Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/12/2010 tarihli kararı ile katılanlara ait evin ve istinat duvarının sanığın parseline tecavüzü bulunduğundan ve sanığın kal masrafları ile evin değeri olan ücreti depo ettiğinden men'i müdahale ve kal davasının kabulüne karar verildiği, bu kararın 22/02/2011 tarihinde kesinleştiği dikkate alınarak, sanığın, suç işleme kastıyla hareket etmeden, tapu kaydı kendisine ait olan arsa üzerindeki taşkın binayı kısmen yıkması karşısında, eylemin taraflar arasında hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, taşınmazın mülkiyeti ve akıbetinin devam eden hukuk davasına konu edildiği, daha sonra kesinleşen Hukuk Mahkemesi kararına göre de, bu yerin taşkın olduğunun belirlenerek katılanların müdahalesinin önlenmesine karar verildiği, sanığın kendi mülkiyetini koruma amacına yönelmesi nedeniyle suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....
Davalı tarafın temliken tescil talebi yönünden: TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak on beş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere, taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak on beş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere, taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.1999 ve birleştirilen dosyada 25.4.2001 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar dava ve birleştirilen davada; müşterek malik oldukları 30 parsel numaralı taşınmaz üzerine geçici inşaat yapmak üzere 5.12.1978 tarihinde belediyeden inşaat izni aldıklarını, inşaata başladıktan sonra yapılan imar değişikliği nedeniyle 28.10.1993 tarihinde, üç kata tamamlamalarına izin verildiğini, daha sonra bitişik nizam altı kat yapılanma koşullarına göre hazırlattıkları projeye Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca da izin...
CEVAP: Asıl davada davalı Hasan Dinç cevap dilekçesinde özetle, dava konusu 189 ada 1 parsel sayılı taşınmazı ihale yolu ile satın aldığını, 02.09.2009 tarihinde yaptırdığı aplikasyon krokisinde davacıya ait ahır gibi kullanmayan yapının taşınmazına taşkın halde bulunduğunu öğrendiğini, belediyeden taşkın yapının yıkımını talep ettiğini, taşkın yapı nedeniyle kendi taşınmazının atıl kaldığını, davacının taşkın yapıyı herhangi bir şekilde kullanmadığını, kullanıyor olsa dahi, taşkın yapı dışında kalan kısmının işine yaramayacağını, yapı değerinin arsa değerinden düşük olduğunu, davacının kendisine ait taşınmaz için bir bedel ödemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
taşınmazın tamamına tecavüz varmış gibi değerlendirme yapılarak ecrimisil kararı verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu; Tüm bu sebeplerle; Asıl davanın kabulüne yönelik kararın kaldırılmasını ve asıl davanın reddine karar verilmesini, yine birleşen dava olarak gözüken davacı müvekkili Süleyman Yalçın tarafından açılan taşkın inşaat nedeniyle tapu iptal ve temliken tescil davasının reddine yönelik kararın kaldırılmasını ve söz konusu temliken tescil davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen, hasarın meydana geldiği 10/03/2014 tarihini içine alan İnşaat Sigorta Poliçesi'nin 31. Maddesinde "sel, seylap, kretten su aşması / overtopping / su hasarları temin taşkın koruma yapılarının (ön batardo -çevirme seddesi-), batardo, derivasyon kanalı, derivasyon tüneli vb. yapıları) 25 yıllık taşkın debisine göre tasarlanmış ve inşa edilmiş olması kaydıyla geçerlidir aksi takdirde teminat geçersizdir." şeklinde kayıt bulunmaktadır. Diğer taraftan poliçenin 7. Maddesinde sel, seylap, taşkın, tüm su hasarları, kretten su taşması halinde hasarın % 80 sigortacı, % 20 sigortalı tarafından karşılanacağı, % 2 tenzili muafiyet uygulanacağı belirtilmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; poliçenin 31....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14/02/1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul) b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır....