Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, orman bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği zilyetlik tanıklarından taşınmazın hangi tarihten beri kim tarafından kullanıldığı ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop ile jeodezi ve fotogrametri uzmanına inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, zilyetliğin süresi ve şekli konusunda, orman bilirkişisinden taşınmazın orman vasfında olup olmadığı hususunda rapor alınmalı, taşınmazın sınırları harita çizim programı vasıtasıyla fotoğraflara yansıtılmalı, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden gösterir...

    Dosya kapsamından, çekişmeli taşınmaz kuzey yönden komşu olan tescil harici taşınmazın niteliğinin ne olduğu anlaşılamadığı gibi, uzman orman bilirkişi tarafından memleket haritasında nizalı taşınmazın işaretlendiği yerde ... yönde ... de bulunmadığından, nizalı taşınmazın gösterildiği yerin doğru olduğu hususunda tereddüte düşülmüştür. Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir....

      Köyü 101 ada 66 parsel sayılı 5080 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1975 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması vardır. Mahkemece çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

        Köyü 103 ada 27 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1996 tarihinde yapılan ve 04.02.2000 tarihinde kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalmasına ve eylemli orman olmasına rağmen Mera Tespit ve Tahdit Komisyonu tarafından mera olarak sınırlandırıldığı iddiasıyla kera komisyonu tespitinin iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın süreden reddine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera tespitine itiraz ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır....

          Çekişmeli taşınmazlara komşu 21 ve 22 nolu parsellerin hükmen orman olduğu, dava konusu 19 nolu parselin 54 parsel numaralı Şarapnel Devlet Ormanı içine doğru uzandığı, üç yönü orman olup, bir yönden yola dayandığı, dava konusu 15 parselin komşuları 34 ve 37 parsellere ilişkin kararın ise, Yargıtayca bozulduğu anlaşıldığından, iyi ve sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için öncelikle dava konusu parsellerin komşu 34 ve 37 parsellerle birlikte incelenerek orman niteliğinin belirlenmesi gerekir....

            Yukarıdaki yöntemle yapılan araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın evveliyatının ve fiili durumunun orman olmadığının, ancak taşınmazlardan biri ya da birkaçının tüm yönlerde devlet ormanı ile çevrili orman içi açıklık olduğunun saptanması halinde 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi kapsamındaki yerlerden olduğu düşünülmeli, orman araştırması sonucunda davaya konu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu saptandığı taktirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesindeki “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların-bu kavram içine önceki yıllarda genel arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan tüm araziler girmektedir- ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılan orman kadastrosu ile orman sınırı içine alınan çekişmeli parselin, orman kadastrosuna 6 aylık süre içinde itiraz edilmiş olduğundan, taşınmazın orman niteliğinin belirlenmesi için, uzman orman bilirkişiler tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada bu taşınmazın her ne kadar 1960 tarihli memleket haritasında tamamı açık alanda kalsa da, hava fotoğraflarına göre (B) kısmının koyu renkli ağaçlıklı alanda...

                Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama sırasında gerçek kişi adına yapılan tesbitine karşı Orman Yönetimi tarafından itiraz edilmesi üzerine, Tarım Bakanlığı mütalaasına göre çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenerek, mahkemenin 1968/72 ve 1969/874 sayılı kararıyla davaların reddine karar verildiği ve gerçek kişi adına hükmen tapu kaydı oluştuğu, böylece taşınmazın orman olmadığı konusunda Hazine yönünden kesin hüküm gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; HGK.nun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında ve dairenin bir çok kararında kabul edildiği gibi kesin hükmün varlığı, kesinleşmiş orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmaz. 6831 Sayılı Yasanın, orman kadastrosuna ilişkin hükümleri diğer kadastro yasaları gibi tasviye amacını güder. Orman kadastrosu işlemlerine karşı ilgilileri tarafından açılacak davalar için tanınmış olan süreler hak düşürücü sürelerdir....

                  Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın orman niteliğini neden yitirdiği bilimsel veriler ile açıklanmaması, raporun sonuç bölümü ile diğer bölümleri arasında çelişki bulunması, taşınmazın üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşmeyeceği hususlarının açıklanmaması ve fiili durumu itibariyle nitelik kaybettiği tartışmasız olan taşınmazın, bu nitelik kaybının insan eliyle ve zorlamayla, üzerine yapılan bina veya diğer zorlayıcı yöntemlerle mi, yoksa doğal ve gerçek anlamda bilim ve ... bakımından nitelik kaybına uğradığı hususlarında yeterli ve kanaat verici olmadığı gibi, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi de soyut ve dayanaksız kalmaktadır. 6831 sayılı Yasanın değişik 2/B maddesi ile (bilim ve ... bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması...

                    harita ve rapor düzenlettirilmeli ve bu şekilde hava fotoğraflarının çekildiği tarihler itibarıyla taşınmazın niteliğinin belirlenmesine çalışılmalı; çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olduğunun anlaşılması halinde 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önüne alınarak imar planına alınma tarihinden önce 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı belirlenmeli; orman bilirkişi kurulundan, bölgede orman tahdidinin ne zaman yapılıp kesinleştiği, taşınmazın tahdit dışında bırakılıp bırakılmadığı, ormandan açılıp açılmadığı, orman sayılan yerlerden olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan...

                      UYAP Entegrasyonu