DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, tapu kaydı üzerindeki hacizlerin kaldırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 21.01.2019 tarih, 2018/2947 Esas, 2019/263 Karar sayılı ilamında; "...Asıl ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl dava yüklenicinin vekâletnamedeki yetkisini kötüye kullanarak adına tescil ettirdiği bağımsız bölümün davalı yüklenici adına olan tapu kaydının iptâli ve davacı arsa sahibi adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dava yüklenicinin borcu sebebi ile tapu kaydının iptâli istenen bağımsız bölüm üzerine tesis edilen ipotek ve hacizlerin terkini istemlerine ilişkindir....
Noterliğinin 02.09.2015 tarih 017601 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğuracak şekilde feshine, davalı Selko adına kayıtlı olan Sivas ili Merkez ilçesi Kılavuz Mah.1648 ada, 24 parselde parsel sayılı taşınmazın mevcut tapu kaydının iptaline, söz konusu taşınmazın davacı adına kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan tüm takyidat, ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, taşınmazdaki tüm takyidatların geriye dönük olarak kaldırılması ile birlikte müvekkil şirketin lehine olan haczin de fekkine karar verilmiş ve müvekkil şirketin alacağını alma olasılığı ortadan kalktığını, 4- Müvekkil şirket T11 A.Ş., Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) %100 iştiraki ve sermayesinin tamamı TMSF'ye ait olup 28.04.2016 yılında kurulmuş olup Bankacılık Kanunu'nun Varlık Yönetim Şirketi başlıklı 143. maddesine göre harçtan muaf olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Hisarönü Köyü Hisarardı Mevkii 2 parselde kayıtlı taşınmazın 15/12/2004 tarihli mahkeme kararıyla müvekkili şirket adına tescil edildiğini, borçlu tarafından vergi mahkemesine açılan davalar sonucu 1/5/2007 tarih 360, 361,262, 349 ve 356 sayılı ödeme emirlerinin iptal edildiğini ve kararların kesinleştiğini, anılan dosyalar yönünden borçlu tarafından davalı idareye verilen dilekçe gereği taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinin idare tarafından 31/5/2011 tarihinde reddedildiğini belirterek anılan taşınmaz üzerindeki, ... Vergi Mahkemesinin 2007/721, 733, 717, 736, 330 esas sayılı kararlarıyla iptal edilen takip dosyasıyla konulan hacizlerin kaldırılmasını taşınmazlara yapılan el atmanın önlenmesini dava ve talep etmiştir....
İcra takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılması yönündeki talep, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edecektir. Bu nedenle de hacizlerin kaldırılması için yukarıda anılan kanun hükmüne uygun olarak tahsil harcının ödenmesi mecburidir. Yerleşik yargıtay ve yargı uygulamaları da bu yöndedir. Takip dosyasında kaldırılması istenilen satışı yapılmayan taşınmaza ilişkin olarak haciz konulan gayrimenkullerden birinin satılması yeterli olup, diğerinin satılmaması da sonucu değiştirmeyecektir. Bu nedenle de müdürlükçe alınan kararda hukuka aykırı bir yön bulunmadığından şikayetin reddine " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İstanbul 22....
ipoteğin kaldırılmasını, taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin bedelinin taşınmazın değerinden fazla olması sebebi ilk üç talebin kabul görmemesi halinde taşınmazın piyasa rayiç değerinin tespit edilerek rayiç değerden şimdilik 500 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan Emay İnşaat tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir....
Şti lehine 07.04.2010 tarihli ve 4242 yevmiye nolu 100.000,00 TL lik ipotek mevcut olduğunu, ancak, söz konusu ipotek müvekkilinin 2008 yılında ticaret ile uğraştığı döneme ait olduğunu, gelinen aşamada ise müvekkili ipoteğin büyük bir kısmını ödemiş olmasına rağmen geri kalanını ödeyecek muhatap bulamadığını, bu nedenle halen taşınmaz kayıtlarında ipoteğin mevcut olduğunu, kaldı ki; borçlunun meskenini bir alacaklısına ipotek ettirmiş olması, diğer bütün alacaklılara karşı meskeniyet Iddiasından feragat etmiş sayılmayacağını, borçlu bu durumda da başka alacaklılara karşı meskeniyet iddiasında bulunabileceğini, 11.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ile de dava konusu meskenin haline münasip mesken olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, müvekkili söz konusu evde eşi ve 2 çocuğu ile birlikte yaşadığını, müvekkilin haline münaşip evinin haczedilmesi ve icra yoluyla satılması durumunda, o evde kalan aile bireylerinin de mağdur olacağı ve anılan haciz ile icra yoluyla satış işleminden doğrudan...
Sayılı kararının kaldırılarak, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna ve haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipotek ve hacizlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipotek ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde de taşınmazın niteliğinin konut olduğu açıkça belirtilmiştir. Anılan Kanunun 3/h maddesinde de "Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar..." hükmünü içermektedir....
Mahkemece; davacının alacaklı olup, bütün hacizlerin durmasında veya bütün hacizlerin kaldırılmasında hukuki yararı olmadığı, diğer mallar satılarak alacak tahsil edildiğinde yine tahsil harcının ödenmesi gerekmekte olup, şimdi ödenmemesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle şikâyetin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. Somut olayda, dosyadaki hacizlerin tümden kaldırılması istenmemiştir. Bu durumda alacaklının, borçlunun bir adet taşınmaz ve bir adet aracı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin alacağın haricen tahsil edildiği anlamına gelmediği, anılan nedenle de alacaklıdan tahsil harcı istenemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu halde Mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas; Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ipotek yüklü ve haciz şerhi ile satılan taşınmazın satışından kaynaklı olarak, taşınmaz üzerindeki hacizlere konu borçların, borçlu satıcı tarafından ödenmiş olması nedeniyle, taşınmaz üzerindeki hacizlerden alıcı davalının sorumlu olduğu iddiasıyla açılmış alacak davasıdır....
Nin 20/06/2019 tarihli haciz kaldırma yazısı ile söz konusu taşınmazlar için herhangi bir alacak kalmadığını sadece bu taşınmazlar üzerinde yer alan şerh ve hacizlerin kaldırılmasıyla diğer taşınmazlar üzerinde yer alan hacizlerin durması yönünde talepte bulunduğunu, ancak icra müdürlüğünün bu talebi dikkate almadığını, alacaklı tarafa ödenen 440.000,00 TL tutar üzerinden yatırılan harcın alınarak taşınmazlar üzerinde yer alan 150/C şerhinin ve hacizlerin kaldırılması için açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığını beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....