HÜKÜM : Ret Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşınmaz üzerinde imar ve ihya işlemi davalı adına tescilinden 20 yıl öncesi olan 1974 yılında tamamlanmamış olduğunu, dava hak düşürücü süre nedenine dayalı olarak reddedilmemiş olsa dahi Kadastro Kanunun koşulları tamamlanmamış olduğundan davacı tarafın istinaf taleplerinin yerinde olmadığından reddine dair karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Davacı taraf dava konusu ettiği taşınmazın tescil harici bırakıldığı taşınmazı eklemeli zilyetlik yolu ile imar ihya ederek mülk edinme koşullarının oluştuğu sebebiyle adına tescil edilmesi talebiyle eldeki davayı açmıştır....
Çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık ve çalılık olması nedeniyle 1953 yılında kadastro harici bırakıldığı ve 2002 yılında Hazine adına ihdasen 407 parsel numarasıyla tapu kaydı oluşturulduğu, daha sonra Orman Genel Müdürlüğünün talebi üzerine 407 parselin bu parsele komşu olan...Köyü 408, 409 ve 410 parseller gibi 15/08/2002 tarihinde orman olarak kullanılması bakımından 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/D maddesi hükmüne göre tahsis edildiği ve bu davanın 2004 yılında zilyetliğe dayalı olarak açıldığı, H.G.K.nun 03/06/1998 gün ve 1998/8- 347- 394 ve 12/12/2001 gün 2001/20-1118-1156 sayılı kararlarında da kabul edildiği gibi Maliye Bakanlığı tahsisinde kamu malı orman niteliği kazanan taşınmaz hakkında zilyedliğe dayalı olarak açılan tapu iptali tescil davasının dinlenme olanağı bulunmadığı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : HAZİNE-ORMAN YÖNETİMİ Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü 101 ada 393 parsel sayılı taşınmaz, tespit tutanağı düzenlenmeksizin ada ve parsel numarası verilerek 3402 Sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılmıştır. Davacı, yaklaşık olarak 35 dönümlük taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan taşınmaz parçasına yönelik zilyetliğe dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Yörede 2007 yılında yapılan kadastro sırasında Akpınar Köyü 101 ada 1 parsel sayılı 226 hektar 0049.06 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı, 18/07/2008 tarihinde kadastro mahkemesinde açmış olduğu davada zilyetliğe dayanarak tespitin iptaliyle adına tescilini istemiştir. Davanın askı ilân süresinden sonra açılmış olması nedeniyle kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dava dosyası sulh hukuk mahkemesine aktarılmıştır. Sulh hukuk mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, davacı yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro...
Dava, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz “... , ... Köyü ... Mevkii”nde bulunmakta olup, ... mahallesi 6360 sayılı yasanın 40. Maddesi gereğince ... ilçesine bağlanmıştır. Ancak anılan yasanın 36/1 maddesi gereğince yapılan düzenlenmenin ilk mahalli idareler seçimlerinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Dava, ilk mahalli seçim tarihi olan 30.03.2014 tarihinden önce açılmakla, davanın Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 31.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.07.2011 gün ve 180/315 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi ile davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında dava dışı 130 ada 12 sayılı parselin 05.06.1996 tarih ve 45 sıra numaralı tapu kaydına istinaden vekil edeni, dava konusu aynı ada 18 sayılı parselin ise miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, nizalı taşınmazın miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli olarak 40 yılı aşkın süre ile vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak, tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada orman tahdidi içinde orman sayılan yerlerden olduğu ve tahdidin kesinleştiği yerlerde gerçek kişilerin tapu kaydına dayanma dışında, salt zilyetliğe ve emlak kaydına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmakta aktif dava ehliyetlerinin ve hukuki yararlarının bulunmadığına ve H.Y.U.Y:'nın 237. maddesine göre aynı yere ilişkin davasının mahkumiyet hükümünün bulunduğunun anlaşılmasına ve yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 20/03/2006 gününde oybirliği ile karar verildi...
Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. Maddeleri uyarınca kısmen iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, 27.04.2009 tarihli dava dilekçesi ile 132 ada 11 parselin keşifte belirlenecek yaklaşık 60 m2’lik bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı davayı kabul ettiğine göre, taşınmaz başında keşif yapılarak davacıdan dava konusu yerin gösterilmesinin istenilmesi,zemin üzerinde uyuşmazlık konusu yerin belirlenmesi,teknik bilirkişiden infaza elverişli rapor alınması,ifrazı mümkün olup olmadığının dikkate alınması,ondan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece dava konusu yapılmayan yer hakkında da iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....