Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.1972 gün ve 1972/351 - 1972/223 sayılı kararı ile orman sınırlandırmasının iptal edilerek taşınmazın orman tahdidi içine alındığını, daha sonra 1997 yılında yapılan arazi kadastrosunda belirtilen mahkeme kararı nedeniyle taşınmazın orman niteliği ile tespit gördüğünü, ancak bu kararın yanlış zilyede dava açılması nedeniyle kesin hüküm oluşturmadığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, dava tapu iptali ve tescil niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1970 tarihinde ilk kez yapılan ve 26.06.1971-26.06.1972 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu sırasında taşınmazın, tarla niteliği ile orman tahdidi dışında bırakıldığı, Orman Yönetiminin itirazı üzerine ......

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.01.1975 gün ve 1972/361 - 1975/1 sayılı kararı ile orman sınırlandırmasının iptal edilerek taşınmazın orman tahdidi içine alındığını, daha sonra 1997 yılında yapılan arazi kadastrosunda belirtilen mahkeme kararı nedeniyle taşınmazın orman niteliği ile tespit gördüğünü, ancak bu kararın yanlış zilyede dava açılması nedeniyle kesin hüküm oluşturmadığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, dava tapu iptali ve tescil niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1970 tarihinde ilk kez yapılan ve 26.06.1971-26.06.1972 tarihleri arasında ilan edilen orman kadastrosu sırasında taşınmazın, tarla niteliği ile orman tahdidi dışında bırakıldığı, Orman Yönetiminin itirazı üzerine ......

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. madde hükümlerinin davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada bulunan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritasında kısmen yeşil renkli bölümde kaldığı bildirildiği halde, bu yeşil rengin sebebi ve memleket haritasının tarihi açıklanmadığı gibi, memleket haritası ile taşınmazı komşu parsellerle bir arada gösteren kadastro paftası çakıştırılmamıştır. Bu nedenle, rapor denetime elverişli değildir....

        Kabule göre de, çekişmeli taşınmaza komşu 8506 sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ile varsa dayanak belgeleri dosya içine getirtilmemiş, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı kalıyorsa imar planının hangi tarihte kesinleştiği araştırılmamış, 1'er kişilik ziraat bilirkişi ve orman bilirkişisinden rapor alınarak çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesine çalışılmış, çekişmeli taşınmaz bölümünün 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarına konu olup olmadığı net olarak belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliği en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle ......

          Dava 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı gerçek veya tüzel kişilere yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda çekişmeli 103 ada 155 parselin kullanım kadastro tutanağının beyanlar hanesinde; taşınmazın eylemli ormana dönüştüğü belirtilmiştir. Taşınmazın eylemli orman olduğunun beyanlar hanesinde şerh verilmesi nedeniyle orman idaresine de husumet yöneltilmesi gerekirken dava Hazine aleyhine açılmış ve taraf teşkili eksik bırakılmıştır. O halde mahkemece davacıya davasını Orman Genel Müdürlüğüne de yaygınlaştırma olanağı tanınmalı, orman idaresi davaya dahil edilerek dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlandığı takdirde davaya devamla tarafların bildirdikleri deliller toplanarak uyuşmazlık esastan çözülmelidir....

            yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümleneceği, nedeniyle; Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, ... fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, orman yüksek mühendisi ve bir ... elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte ... araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlensi, kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, çekişmeli taşınmazın konumunu ... parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması; taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde iskan yada tapuda tevzi yoluyla gerçek ve tüzel kişilere dağıtılması söz konusu olamayacağından, tapu kaydının hukuki değerinin bulunmadığı dikkate alınarak taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi...

              Ancak çekişmeli taşınmazla ilgili olarak kadastro tespit tutanağı eldeki davanın devamı sırasında düzenlendiğinden aslında çekişmeli taşınmazın ... hanesi boştur. Hükme esas alınan uzman orman bilirkişi kurulu ile fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın tamamının yörede 1951 yılında kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı, ancak daha sonra yapılan ve kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında ise 2/B madde uygulamasına konu olduğu açıklanarak taşınmazın tahdit hattına göre konumunu göstermişlerdir. Bu uygulamaya göre çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptanmış olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ancak yörede yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması eldeki dava nedeni ile kesinleşmemiştir....

                bu yerlerin orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış orman olmaları nedeniyle her zaman orman sınırı içine alınabilecekleri gözönünde bulundurulmalı, taşınmazın öncesi itibarıyla orman olduğu belirlendiği takdirde, orman kadastrosunun kesinleştiği ve taşınmazın orman sınırı dışında bırakıldığı 28.05.1986 tarihi ile davanın açıldığı 23.01.2006 arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı düşünülmeli, tüm deliller çerçevesinde karar verilmelidir....

                  Köyü, 112 ada 8 parsel sayılı 1085,68 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa niteliği ile davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı, aplikasyon sırasında 1948 yılında yapılan ilk tahdit haritasına uyulmadığı iddiasıyla, dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan bölümünün kadastro tesbitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır....

                    Köyü, 112 ada 5 parsel sayılı 4773,24 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 2 katlı kargir ev ve tarla niteliği ile davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığı, aplikasyon sırasında 1948 yılında yapılan ilk tahdit haritasına uyulmadığı iddiasıyla, dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan bölümünün kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu