Çekişmeli taşınmazlara komşu 21 ve 22 nolu parsellerin hükmen orman olduğu, dava konusu 19 nolu parselin 54 parsel numaralı Şarapnel Devlet Ormanı içine doğru uzandığı, üç yönü orman olup, bir yönden yola dayandığı, dava konusu 15 parselin komşuları 34 ve 37 parsellere ilişkin kararın ise, Yargıtayca bozulduğu anlaşıldığından, iyi ve sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için öncelikle dava konusu parsellerin komşu 34 ve 37 parsellerle birlikte incelenerek orman niteliğinin belirlenmesi gerekir....
Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, orman bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği zilyetlik tanıklarından taşınmazın hangi tarihten beri kim tarafından kullanıldığı ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop ile jeodezi ve fotogrametri uzmanına inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, zilyetliğin süresi ve şekli konusunda, orman bilirkişisinden taşınmazın orman vasfında olup olmadığı hususunda rapor alınmalı, taşınmazın sınırları harita çizim programı vasıtasıyla fotoğraflara yansıtılmalı, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden gösterir...
harita ve rapor düzenlettirilmeli ve bu şekilde hava fotoğraflarının çekildiği tarihler itibarıyla taşınmazın niteliğinin belirlenmesine çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önüne alınarak imar planına alınma tarihinden önce 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı belirlenmeli; orman bilirkişi kurulundan, bölgede orman tahdidinin ne zaman yapılıp kesinleştiği, taşınmazın tahdit dışında bırakılıp bırakılmadığı, ormandan açılıp açılmadığı, orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan...
Dosya kapsamından, çekişmeli taşınmaz kuzey yönden komşu olan tescil harici taşınmazın niteliğinin ne olduğu anlaşılamadığı gibi, uzman orman bilirkişi tarafından memleket haritasında nizalı taşınmazın işaretlendiği yerde ... yönde ... de bulunmadığından, nizalı taşınmazın gösterildiği yerin doğru olduğu hususunda tereddüte düşülmüştür. Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir....
Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan, çekişmeli taşınmazın güneyindeki yerin dava konusu edildiği,mahkemenin 2004/990 esas numaralı dosyasına konu taşınmazın eğiminin de yer yer % 18 olarak hesaplanmış olması karşısında, çekişmeli taşınmazın eğiminin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda tereddüt oluşmuştur. 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesinin karşıt kavramına göre eğimi % 12'nin üzerinde olan çalılık, fundalık karakterdeki taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Taşınmazın ... bir bölümünde eğimin düşük olması (% 8), o taşınmazı orman bütünlüğü içinde olmaktan çıkarmaz....
Dava, orman savına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1991 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, 09.07.2009 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Kanuna göre düzeltme çalışması, 1964 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır. 1. Davalı ..... çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından; uzman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı anlaşıldığına göre, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı ... ... (B) harfi ile işaretli bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2....
Köyü 103 ada 27 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1996 tarihinde yapılan ve 04.02.2000 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalmasına ve eylemli orman olmasına rağmen Mera Tespit ve Tahdit Komisyonu tarafından mera olarak sınırlandırıldığı iddiasıyla kera komisyonu tespitinin iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın süreden reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera tespitine itiraz ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır....
Dava, ... ve Orman bakanlığıyla, tesbit tutanağında hak sahibi olarak gösterilen gerçek kişilere yaygınlaştırıldıktan sonra yapılan araştırma sonunda, mahkemece bu kez davanın KABULÜNE, çekişmeli parsellerin tesbitlerinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi, ... ile davalılar Muammer ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 14.05.1967 tarihinde ilan edilerek bir yıl sonra kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 3402 sayılı Yasanın 4/3 maddesi hükmüne gore 185 Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması, genel arazi kadastrosu sonuçları ile birlikte 09.11.2006 ila 08.12.2006 tarihinde ilan edilmiştir....
Yapılan yargılama sonucunda Orman Yönetiminin davasının kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 328.25 m2'lik bölümünün orman niteliğinde Hazine adına, (A) harfi ile gösterilen 1105.09 m2'lik bölüm üzerinde dahili davalının 40 yılı aşkın zamandan beri zilyetliğinin bulunmaması ve terk etmiş olması nedeniyle tesbitin iptali ile tarla niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline, 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı vekili lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır....
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın orman niteliğini neden yitirdiği bilimsel veriler ile açıklanmaması, raporun sonuç bölümü ile diğer bölümleri arasında çelişki bulunması, taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşmeyeceği hususlarının açıklanmaması ve fiili durumu itibariyle nitelik kaybettiği tartışmasız olan taşınmazın, bu nitelik kaybının insan eliyle ve zorlamayla, üzerine yapılan bina veya diğer zorlayıcı yöntemlerle mi, yoksa doğal ve gerçek anlamda bilim ve ... bakımından nitelik kaybına uğradığı hususlarında yeterli ve kanaat verici olmadığı gibi, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi de soyut ve dayanaksız kalmaktadır. 6831 sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi ile (bilim ve ... bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması...