DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı alacağı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur. Ancak mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olmasına rağmen davacının zilyetliğin devredildiğine ilişkin iddiası araştırılmamıştır. Bilindiği üzere taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sözleşmenin ifa olanağının doğduğu andan itibaren 10 yıl içerisinde açılabilir. Lakin zilyetlik devredilmiş ise zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden bahsedilemez....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.09.2004 tarihinde açılan tarafların noterde yapmış oldukları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'...
- K A R A R - Dava, adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan damga vergisinin 1/2' sinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamasından dolayı hükümsüz olduğunu, hükümsüz sözleşmeden vergi borcu doğmayacağını, davacının ödememesi gereken vergi borcunu idari yargı yoluna giderek iptal ettirme imkanı varken ödemiş olmasının kendi kusuru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu, daha sonra taşınmazın devredilmiş olmasının da sözleşmeyi geçerli kılmayacağı geçersiz sözleşmelerden damga vergisi alınamayacağı Vergi Dairesi' nin incelemesi ve tarhiyatı üzerine yasal yollara başvurmayan davacının ödediği vergiyi geçersiz sözleşmenin 3. maddesine dayanarak isteyemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava dilekçesinin içeriği davacı vekili tarafından verilen 14.02.2007 tarihli açıklayıcı beyanlarını içeren dilekçesi ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi davacı taraf, hem davalı ile aralarında yaptıkları 05.12.1994 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi nedeniyle davalıya murislerinden intikal eden taşınmazların davacılar adına tapuda intikal ettirilmemesinden doğan paylar yönünden oluşan alacak, hem de bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden sonra davacılar tarafından diğer hissedarlardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle alınan payların inanç sözleşmesi iddiasına dayalı olarak ve ayrıca vekaletname ile davalı adına tescil ettirmelerinden dolayı da alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemenin, sadece taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu değerlendirilerek hüküm tesisi yerinde değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/538 E.- 2021/766 K. numaralı ilamında ise ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan konutların geç teslim edildiği iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkin davada arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu dava şartı olduğu, dava açılmadan önce arabuluculuk görüşmeleri yapılmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir. Dava dilekçesinde davacının beş adet taşınmaz satışı konusunda davalı ile anlaştığı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, Bakırköy ilçesi ... ada ... parselde kain ... adlı site içerisinde bulunan ... (...) blok ..., ..., ..., ..., ... numaralı daireler için sözleşme yapıldığı, ... nolu daire için akdedilen ön ödemeli satış sözleşmesinin alıcısının ... Ltd. Şirketi olarak gösterilmiş ise de alınan şirketin sözleşmeyi davacıya temlik ettiği, yine davacının şirketin yetkilisi olduğu, tapu devrinin de davacı adına yapıldığı belirtilmiştir....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125.maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır .Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 20.08.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yasal şartlara uygun olarak düzenlendiğinden geçerlidir. Ancak sözleşmenin ifası taşınmaz üçüncü bir kişi adına 06.03.2002 tarihinde tescil edilmekle imkansız hale geldiğinden, davacı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği bu tarihten itibaren 10 yıl içinde taşınmazın ikame değerini geri isteme hakkına sahiptir....
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenilemez. Somut uyuşmazlıkta, dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 22.02.1978 tarihlidir. Dava 24.10.2007 tarihinde açılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın teslim edildiğine ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Ne var ki davacıların taşınmazın teslim edildiğini tanıkla ispatlama imkanları vardır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/773 KARAR NO : 2023/980 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/113 ESAS, 2023/2 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Tokat 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/113 esas, 2023/2 karar sayılı dava dosyasında verilen itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ve diğer hissedarlar ile davalı arasında imzalanan, Tokat 3.Noterliğinin 23.06.2017 tarihli, 5679 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, müvekkillerime ait Tokat ili, Merkez ilçesi, Karşıyaka Mahallesinde bulunan, tapuda 1744 ada, 6 parsel sayısıyla...