bu durumu çok çok uzun yıllardan beri görmesine bilmesine rağmen bir girişimde bulunmadığını, nitekim bu hususların uydu fotoğraflarınca da sabit olduğunu, davacı taşınmaz sahibi taşmayı öğrendiği 15 gün içinde itiraz etmediğini, Taşan evin bir kısmının yıkılamayacağını, kısmen yıkılması halinde evin tümden zarar göreceğini, Mahkemenin Yargıtay kararları ışığında temliken tescil taleplerinin değerlendirilmediğini, temliken tescil talepleri değerlendirilmeden müdahalenin menine ve kale karar vermiş olduğunu, verilmiş olan bu karar milli servete, ekonomik bütünlüğe ve tarafına son derece fahiş zararlar verdiğini ve vereceğini, ortada taşkın inşaat durumunun söz konusu olduğunu, taşkın inşaat ile haksız inşaat arasında farklar olduğunu, (-taşkın inşaatta, taşan inşaat, taştığı arsanın ayrılmaz parçası olmaz, mülkiyeti inşaat sahibine ait olur. - taşkın inşaata karşı on beş günlük itiraz süresi öngörülmüştür....
Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında ilk dereceli mahkemece ; davacının temliken tescil isteminin reddine, birleşen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil davasının kabulüne dair karar verildiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, HMK 725 maddesine dayalı temliken tescil istemine ilişkindir. Yerleşik uygulamaya göre yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 724ve 725. . maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Karşı davada karşı davacı T1 eski 1062 yeni 153 ada 9 parsel maliki olup karşı davalı T4na ait eski 1061 yeni 153 ada 10 parsel sayılı taşınmaza kendi parselindeki binanın taşkın kısmına ilişkin temliken tescil talebinde bulunmuştur....
TMK’nın 725. maddesinde ise bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş; böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu, eşyaya bağlı bir borç olduğundan, inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....
Davalı cevap dilekçesinde özetle, maliki bulunduğu taşınmazın kadastro tespiti sırasında yapılan yanlış ölçümler nedeniyle kısmen davacı adına tescil edildiğini, davacının bu şekilde mülkiyet iddiasına dayanarak dava açtığını, davacının hak iddiasında bulunduğu yerin gerçekte kadimden beri murisleri ile kendisine ait olduğunu, yapının inşaası sırasında davacının rızasının alındığını, taşkınlığın kesin olmadığını ancak bir an için taşkınlığın bulunması halinde taşkınlığın bedeli ile yapının değeri, durum ve koşulları dikkate alındığında TMK'nun 725. maddesi koşullarının mevcut olduğunu, bu sebeple taşkın kısmın temliken adına tescili gerektiğini davanın reddine, dava konusu 6 parselde taşkın 1.76 m2 kısmın temliken adına tescili gerektiğini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasının veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının kendisine devrini isteyebilir." şeklindedir. Böylece arazi ile muhdesat arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise, bina sahibine ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçasının yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır....
un 03.02.2016 havale tarihli raporunda belirtilen ve 'B' harfi ile gösterilen 4.02 m2'lik kısım ve 'C' harfi ile gösterilen 10,69 m2'lik kısımlar ile dava konusu 254 nolu parsel için taşkın inşaat nedeniyle kullanılamaz hale gelen ve 'A' harfi ile gösterilen 14.87 m2'lik kısımların davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, bu kısım için takdir edilen 12.840,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkin olup, davalılar temliken tescil talebinde bulunmuştur. 1....
Temliken tescil davalarında iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının, ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Davalılar- karşı davacılar, 71 ada 66 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 31.12.2012 tarihli raporunda "A" harfi ile gösterilen 95.21 m2'lik kısmının ifrazı ile adlarına tescilini talep ettiklerinden bu bölümün 66 sayılı parselden ifrazı ile davalılar-karşı davacılar adlarına tescilinin veya karşı davacıların 41 sayılı parseli ile tevhit edilmek suretiyle adlarına tescilinin mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.05.2008 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil, karşı davada ise davacı ... tarafından 20.05.2008 gününde verilen dilekçe ile Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 25.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava ve birleştirilen dava Türk Medeni Kanununun 725. Maddesine dayalı olarak açılan (taşkın inşaat nedeniyle) tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır....
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin olup, davalı savunma yoluyla temliken tescil isteminde bulunmuştur. Somut olayda davalı vekilinin maktu harç yatırmadan savunma yolu ile temliken tescil talebinde bulunduğu anlaşıldığına göre, öncelikle başvuru harcının ikmal edilmesi gerekmektedir. Ne var ki, Mahkemece bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmiş değildir. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle maktu başvuru harcının yatırılması için davalı vekiline süre ve imkan tanınması, verilen süre zarfında eklikliğin giderilmesi halinde tespit edilecek zemin değeri üzerinden nispi harcın da ikmal edilmesi suretiyle taşkın yapı nedeniyle davalı yararına temliken tescil koşullarının gerçekleşip, gerçekleşmediğinin araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir..." şeklinde karar vermiştir....