Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin kira tazminatı olduğunu, bu kapsamda sözleşmenin 5.4 maddesinde gecikme cezası maddesinde belirtilen 120 günlük ilave sürenin olayda uygulama yeri olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı geç teslim olgusuna dayalı kira tazminatı talebine ilişkindir. 06.10.2016 Tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ( noter ) ile Lorus Loft projesinden davacıya satılan 80 numaralı bağımsız bölümün 21.05.2018 tarihinde fiili tesliminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı eldeki davasında, sözleşmede teslim tarihi olarak kararlaştırılan 30.04.2017 tarihinden fiili teslim tarihine kadar geçen süre için kira tazminatı istemektedir....
Yüklenicinin edimini zamanında ifa etmemesi nedeniyle talep edilebilecek olan kira tazminatı teslimde gecikilen her ay için ödenecek bir miktar paradır. Eser sözleşmesi nedeniyle kira kaybı alacağı (gecikme tazminatı), kural olarak, sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihi ile eserin fiilen teslim edildiği süre için istenebilir. Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kira kaybı da râyiç bedel üzerinden mahkemece tespit edilir. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahiplerinin maliki olduğu İzmir İli Karşıyaka İlçesi Turan Mahallesi 336938 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde "anahtar teslim" bina inşası hususunda anlaşma sağlanmıştır. Sözleşme ile arsa sahiplerine üç adet daire verileceği, bunun dışında kalan tüm bağımsız bölümlerin müteahhide ait olacağı kararlaştırılmıştır....
Taraflar arasındaki asıl davada tapu kaydındaki taşınmaz satış vaadi şerhinin terkini, birleştirilen davada taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl davada davanın kabulüne, birleştirilen davada zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Kararın taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne, asıl davada davalı birleştirilen davada davacı vekilinin duruşma talebinin miktardan reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Davalı vekilinin birleşen davaya ilişkin istinaf taleplerinin incelemesinde; Davacı arsa sahibi tarafından davalı yükleniciye satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı talepli alacak davası açılmıştır. Satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı nedeniyle davalının davacıya borçlu olup olmadığı bu davada belirlenecektir. Aynı uyuşmazlığa ilişkin alacak davası devam ederken asıl dava davalısının karşı dava açarak menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 114/1- h maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı olduğundan aynı uyuşmazlağa ilişkin alacak davasından sonra açılmış olan menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeple, davalı-birleşen davacı vekilinin aksi yöndeki istinafları yerinde görülmemiştir....
Sözleşmenin temelini oluşturan hukuki ilişki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Kural olarak Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisi benimsenmiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile TBK 243.maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 sayılı Yasa 26. madde ile 1512 sayılı Yasa 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada re'sen dikkate alınması gereken bir şarttır. Dolayısı ile satış vaadi sözleşmeleri geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdir....
Noterliği, 06.11.2015 tarihli, 35094 Yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Vu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" nin "Yer Teslimi, İşi Süresi Ve İşin Teslimi" başlıklı 5....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
satış vaadi sözleşmesi yapıldığını iddia ettiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin olmadığını, davacıların sözleşmenin varlığı hakkındaki iddialarını kabul etmemekle birlikte zaten sözlü şekilde yapılmış bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kanuni şekil koşullarını sağlamadığından ötürü geçersin olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, ana sözleşme açısından bağlayıcılık unsurunu taşıyabilmesi için kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olmasının gerektiğini, --------- göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için noterde düzenlenmesi gerektiğini, tarafların bu şekilde noterde düzenlenecek ön sözleşme niteliğindeki satış vaadi sözleşmesi ile ana sözleşmeyi akdetme iradelerini ortaya koymaları gerektiğini, davacı tarafın keşidecisi---- --------- bir adet çeki taşınmaz satış vaadinin karşılığı olarak teslim ettiğini iddia ettiğini, ortada iddia edildiği gibi taraflar arasında bir...
satış vaadi sözleşmesi yapıldığını iddia ettiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin olmadığını, davacıların sözleşmenin varlığı hakkındaki iddialarını kabul etmemekle birlikte zaten sözlü şekilde yapılmış bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kanuni şekil koşullarını sağlamadığından ötürü geçersin olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin, ana sözleşme açısından bağlayıcılık unsurunu taşıyabilmesi için kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olmasının gerektiğini, --------- göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik kazanabilmesi için noterde düzenlenmesi gerektiğini, tarafların bu şekilde noterde düzenlenecek ön sözleşme niteliğindeki satış vaadi sözleşmesi ile ana sözleşmeyi akdetme iradelerini ortaya koymaları gerektiğini, davacı tarafın keşidecisi---- --------- bir adet çeki taşınmaz satış vaadinin karşılığı olarak teslim ettiğini iddia ettiğini, ortada iddia edildiği gibi taraflar arasında bir...