Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki istemine ilişkin olup uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkindir. Davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve ekleri ile konut teslim tutanağı, ödeme belgeleri, keşif, bilirkişi, vs. yasal delillere dayandığı dava dilekçesi ile sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Taşınmaz daire niteliği ile davalı Teknik Yapı....A.Ş.adına tapuda kayıtlı olup taşınmazın tapu kaydında davalı banka lehine borçlusu davalı Teknik Yapı...A.Ş.olan 39.050.000,00 TL bedelli ipotek bulunmaktadır....

HMK’da 26.maddesine aykırı olduğunu, Mahkemece; davacının dava dilekçesindeki talebinin gecikme tazminatı ve kira kaybı talebi şeklinde iki ayrı talep gibi değerlendirdiğini, dava dilekçesinde 6.000 TL gecikme tazminatı talep edilip, bu bedele dava tarihinden yasal faiz istediğini, davacının ayrı gecikme bedeli talebi olmadığını, henüz gecikme bedeli tespit edilmeden aylık gecikme bedeli (faiz)yürütülmesinin hukuka uygun olmadığını, 2- Kadıköy 9....

HMK’da 26.maddesine aykırı olduğunu, Mahkemece; davacının dava dilekçesindeki talebinin gecikme tazminatı ve kira kaybı talebi şeklinde iki ayrı talep gibi değerlendirdiğini, dava dilekçesinde 6.000 TL gecikme tazminatı talep edilip, bu bedele dava tarihinden yasal faiz istediğini, davacının ayrı gecikme bedeli talebi olmadığını, henüz gecikme bedeli tespit edilmeden aylık gecikme bedeli (faiz)yürütülmesinin hukuka uygun olmadığını, 2-Kadıköy ......

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/324 ESAS, 2020/262 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında 16/08/2018 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mahallesi/Köyü, 652 Ada 15 Parselde bulunan A2 Blok 36 No.lu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından müvekkil şirkete devredilmesine karar verildiğini, ilgili sözleşme gereği davalı şirketin dava konusu bağımsız bölümü 28/02/2019 tarihine kadar davacı müvekkil şirkete teslim edeceği, aksi durumda gecikilen her ay için rayiç...

    Teslim süresi bitmeden ve inşaat yapımı tamamlanmadan yüklenicinin kendisine kalan bağımsız bölümleri kiraya vererek ya da kullanmak suretiyle kazanç sağlaması ve sözleşme ilişkisi halen devam ettiğinden yüklenicinin maliyet ile dava tarihindeki satış bedeli arasındaki fark şeklinde hesaplanan kâr kaybını istemesi mümkün değildir. Bu durumda, yüklenicinin açtığı ve asıl dava haline gelen davanın açıldığı 06.07.2007 tarihi itibariyle yapı ruhsatının alınması ile birlikte inşaat yapımı için gereken sözleşme tarihinden itibaren 3 yıl 3 aylık süre geçmediği, yüklenici süresinden önce dahi olsa inşaatı tamamlayıp teslim ettiğini kanıtlayamadığı ve yüklenici lehine gecikme tazminatı niteliğinde kira kaybı ile kazanç kaybını talep etme koşulları oluşmadığından, davacı yüklenicinin gecikme tazminatı ve kazanç kaybı taleplerinin reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür....

      TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli İli Dilovası İlçesi Muallim-1 Mahallesi 2090 numaralı parselin öncesinde davalı T3 adına tapuda kayıtlı olduğunu, Hüseyin tarafından dava dışı Sedat Mullaoğlu adlı kişiye içinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisi de bulunan vekaletnamenin verildiğini, Sedat Mullaoğlu'nun da T3'a vekaleten müvekkili ile 05/01/2005 tarihinde noterde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, bu şekilde 2090 numaralı parselin satış vaadine konu edildiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Gebze 1....

      Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur. Ancak mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olmasına rağmen davacının zilyetliğin devredildiğine ilişkin iddiası araştırılmamıştır. Bilindiği üzere taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sözleşmenin ifa olanağının doğduğu andan itibaren 10 yıl içerisinde açılabilir. Lakin zilyetlik devredilmiş ise zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlediğinden bahsedilemez....

      Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.09.2004 tarihinde açılan tarafların noterde yapmış oldukları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'...

        - K A R A R - Dava, adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan damga vergisinin 1/2' sinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamasından dolayı hükümsüz olduğunu, hükümsüz sözleşmeden vergi borcu doğmayacağını, davacının ödememesi gereken vergi borcunu idari yargı yoluna giderek iptal ettirme imkanı varken ödemiş olmasının kendi kusuru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu, daha sonra taşınmazın devredilmiş olmasının da sözleşmeyi geçerli kılmayacağı geçersiz sözleşmelerden damga vergisi alınamayacağı Vergi Dairesi' nin incelemesi ve tarhiyatı üzerine yasal yollara başvurmayan davacının ödediği vergiyi geçersiz sözleşmenin 3. maddesine dayanarak isteyemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı alacağı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu