Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti .K.. A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılan taşınmaz üzerindeki zilyetlik şerhi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 06.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin korunması davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ...; ... köyü 271 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’ın 1995 yılında dava dışı ... ve ...’a sattığı, kendisinin de 2003 yılında ...’dan satın aldığı, üzerine ahır yaptığı ve evde oturduğu, kendisinin zilyetliğinde bulunduğu, davalının taşınmazda hakkının bulunmadığı, zilyetliğinin korunması istemiyle dava açmıştır....

      Hal böyle olunca işin esasına girilerek dava konusu taşınmazda davacının zilyetliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece davanın niteliğinin zilyetliğin korunması davası olduğu kabul edilmek suretiyle yanılgılı değerlendirme yapılarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu nedenle, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Bu nedenle, yargılama sırasında taşınmaz malikinin değişerek ...'ın tapu kayıt maliki olduğunun anlaşılması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüştür. Hal böyle olunca; mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda işin esasına girilerek kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte davacının taşınmazın asli fiili zilyedi olup olmadığı belirlenmeli, asli zilyed olması halinde tespit hükmü kurulmalı, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tapusuz taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin dava hakkında Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi ve Çınar Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapusuz taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Çınar Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu, davacının talebinin dava konusu taşınmaz üzerindeki fiili hakimiyetine yöneltilen ihlalin mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması talebini taşıyan zilyetliğin korunması mahiyetindeki zilyetlik davası olduğu ve HUMK 'nun 8/3 maddesi hükmüne göre taşınmaz malın zilyetliğinin korunması ile ilgili davanın Sulh Hukuk mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; şahsi hakka (kira sözleşmesine ve yapı kayıt belgesine) dayalı olarak zilyetlik hakkının tespiti ve korunması ile zilyetliğe yapılan müdahalenin önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. 2- Davacı taraf, eldeki davada, dava konusu alanı 2000 yılından beri mülga Göltürkbükü Belediyesi ile aralarında aktedilen kira sözleşmesine ve yapı kayıt belgesine dayalı olarak kullandığını ileri sürerek, dava konusu alanda davalı tarafça, zilyetliklerine yapılan tecavüzün men'ine, zilyetliklerinin iadesine ve kendilerine ait olan duvarın yıkımı nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmektedir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; şahsi hakka (kira sözleşmesine ve yapı kayıt belgesine) dayalı olarak zilyetlik hakkının tespiti ve korunması ile zilyetliğe yapılan müdahalenin önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. 2- Davacı taraf, eldeki davada, dava konusu alanı 2000 yılından beri mülga Göltürkbükü Belediyesi ile aralarında aktedilen kira sözleşmesine ve yapı kayıt belgesine dayalı olarak kullandığını ileri sürerek, dava konusu alanda davalı tarafça, zilyetliklerine yapılan tecavüzün men'ine, zilyetliklerinin iadesine ve kendilerine ait olan duvarın yıkımı nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz zilyetliğinin tespiti K A R A R Hüküm, Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin 20.09.2011 tarih ve 2010/6491 Esas, 2011/5275 Karar sayılı bozma kararına uyularak tesis edilmiş olduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,17.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespiti 02.8.2010 tarihinde yapılmıştır. Davacı her ne kadar, dava dilekçesinde zilyetliğinin tespitten önce 1991 yılında başladığını iddia etmiş ise de davacının çekişmeli taşınmazdaki zilyetliğinin 13.12.2010 tarihinden yani kadastro tespit gününden sonra başladığı dava dilekçesine ekli olarak sunduğu vergi kaydı ve 13.12.2010 tarihli adi senet örneği ile keşif tutanağındaki davacı tanıklarının beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Kullanım kadastrosuna karşı açılacak zilyetlik şerhine ilişkin davalarda taşınmaz üzerindeki zilyetliğin tespit gününden öncesine dayanması zorunludur. Kadastro tespit tarihinden sonraki el değiştirmeler yönünden ancak idareye başvurularak güncelleme yapılması talep edilebilir....

                Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nin 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanun'un 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....

                UYAP Entegrasyonu