Davacının temyiz itirazlarına gelince; 25.12.2013 tarihli fen raporuna göre 27 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 4.43m2 taşkın olduğu ve mevcut binanın kadastro paftasındaki bina olmayıp sonradan yapıldığı sabit olup yukarıda açıklandığı üzere çaplı taşınmaza taşkın inşaat yapılması halinde iyiniyetten söz edilemeyeceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, davacıya ait taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği gözetilerek yıkım isteği yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, infazda sorun yaratacak biçimde ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir....
Hükmü, davacılar vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacıların temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalıların temyiz itirazlarına gelince; Asıl dava protokole dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademede irtifak hakkı kurulması; birleştirilen dava ise, taşkın inşaat nedenine dayalı tapu iptali ve tescil veya irtifak hakkı kurulması istemlerine ilişkindir. Tapu kaydı bulunan bir taşınmazın mülkiyeti resmi biçim koşulunu taşıyan sözleşme ile nakledilebilir. Tapuda mülkiyet aktarımını gerektiren işlemler resmi biçime uygun düzenlenmemesi halinde, mülkiyet aktarımı yönünden geçersizdir. Davacıların dayandığı 25.09.1967 tarihli protokol adi yazılı olarak düzenlenmiştir. Davacıların dayandığı bu sözleşme, taşınmaz mülkiyetinin aktarımı için gerekli resmi biçim koşulunu taşımadığından bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet aktarımı isteminde bulunulamaz....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin ... gün ve ... E., ... K. sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı şirket vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı arsa sahipleri vekili, müvekkillerinden ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.12.2013 gün ve 413/572 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili; dava konusu 114 ada 9 parsel sayılı taşınmazın aktif ...'nın taşkın kotunda yer almasına rağmen davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, ...'nın yüksek sarfiyatlı taşkın riski bulunduğunu, ...Genelgeleri ve diğer mevzuatlar çerçevesinde dere yataklarının tespitinde ...'nin görüşünün alındığını ve ...'nin görüşünde dava konusu taşınmazın ... yatağında ve taşkın alanda olduğunun bildirildiğini açıklayarak, taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal birleşen davada tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne dair verilen 22.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Birleşen davada davacı, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, asıl dava reddedilmiş, birleşen dava kabul edilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı temyiz etmiştir. Asıl davanın dayanağı, Türk Medeni Kanununun 683.maddesidir....
İmar durumuna göre, ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile Taşkın Yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması halinde Taşkın Yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek temliken tescil davası ile taşkın kısmın mülkiyetini veya üzerinde bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Tescil talebi ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yolu ile de ileri sürülebilir. Hakim uzman bilirkişiden dava tarihine göre devredilen arsa bedeli yanında geride kalan kısmın uğradığı değer kaybı varsa taşınmaz malikinin öteki zararları gibi konularda da rapor almak suretiyle en uygun bedeli tayin ve takdir etmeli, bu bedel karşılığında tecavüzün şekline taşkın yapının ve taşınmazların niteliğine göre taşkın yerin mülkiyetinin devrine veya üzerinde irtifak hakkı kurulmasına karar vermelidir....
Davacı, davalı yükleniciden satın aldığı taşınmazın dava dışı arsa sahipleri tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi için açılan dava sonucunda tapusunun iptal edileceğini ve taşınmazın elinden çıkacağını ileri sürerek ödediği satış bedelinin tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı tarafından davacıya satıldığı ve 8.3.2010 tarihinde davacı adına tescil edildiği, dava dışı arsa sahibi tarafından ......
Taşan yapı sahibinin Medeni Kanunun 651. maddesi uyarınca tescil ya da yararlanma hakkı tanınmasını isteyebilmesi için binanın iyiniyetle inşa edilip edilmediğinin ve taşkın kısmın yıkılmasının aşırı zarar doğurup doğurmayacağının öncelikle araştırılması gerekir. Medeni Kanunun 651. maddesinde yer alan inancın, subjektif iyi inanç olduğu kuşkusuzdur. Burada kural, taşkın yapı sahibinin tecavüz ettiği taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi ya da beklenen bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilecek durumda olmamasıdır. Yargılayın kökleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, çapları düzenlenmiş parsellere taşan yapı sahipleri kural olarak iyi inançlı kabul edilmemektedir. Bina sahibi inşaata başlamadan önce kendisine düşen bütün dikkat ve ihtimamı göstererek elindeki çapa göre yerinin nereye kadar olduğunu saptamak ve inşaatını ona göre yapmakla yükümlüdür. Dosyada toplanan kanıtlara göre davacının bu koşul gereğini yerine getirdiğinden söz etme olanağı yoktur....
Taşan yapı sahibinin Medeni Kanunun 651. maddesi uyarınca tescil ya da yararlanma hakkı tanınmasını isteyebilmesi için binanın iyiniyetle inşa edilip edilmediğinin ve taşkın kısmın yıkılmasının aşırı zarar doğurup doğurmayacağının öncelikle araştırılması gerekir. Medeni Kanunun 651. maddesinde yer alan inancın, subjektif iyi inanç olduğu kuşkusuzdur. Burada kural, taşkın yapı sahibinin tecavüz ettiği taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi ya da beklenen bütün dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilecek durumda olmamasıdır. Yargılayın kökleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, çapları düzenlenmiş parsellere taşan yapı sahipleri kural olarak iyi inançlı kabul edilmemektedir. Bina sahibi inşaata başlamadan önce kendisine düşen bütün dikkat ve ihtimamı göstererek elindeki çapa göre yerinin nereye kadar olduğunu saptamak ve inşaatını ona göre yapmakla yükümlüdür. Dosyada toplanan kanıtlara göre davacının bu koşul gereğini yerine getirdiğinden söz etme olanağı yoktur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davalılar duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanunu m. 684/1 ve 718/2 hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar....