Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/11/2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, davalı ... ve davalı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptali, davalı ... lehine verilen satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, sonraki tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali, satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'...

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2018 NUMARASI : 2017/738 ESAS, 2018/541 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı T2 vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Şükrü Hanlı Baydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; davalıların kendisine düşünme fırsatı vermeden 19.000,00 TL değerinde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzalattıklarını, satış sözleşmesinin birinci sayfasında büyük puntolarla yazılı...

      Davacının dayandığı 30.6.1995 tarihli satış vaadi sözleşmesinin temelini 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkındaki Kanun oluşturmaktadır. Kısaca, davacıya imar affı hakkındaki yasa hükümlerince tahsis yapılmış, satış vaadi sözleşmesi yapılan tahsis işleminden sonra düzenlenmiştir. Gerçekten, orta yerde tahsis işlemi varsa 2981 sayılı Yasanın 3. maddesinde sayılan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerdeki tahsis geçersizdir. Ancak, Dairemiz bozma kararında tahsis değil, doğrudan taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi değerlendirilmiş ve önceki karar Dairemize ait 23.3.2006 tarihli ilamın 2.bendinde yazılan nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğundan yararına bozma yapılan taraf bakımından usulü kazanılmış hak meydana gelir. Bundan sonra istisnalar dışında kazanılmış hakkın ihlali söz konusu edilemez....

        etkileyecek bir bir durum mevcut ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğinden söz edilemeyeceğinden tapu iptali ve davacı adına tescili de mümkün olmayacağını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve davacı adına tescilinin mümkün olabilmesi için tüm şartların hiçbir şekilde ve açık olması gerektiğinden davacın tarafın kötüniyetli bi şekilde açmış olduğu iş bu davanın mesnetsiz olduğunun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

        Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedelin; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel, taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedel, yoksa harici satışta ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kuralına göre iadenin talep edildiği tarihte uyarlama sonucu ulaştığı alım gücü mü olacağı konusunun çözümü gerekir....

          Hükmü, satış vaadinde bulunan ... ... mirasçıları temyiz etmişlerdir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanunun 89. maddeleri hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve her iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdendir. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet geçirim borcu yüklenen satıcıdan edimini yerine getirmediğinde dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açılacak tapu iptali ve tescil davası ile edimin hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

            Satış Bedeli ve Tahsili kısmının 1 inci fıkrasında '' Halk sahiplerine doğrudan satılacak olan taşınmazların satış bedeli taşınmazın yüzölçümünün dört yüz metrekareye kadar olan kısmı için rayiç bedelin yüzde ellisi, fazlası için rayiç bedelin yüzde yetmişi üzerinden hesaplanarak belirlenecektir. Birden fazla taşınmazda hak sahibi olunması halinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, hak sahibinin tercih edeceği sadece bir taşınmaz için uygulanacaktır. Bir taşınmazdaki hak sahipliğinin devredilmesi halinde yüzde elli satış bedeli hesaplaması, taşınmazın sadece dört yüz metrekaresi için ve hak sahiplerinin taşınmazdaki hisselerine oranlanarak yapılacaktır." denilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Kocaeli 1. Tüketici ve Yalova 4....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 5.10.2001 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.9.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, yanlar arasında gerçek bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, davacının satış vaadine karşılık bedel ödemediğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, 7340 parsel üzerindeki binanın 1 numaralı bağımsız bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu