Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama yapıldığını, 03/10/2006 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz alımına ilişkin sözleşmenin feshi konusunda dava açtığını ve bu dava ile sözleşmenin feshedildiğini, dolayısıyla davanın dayanaksız kaldığını, bu nedenle davanın ret kararı vermesinin yerinde olduğunu beyan etmiştir. GEREKÇE : Dava, dava dışı Veli Doğan'ın maliki olduğu arsa üzerine yapılacak olan inşaatın yüklenicisi olan davalılar ile davacı arasında akdedilen alt taşeron sözleşmesinden kaynaklanan 30.000,00 TL alacak ile yine davacının davalılarla akdettiği 03/10/2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın piyasa rayiç bedelinden 20.000,00 TL'nin tahsili talepli ticaret mahkemesine açılan davadır. Ancak yargılama aşamasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı talebe ilişkin tefrik kararı verilerek bu yöndeki taleplerin tüketici mahkemesinde incelendiği ve istinafa konu davanın da 03/10/2006 tarihli sözleşmeye dayandığı anlaşılmıştır....
-YTL. değer gösterilip, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan noter senedine dayalı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali-tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ...'...
Somut olayda, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 23.08.1993 tarihinde mülkiyeti nakil borcu yükümlüsü davalı ..., taşınmazda murisinden intikal eden 3/16 pay dışında, muris annesinden edindiği 1/16 ve dava dışı kardeşi ...’den satış yoluyla edindiği 3/16 olmak üzere toplam 7/16 pay malikidir. Bunun dışındaki 3/16 payı ise, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinden sonra edinmiştir. Bu nedenle, davalı ...’in taşınmaz tapu kaydında davacı yararına konulan satış vaadi sözleşmesi şerhini görerek düzenlediği satış vaadi sözleşmelerine dayanarak kazandığı 7/16 payı TMK’nın 1024. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğinde bulunduğundan bu payın davacı adına tescili gerekir. Bunun dışında kalan davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinden sonra davalı ...’in edindiği 3/16 payın davacı adına tescili doğru değildir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir....
Noterliği’nin Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin 5. maddesinde, 28.02.2014 tarihinde arsa sahibinin daireleri eksiksiz ve tam teslim edilmezse her ay için 15.000,00 TL gecikme tazminatı ödenecek hükmü ile 6. maddesinde, bu sözleşmeye uymayan ve mücbir sebep olmadan yerine getirmeyen cezai şart olarak 150.000,00 TL ödeyecektir hükümleri yer almaktadır. Yüklencinin teslim tarihi olan 28.02.2014 tarihinde davacıya ait bağımsız bölümleri tam ve eksiksiz olarak teslim edemediği de ihtilafsızdır. 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi gereğince hakim Türk Hukukunu re'sen uygulayacağından, maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....
Davacı arsa sahibine ait bir dükkan beş daire yönünden sözleşmede öngörülen aylık 750 milyon TL gecikme tazminatı maktu kira niteliğinde olup daha önce görülüp kesinleşen dava dosyası ile de bu yön kesinleştiğinden davacı gecikme cezası ve cezayı aşan kira talebinde bulunamaz. İş bu dava kapsamından Ocak 2002 tarihinden Kasım 2004 tarihine kadar geçen 34 aylık süre için arsa sahibi yararına aylık 750,00 TL’den 25.500,00 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken sözleşmede öngörülen gecikme tazminatı ve kesinleşen dava dosyası gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup gecikme tazminatı, yapının projeye uygun hale getirilmesi, usulsüz tapunun iptâl ve tescili ile satışını yaptığı hisseler için maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir....
Noterliğinin 16/06/2016 tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle ... parselde kayıtlı taşınmaz için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı görüldüğünü, Antalya ......