Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen karar Dairemizce "Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı davalarda zamanaşımının kural olarak alacağın muaccel olduğu andan itibaren başlayacağı, taşınmazlar vaat alacaklısına teslim edilmişse veya davanın tarafları taşınmazda birlikte zilyet iseler zamanaşımı işlemeyeceğinden bu hususların araştırılması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş yapılan araştırma sonucu bu kez davanın ifa imkansızlığı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

    sayılı dosyası ile taahhütname yazılı belgeye dayalı olarak 13.150,00 TL tutarında alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile takip başlattığını, borçlu 22/11/209 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu itiraz ederek senetteki imzasına itiraz etmeyerek imzasını ikrar ettiğini, itirazın yerinde olmadığını, kaldırılması gerektiğini belirterek icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu olan fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, takip dosyasında belirtilen 22 ayar 50 gr altını ödemeye ve takip konusu alacağın % 20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/264 esas sayılı dava dosyasında verilen kararda da ifade edildiği gibi sona erdiği, davacının açmış olduğu alacak davası neticesinde mahkemece verilen ilamın infazı için takip başlatılmasına müteakip kesinleşmiş alacağın tahsili amacıyla İİK'nın 94. Maddeye dayalı olarak, alınan yetkiye istinaden iş bu davanın açıldığı, bu davada artık davacıyla davalı kooperatif arasında mevcut hukuki ilişki ve alacağın varlığı değil davalı kooperatif ile davalı gerçek kişi arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde davalı kooperatifin edimini yerine getirip getirmediği, sözleşme gereği bir kısım taşınmazların davalı kooperatif adına tescil edilip edilemeyeceği tartışılacağından ayrıca bu davada borçlu kooperatif davalı gösterilmiş ise de alacaklı davacı tarafından davalı kooperatif adına iş bu dava açıldığından mahkememizin yetkisinin HMK'nın 14. Maddesine göre değil 12....

    Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 30.213,51-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 18/02/2020 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/03/2020 tarihine borca itiraz ettiği, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından bahisle yetki itirazında bulunduğu, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür. İtirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, HMK'nın 114/2. Maddesi anlamında dava şartı olup İİK'nın 50. maddesi uyarınca, para alacakları için yetkili icra dairesi, HMK'nın mahkemelerin yetkisine dair hükümlerine göre belirlenir....

      Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 30.213,51-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 18/02/2020 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/03/2020 tarihine borca itiraz ettiği, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından bahisle yetki itirazında bulunduğu, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür. İtirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, HMK'nın 114/2. Maddesi anlamında dava şartı olup İİK'nın 50. maddesi uyarınca, para alacakları için yetkili icra dairesi, HMK'nın mahkemelerin yetkisine dair hükümlerine göre belirlenir....

        Bu durumda, miras, eşler arasındaki mal rejimi veya icra yoluyla payı iktisap eden kişi, payı gerçek değeri üzerinden limited şirketin kendisine, şirket ortaklarından birine ya da şirket tarafından gösterilen üçüncü bir kişiye devretmek zorundadır. Öte yandan, Kanunda miras, eşler arası mal rejimi ve icra yoluyla payı iktisap eden kişileri korumak amacıyla şirkete, onayı vermeyi belli bir süre (üç ay) içinde reddetme zorunluluğu yüklenmiştir. Eğer ki, bu üç aylık süre içinde esas sermaye payının geçişi şirket tarafından açıkça ve yazılı olarak reddedilmemişse onay verilmiş sayılacaktır. 6762 sayılı Eski TTK’da ise bu husus 520 ve 521. maddelerde düzenlenmiş olup, şirket sözleşmesinde farklı bir düzenleme yapılmasına ve buna göre hareket edilebilmesine imkan sağlanmıştı ve şirket payını almak üzere sadece üçüncü bir kişi önerilebilmekte, şirketin kendisi satın alamamaktaydı....

          Davalı şirket vekili, icra takibinin dayanağının zamanaşımına uğramış iki adet çek olduğunu, çeklerin muhatabının Alman Bankası, keşide yerinin Almanya olduğu gibi müvekkilinin de Alman şirketi olup, ikametgahının da Bürstadt / Almanya olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün ( MÖHUK 27 İİK 50, HUMK 9. maddeleri Bürstadt' ın bağlı bulunduğu icra müdürlüğü olduğundan Ümraniye İcra Müdürlüğünün yetkili olmadığının yetkisiz icra müdürlüğünde takip yapılıp dava açıldığından davanın reddini istediği gibi esasen de davanın reddini savunup, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın hukuki niteliği itibariyle TTK' nun 644. maddesi uyarınca çek keşidecisi aleyhine sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının yetkili icra müdürlüğünün yerleşim yeri Almanya – Bürstadt olduğunu bildirdiği 5718 sayılı MÖHUK' un 40. maddesi, İİK' nın 50....

            Karar sayılı karardaki alacağın tahsili amacıyla davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 28/07/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 08/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...’nun 194 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 55/234 payını kendisinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak ikinci evliliğinden tek erkek evladı olan davalı ...’a satış yolu ile temlik ettiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı çekişme konusu 55/234 payın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, temlikin gerçek bir satış olup mirasbırakanın, kızlarını evlendirirken kardeşinden aldığı borcu ödeyemeyince çekişme konusu payı kardeşine satmak istediğini ancak annesinin üzülmesi nedeniyle bu payı bedeli mukabilinde kendisinin satın aldığını, taşınmazda amcasına ait payı da satın aldığını, 1992 yılından beri esnaflık yapmakta olup alım gücü bulunduğunu, davacının mirasbırakana hakaret edip hiçbir bayramda elini öpmediğini bildirip davanın reddini savunmuştur....

                Mahkemece, “dava konusu taşınmaz üzerinde davalılar tarafından annelerinin kullanması amacıyla ev yaptıklarını, dava konusu taşınmazı davalıların annesinin ölüm tarihine kadar anneleri tarafından kullanıldığını, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunmadığını” gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. 403 ada 44 sayılı parselin, ortak miras bırakan ...’dan kaldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık söz konusu değildir....

                  UYAP Entegrasyonu