Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/539 Esas – 2017/687 Karar sayılı itirazın iptali kararının kesinleştiğini, bunun üzerine alacaklının haciz talebinde bulunduğunu ve davacının taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konulduğunu, icra müdürlüğünden bu hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduklarını ancak bu taleplerinin reddedildiğini, takibe itirazın iptaline ilişkin alacaklar eklenerek işlem yapılabilmesi için kendilerine tebligat yapılması gerektiğini, böyle bir tebligat yapılmadan haciz konulduğunu, daha sonra 13/03/2019 tarihinde sadece ilam alacaklarının belirtildiği bir ödeme emrinin gönderildiğini, bu ödeme emrinin usule uygun olmadığını, ayrıca takip alacağı dikkate alındığında davacının tüm mal varlığına haciz konulmuş olmasının İİK’ nun 85/1.maddesine aykırı olduğunu, yapılan haczin taşkın haciz olduğunu ileri sürerek takip kapsamında konulmuş hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinde bulunma zaruretinin hasıl olduğunu, ilgili düzenleme gereğince başkaca hiçbir koşul aranmaksızın ihtiyati haciz talebimizin kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, davalının vaki borcundan kurtulmak maksadıyla malvarlığını gizleme, kaçırma riskinin de bulunduğunu, borçlu ihtiyati haczin kaldırılması kararından yararlanarak malvarlığını elden çıkarak müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştığını, ilgili yasal düzenleme uyarınca borçlunun borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini ve ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini, resen takdir edilecek nedenlerle; ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilan ara kararının başvurularının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
hacze yönelik itirazlarının müvekkilinin meskenine yönelik olduğu borcu kabul anlamına gelmemekle beraber Kayseri İli İncesu Beylik Mah. 1980 ada 64 parsel sayılı taşınmaz haricindeki taşınmazlarına konulan haczin devamına itirazlarının bulunmadığı halde mahkemenin taşkın haciz iddialarını kabul kararı verdiğini, bunun hatalı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstinafa konu kararın taşkın haciz şikayetine ilişkin kısmı kesin nitelikte olduğundan davacının taşkın haciz şikayetine ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE, istinafa konu kararın borca itiraza ilişkin kısmı yönünden davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli olan 54,40- TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90- TL'nin mahsubuna ve 18,50- TL bakiye harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonunda, taşkın hacze yönelik karar bakımından İİK'nın 363/1 ve 365/1- son maddeleri gereğince KESİN olarak, borca itiraza yönelik karar bakımından HMK'nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak...
Bankası ...Şubesinde bulunan hesabındaki mevduatının bloke edildiğini, söz konusu hesaptaki paranın kendisine ait olmadığını belirterek icra müdürlüğünden haczin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce haczin fekki talebinin reddine karar verildiği, bunun üzerine borçlunun icra müdürlüğünün ret kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabul edilerek ilgili hesaba konan haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun 3. kişideki alacakları İİK'nun 106/2. maddesi uyarınca taşınır hükmündedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, haczedilen banka hesabındaki paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle haczin kaldırılması istemi olup, bu haliyle istihkak davası niteliğindedir. Borçlunun, haczedilen paranın 3. kişiye ait olduğu nedeniyle şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, istihkak davası açması da mümkün değildir....
Somut olayda; davacı 6439 parsel sayılı taşınmazına davalı taşınmazındaki saçakların taşkın bulunduğundan elatmanın önlenmesi ile kal’ini istemiştir. Hükme esas alınan 03.07.2009 tarihli fen bilirkişi raporundan, 6438 parsel sayılı taşınmazdaki odunluk ile kömürlük saçağının 1,04m² ve 6440 parsel sayılı taşınmazdaki yağmur oluğunun 10cm davacı taşınmazına taşkın olduğu anlaşılmaktadır. Davalının, davacıya ait taşınmaza elattığı bilirkişi raporu ile sabittir. Herkes taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken komşularını olumsuz etkileyecek taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlüdür. Davalının taşkın bulunan yağmur oluğu davacının mülkiyet hakkını kısıtlar biçimdedir. Yağmur oluğunun sökülmesi ile oluşabilecek zararlar komşuluk hukuku ilkelerini düzenleyen TMK’nun 737. maddesi hükmü gözetilerek davalının taşınmazında yapacağı düzenlemeler ile giderilmelidir....
kararın alacaklı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, diğer taşınmazlar üzerindeki haczin devam etmesi halinde sadece iki taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunulmasının alacağın haricen tahsil edildiğine karine oluşturmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın iptaline karar verdiği görülmektedir. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 23. maddesinde; ''Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnamaye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır....
KARAR Borçlu vekili, müvekkil Belediye'ye mal beyanında bulunması için 10 günlük süre verilmeden hesaplarına haciz konulduğunu, haczin yanlış olduğunu, Belediyenin bildirdiği mallar dışındaki hacizlerin taşkın haciz niteliğinde olduğunu belirterek, hesaplara ilişkin haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, önce borçludan mal beyanında bulunmasını istemek zorunlu ise de, bunun dışında mal haczinin yanlış olmadığı taşkın haciz olabilmesi için yapılmış bir kıymet takdiri olması gerektiği, şikayete konu değişik bankalara ait hesaplar üzerine ya icra dosyasından hiç haciz konulmadığı ya da hesapta haczedilebilir para ile haczedilemez paranın toplanması nedeniyle borçlunun haczedilmezlik hakkından feragat niteliğinde olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....
Davalı karşı taraf vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yüklenici firma tarafından eser sözleşmesine istinaden 01/07/2020 tarihinde işe başlanıldığını, yüklenici davacı firma tarafından eser sözleşmesinin eksik ve geç ifa edildiğini, yüklenici firma tarafından yapılacak birçok işin müvekkili tarafından para ödenerek başka firmalara yaptırıldığını, eser sözleşmesinin 19.2 ve 19.3 maddeleri uyarınca gecikme alacağının bulunduğunu, müvekkilinin inşaatın yapım işi devam ederken yüklenici firmaya ihtar çektiğini ancak cevap verilmediğini, yüklenici firma tarafından gerçeğe aykırı olarak fatura kesildiğini, bu faturanın müvekkili tarafından iade edildiğini, ayrıca bu hususun da yüklenici firmaya ihtar edilerek bildirildiğini, ihtiyati haczin taşkın haciz olmaması gerektiğini ve borçlunun borca yetebilecek kadar malvarlığı üzerine haciz konulması gerektiğini, müvekkili şirketin tüm banka hesaplarına, taşınır taşınmaz malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmuş olup yapılan haczin taşkın...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacının adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunduğu, haczedilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasında bulunduğu, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hangisi olduğu belirtilmediğinden bu konuda beyanda bulunması için davacıya süre verildiği, mahkemece meskeniyet davasına konu taşınmazın belirtilmediği gerekçesi ile ispatlanamayan meskeniyet şikayetinin reddedildiği, ancak meskeniyet iddiasında bulunan davacının taşınmazlarına 08/11/2019 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, 05/02/2020 tarihli şikayetten sonra yasal 1 yıllık süre içerisinde 08/11/2019 tarihli hacizle ilgili satış talebinde bulunulmadığından şikayet konusu haczin düştüğü, meskeniyet şikayetinin konusuz kaldığı anlaşılmakla HMK 353 (1) b-2 maddesi...