Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca tazminat yönünden temyiz edildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 21.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, 4 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama şartlarının bulunmaması, 1015 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; muris muvazaasına ilişkin davalarda mirasçılar tarafından terekeye iade istekli dava açılabileceği gibi miras payı oranında tapu iptal ve tescil de istenebileceği İçtihadı Birleştirme gereğidir. Ne var ki, 4 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yukarıda bahsedilen İçtihadı Birleştirmenin uygulama şartları bulunmadığından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesince tapu iptal ve tescil davası yönünden davanın reddine, davacının açmış olduğu bedele ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL'nin 09/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.03.2014 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 21.03.2023 tarih ve 2021/699 Esas, 2023/91 Karar sayılı kararında özetle; "...Dava, ön ödemeli konut satış vaadi satış sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kaydı, inşaat seviyesi, iskan raporu ve ekleri getirtilmiş, ara karar gereği keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, davalı aleyhine 16.9.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Satış vaadi borçlusu ... dayanılan sözleşmenin ikinci eşi olan ...’den mal kaçırmak amacıyla düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı ...’in mirasçılarından ... temyiz etmiştir....
Noterliğinin 30.07.1998 tarih .... yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, 2000 yılında taşınmazın tapuda satış işlemi yapılırken davalı Nilgün tarafından taşınmazın müvekkili ve kardeşleri ... ile Nurettin'e satılmış gibi işlem yapıldığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu, kardeşleri ... tarafından taşınmaza ilişkin herhangi bir bedelin davalıya ödenmediğini, taşınmazın muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptaline, müvekkili ve davalı ... arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.03.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dosya davacısı ise elatmanın önlenmesi ve tahliye istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleşen dosyadaki istemin kabulüne dair verilen 07.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 07.11.1995 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Birleştirilen davada mülkiyet hakkına dayalı olarak H blok 13 numaralı taşınmaza yersiz elatmanın önlenmesi talebinde bulunulmuştur....