacı tarafından açılan boşanma davası sonunda davacı lehine tazminata hükmedildiği, yine katkı payı alacağına ilişkin davada da davacı lehine tazminata hükmedildiği ve her iki davanın da kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır....
, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sy. 362. maddesi (1- f) bendi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Kat 20 nolu bağımsız bölüm mesken nitelikli taşınmazın 1/4 hissesini eşine devretmiş olduğunun tespit edildiğini, bahsedilen devrin alacaklının zarara uğratılması kastı yapıldığının açık olduğunu, hissenin değerinin altında ve borçlunun eşine devredilmiş olmasının borçlu tarafından mal kaçırma maksatlı işlem olduğunu, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, davanın kabulü ile davalıların tasarruflarının iptaline karar verilmesini, yapılan muvazaalı devir işleminin TBK 19.maddesi uyarınca iptali ile Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/21056 Esas, Antalya Genel İcra Dairesinin 2022/163161 Esas ve 2022/163159 Esas sayılı dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra ve satış yetkisi verilmesine, söz konusu taşınmazın tasfiyesi halinde İİK 277.maddesi uyarınca karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf istemi HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış ve temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından süresinde ve davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde katılma yolu ile temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'...
Öte yandan mahkemece, temlikin muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amaçlı olup olmadığı yönünde tanıkların yeterli beyanlarına başvurulmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, tanıkların yukarıdaki ilkeler uyarınca tekrar dinlenilmesi, temlike konu ve mirasbırakanın temlik dışı bıraktığı terekesinin değeri de gözönüne alınarak yapılan temlikin hoşgörü sınırları ve makul nispette olup olmadığı saptanarak bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden doğru bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda İİK’nun 277.maddesinden bahsetmiş ise de konu bölümünde davanın TBK’nun 19.maddesinin göndermesi ile İİK’nun 283.maddesinin uygulamasını istediğini, yargılama sırasında verdiği 27.08.2014 tarihli yazılı açıklamalarında da davanın TBK 19. maddesine dayanarak açtıklarını açıkça belirtmiştir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19 maddesi gereğince tapu iptali tescil aksi halde muvazaalı işlemin iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, ara karar davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacı ve davalılardan T4 evli oldukları boşanma ve mal rejimi davalarının devam ettiği, evlilik birliği içinde alınan evin davalı Nuray, aracın da davalı Ercan'a satıldığı iddiası ile iş bu davanın açıldığı, dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir talep edildiği görülmüştür....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu açık olup mahkemenin bu açıklığa rağmen İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelemesi isabetli değildir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
e yaptığı devrin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu; diğer davalıların ise, muvazaalı temliki bilen ya da bilebilecek konumda oldukları, 4721 sayılı TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacakları gözetilerek, davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine. Kararı katılma yolu ile temyiz eden davacıların temyiz itirazlarına gelince, Bölge Adliye Mahkemesince, kayıt maliki olan davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalılar ... ve ... bakımından ise davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayanan davalarda, yapılan muvazaalı işlem haksız fiil niteliğinde olup, eylemi birlikte gerçekleştirenlerin, bir başka ifade ile aynı muvazaalı işlemin tarafı olanların davadan birlikte sorumlu tutulmaları gerektiği kuşkusuzdur....