Dolayısıyla anlatılan bu nedenlerle TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil talebinin reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere temliken tescil, davalılar tarafından ancak davacıdan önceki eski malike karşı öne sürülebilecek bir şahsi hak olup davacının temliken tescil talep etme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Davalılara ait olan ve eski malike karşı öne sürülebilecek bir şahsi hakkın davacı tarafından kullanılması mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/746 KARAR NO : 2021/17 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ULUKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2019 NUMARASI : 2018/193 ESAS, 2019/58 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.11.2004 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil ve meni müdahale kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil talebinin reddine, meni müdahale kal davasının kabulüne dair verilen 07.09.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, mülkiyeti kendisine ait bulunan 4 parsel numaralı taşınmazına, projesine uygun inşaat yaparken temel kazısı sırasında kadastro elamanlarına yer tespiti yaptırarak işe başladığını ve sonraki bir incelemede tapu tahsis belgesi ile tasarruf ettiği anlaşılan davalı ... elindeki 3 parsel numaralı taşınmaza 3,32 m2 taşkınlık bulunduğunun tespit edildiğini bildirerek, temel atma sırasında taşkın bir inşaat...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.03.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın bina nedeniyle temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Eldeki davada taraflar istemlerinin dayanağı olarak iki senet göstermişler, bu senetler nedeniyle iyiniyetli olduklarını ve zemin bedelinin de ödendiğini ileri sürmüşlerdir. Yukarıda kısaca ilkelerine değinilen temliken tescil davalarında tüm koşulların oluşması ve bu aşamadan sonra daha önce ödenmemiş ise zemin bedelinin depo ettirilmesi gerekir. Mahkemece keşif yapılıp tanıklar dinlendikten sonra bilirkişi raporunda belirlenen zemin bedelinin depo ettirilmesi istenmiştir. Bedelin depo ettirilmesi için kesin süre verildiği tarihte davacıların dayandığı belgeler incelenmediği gibi bedelin ödenip ödenmediği de araştırılmamıştır. Diğer bir anlatımla, temliken tescil davasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tam bir araştırma ve inceleme yapılmadan kesin süre verilmiştir. Verilen bu süre değinildiği gibi kesin sürenin amacı ile bağdaşmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yukarıda esas karar numarası belirtilen dava dosyasında; davacı Şirket tarafından ... aleyhine çekişmeli 604 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak taşkın bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmış, bu dava redle sonuçlanıp temyiz aşamasında iken bu kez eldeki davada; aynı davacı tarafından aynı davalı aleyhine aynı parsele yönelik olarak tespit sırasında hatalı sınırlandırma yapıldığı iddiası ile dava açılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 114/ı maddesinde; “aynı davanın daha önceden açılmış olması ve halen görülmekte olması”, teknik ifade ile “derdestlik” dava şartı olarak düzenlenmiştir. Bu şartın oluşması için görülmekte olan dava ile tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha görülüyor olması gerekmektedir....
Eldeki davada davalı karşı davacı da temliken tescil isteğinde bulunmuştur. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlıdır; a) Birinci şart, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır....
Temliken tescil isteyen davacılar, tescile konu taşınmazlarının kadastro tespitinden önceki bir tarihte davalı taşınmazına taşkın olarak inşa edildiğini ileri sürerek bu davayı açmış, tanıklar da ev ve ahırın 1962-1963 yıllarında yapıldığını beyan etmişlerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi gereğince; kadastro sırasında düzenlenen tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Davacılar tarafından 07.06.2010 tarihinde kadastro tespitinden on yıllık süre geçtikten sonra bu dava açıldığından Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak ev ve ahır sebebiyle temliken tescil istemlerinin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir. Davacıların Türk Medeni Kanununun 729. maddesine dayanarak araziye dikilen fidanlar sebebiyle temliken tescil istemleri hakkında ise, uzman bilirkişi ......
TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de TMK'nin 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....