Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava yükleniciden konut satımı nedeniyle fazla ödenen satım bedelinin iadesi, taşınmaz için yapılan masrafların tahsili; birleşen dava, harici satım sözleşmesinin geçersizlik nedeniyle iptali ile ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın reddi üzerine hüküm davacı vekilince dava dilekçesindeki gerekçelerle istinaf edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 7. Tüketici ve Yalova 4....

      GEREKÇE: Dava, davalı yüklenici ile yapılan adi gayrimenkul satış sözleşmesi ile davalı banka ile yapılan kredi sözleşmesinin feshi ve ödenen kredi miktarı ile ödenen satış bedelin iadesi talebine ilişkin olup mahkemece davalı T3 davanın reddine, davalı yüklenici T8 Tic. Ltd Şti yönünden davanın kabulü ile bu şirket ile yapılan 20.08.2015 tarihli adi gayrimenkul satış sözleşmesinin feshine, davacının ödediği 35.000 TL'nin davalı T8 Tic. Ltd Şti'den inşaatın sözleşmedeki teslim tarihi olan 28.06.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

      in hissesine göre 3/8 oranındaki hissesinin iptali ile davacı-karşı davalılar ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline' karar verilmiş olup, dava konusu birden fazla taşınmaz bulunmakla ve her taşınmazda iptali istenilen karşı davalılara ait pay miktarı farklı olduğundan, talebin ise iptaline karar verilen payların karşı davacıların murisleri ...'in veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt olduğu anlaşıldığından, hükmün, kuruluş biçimi gözönüne alındığında 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde kurulmuş olduğu görülmektedir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken taşınmaz satış vaadi borçlusu ...'den karşı davalılar Sevgi ve ...'e intikal eden payın iptali ile, taşınmaz satış vaadi gereğince, vaat alacaklısı ...'in mirasçıları olan karşı davalılar adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmesi olmalıdır....

        Dosya kapsamı itibariyle; dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapulu taşınmaz olup olmadığına dair tapu kaydının tüm tedavülleri içerir şekilde dosya içinde bulunmadığı görülmüştür. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle taşınmazın zilyetliğinin de devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerli ise de, tapulu bir taşınmaz malın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. O halde harici satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın satış tarihi itibariyle tapulu olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, mahkemece öncelikle bu hususta araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir....

          Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi İle mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan, edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde, yürürlükte bulunan Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu İptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.2.1996 gün ve 1995/14-963 E, 1996/69 K. Sayılı kararında da vurgulanıp kabul edildiği üzere; taraf-ların sözleşmede Özgür iradeleri ile saptadıkları satış değeri esas alınarak belirlenir. Yargılama giderlerinden olan harç ve vekalet ücreti takdirinde de bu bedel esas alınır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bîr zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunun 125. maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğmasından sonra işlemeye başlar....

            Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, bedel iadesi KARAR Davacı vekili geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde dava tarihi itibariyle belirlenecek değerin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının reddine, 03.10.2005 tarihli harici satış sözleşmesinden kaynaklanan 123,480 TL'nin davalı Sebahat Serbest'ten (Yalınız) tahsiline karar verilmiştir. Hüküm sadece Sebahat Serbest (Yalınız) vekili tarafından bedele yönelik olarak temyiz edildiğine, bedel uyuşmazlığı 03.10.2005 tarihli senetten kaynaklandığına göre; hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize ait değildir. Bu nedenle ve ilgisi bakımından dosyanın Yüksek Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

              - K A R A R - Dava, yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölümün tapu kaydının iptâli ve tescili, mümkün olmadığı taktirde taşınmaz için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.Davacı vekili 03.07.2013 tarihli dilekçesi ile; davacının 22.09.2007 tarihli sözleşmeyle davalı yüklenici şirketten 5102 ada, 3 numaralı parselde yapılacak olan inşaatta 6. normal kat kuzey-doğu-batı cepheli 1 adet 170 metre karelik bağımsız bölümü 55.000 Euro sabit bedel ile konut amaçlı satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, ancak 05.02.2010 tarihli ikinci bir satış vaadi sözleşmesi imzalamak zorunda bırakıldığını ve bu sözleşmede 81.000 Euro bedel belirlendiğini, satış bedeli ödendiğinden söz konusu bağımsız bölümün devrine hak kazandığını ileri sürerek satın aldığı 6. kattaki konuta tekabül eden arsa payının tespitiyle tapunun iptaline ve tesciline, mümkün olmazsa şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ......

                ne devrettiği anlaşılıyorsa da sözleşmede gösterilen satış vaadi sözleşmesinin mahkeme kararları kesinleşmeden devredilemeyeceği yönündeki şartın satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik şartı olmadığı, iptali istenen satış vaadi sözleşmesinin değil sonraki devir sözleşmesinin geçersizliğinin vurgulandığı, davalının sözleşmeyi dava dışı şirkete devretmesinini sözleşmenin iptali sebebi sayılamayacağı ancak davacı açısından davalının sözleşmeyi dava dışı 3. kişiye devretmesi işleminin geçersiz sayılması gerektiği, davacı tarafın dayandığı diğer sebeplerin sözleşmenin iptalini gerektiren hususlar olmadığı zira söz konusu iddiaların taraflar arasında bulunan vekalet sözleşmesinin iptalini gerektiren sebepler olarak ileri sürülebileceği, satış vaadi sözleşmesinin ise taraflar arasında yapılan vekalet sözleşmesi ile ilişkisinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Taraflar arasında imzalanan ... 7....

                  UYAP Entegrasyonu