Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Dosyanın incelenmesinde; davacının davalı şirket tarafından yapılan inşaattan daire satın aldığı, satışa konu dairede uzun zamandır oturduğu ancak resmi olarak dairenin satış işleminin yapılmadığını, davalının da davayı kabul ettiği, satışa konu dairenin bedelinin ödendiği, taraflar arasında dairenin satış işlemi ve bedel yönünden husumet bulunmadığı, davalının pandemi nedeniyle ipotek alacaklısı Vakıflar Bankası'na borcunu ödeyemediği ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kalkmadığı için davacı adına tescil yapamadığı savunmasında bulunduğu, taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde banka lehine ipoteğin 13.02.2015 yılında tescil edildiği, taraflar arasında yazılı daire sözleşmesinin ise 21.02.2018 yılında akdedildiği, sözleşmenin resmi işlem olmaksızın taraflar arasında imza edildiği, satış sözleşmesinin taraflarca kabul edildiği, ancak ipotek alacaklısına karşı satış sözleşmesine dayalı hakkın ileri sürelemeyeceği, bu nedenle davacının tapu iptal ve tescil istemine karar verilemeyeceği...

Asliye Ticaret Mahkemesi ve ...5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşme gereğince verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde karar verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin haricen yapıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

    Noterliğinin 04.07.2008 tarihli ve 12588 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı ...’i vekil tayin ettiğini, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği tarihten itibaren 5 yıl geçmiş olmasına rağmen inşaata başlanmadığını, sebebini sormak için Belediyeye gittiğinde davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın ½ payının bilgisi ve rızası dışında diğer davalı ...’ye temlik edildiğini öğrendiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, devredilen ½ payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., ... İnş. Ltd....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin varlığından ve taraflarını bağlayıcılığından söz edebilmek için icap ve kabulün karşılıklı ve birbirine uygun olması, başka bir anlatımla aktin esaslı noktalarında irade beyanları arasında birlik bulunması, ayrıca, yine tarafların aktin esaslı noktalarında uyuşmaları gerekir. Böylece taraflar ileride diğer bir akit yapma borcu altına girer. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılınca bir aktin hükümlerini yerine getirmek değil, ileride yeni bir sözleşme yapmak mukavele edilmiş olur. Fakat tarafların biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi yapmalarına rağmen gerçek iradeleri ileride bir taşınmaz satışı yapılması doğrultusunda değil, örneğin; ödünç paranın teminatı olmak üzere birleşmiş ise gerçek bir satış vaadi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Zira bu gibi durumlarda satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz teminat olarak gösterilmekte, üzerinde rehin tesis edilmektedir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, taşınmazın ayıplı olması nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; " Taraflar arasında 15/12/2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmeye göre davalı tarafından Aziziye Mah. 280 ada, 6 nolu parsele kayıtlı taşınmaz üzerine yapılacak inşaatın B blok, 47 numaralı, brüt 147 metrekare olan bağımsız bölümün 270.000,00 TL bedel karşılığında serbest iradeleri ile hüküm altına alındığı, satım sözleşmesine konu taşınmazın ise 15/09/2015 tarihinde teslim edileceği anlaşılmıştır....

          O halde, mahkemece, davacı tarafından 12.06.1997 tarihli sözleşmeye dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gereklidir. Ancak, davacı vekili, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde, uygun bir bedel karşılığında vekil edeninin iyiniyetle kullanımında bulunan kısmın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini, bu talebin de kabul görmemesi halinde vekil edeninin ödediği satış bedeli ile iyiniyetle yaptığı tüm masrafların fazlaya dair hakları saklı kalması kaydıyla 1.000 TL'nin ödenmesine ve bu bedel ödeninceye kadar kendisine hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini istemiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, toplanmış ve iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak tüm deliller doğrultusunda, davacı tarafın iptal ve tescil isteği dışında kalan istekleri konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi olmalıdır....

            Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davalının istinaf talebinin HMK 297 ve 355 uyarınca usulen kabulü ile; HMK m. 353/1- b-2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, "davanın kabulü ile 01/10/2016 tarihli ve AÖ01- 1177A nolu Yalova Termal Saray Hisseli Gayrimenkul Satış sözleşmesinin iptaline, 03/10/2016 vade tarihli 1 adet 10.025,00 TL bedelli senedin iptali ile davacıya iadesine, Davacı adına olan Yalova ili, Termal ilçesi, Killi Orman Mevkii G22D14C2D Pafta, 424 Ada,23,25 ve 27 parsellerinin 7/3650 taşınmaz hissesinin tapu kaydının da, 03/10/2016 vade tarihli 1 adet 10.025,00TL bedelli senedin davacıya iadesi ile eş zamanlı olarak iptali ile davalı adına tapuda kayıt ve tesciline," karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; A.İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davalının istinaf talebinin usulden KABULÜNE, HMK m. 353/1- b-2 uyarınca İSTANBUL ANADOLU 1....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2.1. Kaynağını Borçlar Kanununun 22 nci maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir. Vaad alacaklısı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi halinde, edimin hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir. 2.2. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81 nci maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. 2.3. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı davalı ... vekili tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 4.5.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil veya tazminat, birleşen davada davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine 13.07.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada tapu iptali, tescil talebinin reddine tazminat talebinin kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair verilen 22.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı davalı ... ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava 06.04.2006 ve 24.04.2006 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmelerine dayanılarak tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise tazminat alacağı istemine ilişkindir....

                Buna göre, davacının talebinin ve sözleşmede belirtilen taşınmazın tescili imkanı bulunmamaktadır. Satış vaadinin infazı ve tapuda davacı adına tescili imkanı bulunmadığı için terditli olarak talep edilen satış bedelinin iadesi talebinin kabulüne ve noterde düzenlenen satış vaadinde alındığı belirtilen miktarın ödenmesine" dair karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu