Dava, 6831 sayılı Yasanın 11. maddesine göre 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 25.09.2009 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1944 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı ve daha sonra orman niteliğinin yitirilmesi nedeniyle 2/B madde uygulamasıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı, bu işlemin de kesinleştiği belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... köyünde yapılan kullanım kadastrosu sırasında 102 ada 196 parsel sayılı 1520,28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. Durmuş oğlu ...'nın 1988 yılından beri kullanımlarındadır” şerhi yazılmak suretiyle bahçe niteliğinde Hazine adına 25/06/2014 tarihinde tespit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın meşe ağaçlarıyla kaplı ve bitişiğindeki parselin orman olduğunu belirterek eylemli orman olduğu iddiasıyla tesbitin iptali ile taşınmazın orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasaya göre yapılan ve 16.11.2006’da altı aylık ilana çıkarılarak dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ile 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece taşınmazın 2/B sahasında kaldığı ve 2/B madde koşullarının oluştuğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, uzman bilirkişi ... ... raporunda çekişmeli taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden iken ... ve ... üstü yapı itibarıyla 31.12.1981 tarihinden önce orman özelliğini yitirdiğini ve 2/B madde uygulamasının yerinde olduğunu açıklamakla birlikte, dava konusu taşınmazın ......
bir itiraz olmadan orman kadastrosunun kesinleştiğini, ancak 3402 Sayılı Yasaya göre 1990 yılında uygulamalar başlayıp bu uygulamalara esas olmak üzere 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 3302 Sayılı değişik 2/B Maddesi uygulamaları için görevlendirilen komisyonun kesinleşmiş orman kadastrosu tutanakları dikkate alınmadan sehven taşınmazın özel mülkiyete konu olmasına sebep olduğunu belirterek; bu nedenlerle dava konusu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu mevcut olması sebebi ile hatalı tutulan tapu kayıtların iptali ve dava konusu taşınmazın orman vasfıyla hazine adına tescilini, dava konusu taşınmazın 3....
bir itiraz olmadan orman kadastrosunun kesinleştiğini, ancak 3402 Sayılı Yasaya göre 1990 yılında uygulamalar başlayıp bu uygulamalara esas olmak üzere 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 3302 Sayılı değişik 2/B Maddesi uygulamaları için görevlendirilen komisyonun kesinleşmiş orman kadastrosu tutanakları dikkate alınmadan sehven taşınmazın özel mülkiyete konu olmasına sebep olduğunu belirterek; bu nedenlerle dava konusu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu mevcut olması sebebi ile hatalı tutulan tapu kayıtların iptali ve dava konusu taşınmazın orman vasfıyla hazine adına tescilini, dava konusu taşınmazın 3....
Köyü 101 ada 66 parsel sayılı 5080 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması vardır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....
yapılması gerekirken, zilyetlik koşullarının değerlendirilerek buna göre davalılar adına tespitinin yapılmış olması sebebiyle yapılan tespite itiraz etme gereğinin hasıl olduğunu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1.maddesi uyarınca tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılacağını, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün kaldırılmış olmasının sonucu değiştirmeyeceğini, taşınmazın niteliğinin orman olduğunun kesinleşen tapulama komisyonu kararı ile sabit olduğunu, taşınmaz kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılmış olmakla orman niteliğini yitirse de; tahdidin kesinleştiği tarihe kadar orman niteliğini koruduğundan bu tarihe kadar olan zilyetliğe değer verilmemesi gerektiğini, 766 sayılı Kanun gereğince yapılan çalışmalarla orman olması nedeniyle gene sınır dışında bırakıldığı halde daha sonra 6831 sayılı Kanun gereğince geçen orman kadastro sırasında da, orman haritasında (sarı boyalı alanlar) orman dışında bırakılan yerlerde...
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişi adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1968/72 ve 1969/874 sayılı kararıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişi adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....
Yukarıdaki yöntemle yapılan araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığının, ancak taşınmazlardan biri ya da birkaçının tüm yönlerde devlet ormanı ile çevrili orman içi açıklık olduğunun saptanması halinde 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi kapsamındaki yerlerden olduğu düşünülmeli, orman araştırması sonucunda davaya konu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığı taktirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir....
Davacı Bozhüyük Köy Tüzel Kişiliği, taşınmazın kendi köylerinin yaylası olduğu iddiasıyla dava açmış, Yukarıçulhalı Köy Tüzel Kişiliği de, kendi yaylaları olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece, davacının ve müdahilin davasının reddine, dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 14/03/2007 - 14/09/2007 tarihleri arasında ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre her ne kadar çekişmeli taşınmaz, davacı köyün kullanımında yayla ise de, 2007 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, orman içi mera olduğu belirlenerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....