DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm yukarıda açıklanan sebeplerle davacı tarafça istinaf edilmiştir. İstinaf kanun yolu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ila 361.maddeleri arasında düzenlenmiş olup, "İncelemenin Kapsamı" başlığını taşıyan 355.maddede de düzenlendiği üzere; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re'sen gözetir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılmış tapu iptaki ve tscil istemine ilişkindir....
Noterliğinin 12.08.2016 tarihli 23124 yevmiye no.lu Bedia Dere tarafından T3'la yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi şerhi bulunduğunun görüldüğünü, bu satış vaadi sözleşmesinin 16.08.2016 tarihinde tapuya 15667 yevmiye no ile şerh edildiğini, borçlu davalı ile diğer taraf arasında yapılan bu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırmak için yapıldığını, taşınmazın zilyetliğinin devrinin söz konusu olmadığını, taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hukukuna tabi olup, arsanın hangi kısmının kime ait olduğunun bilinecek durumda olmadığın beyan ederek tapuya şerh edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.12.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....
DELİLLER : Tapu kaydı, nüfus kayıt örneği ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden(TBK 29.madde) alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinde belirlenen edimlerin tam olarak yerine getirildiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.07.2004 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ile ... vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.11.2009 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ... ve ..., zamanaşımı definde bulunmuş, satış vaadi sözleşmesinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Bilindiği üzere taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, anılan hususun yargılamanın her aşamasında istinaf edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır. Somut olayda davalıların murisi T6 adına kayıtlı dava konusu taşınmazı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaad ettiği ancak devrin yapılmadığından bahisle mirasçılarına karşı tapu iptal ve tescil davası açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesinin 01.12.2020 tarih ve 2017/1259 Esas, 2020/7938 Karar sayılı ilamıyla bu hüküm bozulmuş olduğundan, önceki malik Yahya lehine satış vaadi sözleşmesi gereğince tescil şartlarının oluştuğu gözetildiğinde, kesinleşme şerhinin hukuki bir sonucu bulunmamaktadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereğince, ... adına 01.07.2003 tarihli ve 2003/350 Esas, 2003/553 Karar sayılı mahkeme kararıyla tescil hükmü kurulmuş, kayıt maliki tarafından da taşınmaz ...'e temlik edilmiştir. Tescil; halen geçerliliğini sürdürmekte olduğundan, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının konusu kalmamıştır. O halde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken kayıt maliki adına olan tapunun iptali ile yine kayıt maliki adına tescili yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. VI....