"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa irtifak hakkı tesisi bu da olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; bir kısım davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, bir kısım davacılar yönünden ise davanın reddine dair verilen 28.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi bir kısım davacılar vekili ile katılma yolu ile davalı ... Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davacılar vekili Av. ... ile karşı taraf davalı... Tic. A.Ş. Vekili Av. ...geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Davalı vekili, müvekkilinin tapulu taşınmazına bina yaptığını, dava tarihinde irtifak hakkı tesisine ilişkin kararın kesinleşmemiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kaydında irtifak hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 2012/2570 Esas 2012/3902 Karar sayılı ilamı ile "....TMK'nın 705. maddesi gereğince karar tapuya tescil edilmeden davacının irtifak hakkı sahibi sayılacağı, hükmen tesis edilen irtifak hakkı nedeniyle işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken tapu kaydında irtifak hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, 1175 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki irtifak hakkına elatmanın önlenmesine, 31.03.2008 tarihli bilirkişi raporunda yatayda 124,20 m2'lik kısmı ile düşeyde 7,75 m2'lik kısmının yıkılmasına karar verilmiştir....
- 134 Esas sayılı dava açılınca öğrendiğini, müvekkiline ait parsel üzerinde bulunane vin ait çatı saçağı taşkın yapı şartları mevcut olup taşkın yapı gereğince taşılan kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına temliken tescili gerektiğini, müvekkiline ait çatı kendi kadastrodan önce müvekkilinin parselinde iken davalının bizzat bilirkişileri yönlendirmesi ile parsel sınırının yapıdan hatalı olarak ölçülmesi sonucu hatalı ve açıkça hukuka aykırı kadastro çalışmaları sonucu davalı adına yazılan parsele müvekkilinin çatının bulunduğu kısmın davalı adına yazıldığını, Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi 2019- 134 Esas nolu dosyasında tecavüz edildiği ve çatısının yıkılma tehlikesi olduğu için yukarıda nosu yazılı dosyada TMK gereği taşkın inşaat hükümlerinden yararlanmak için tapu iptali ve tescil veyahut taşılan kısmın üzerinde irtifak hakkı kurulması için dava açıldığını, dava açılırken fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş ancak usul ve yasaya aykırı...
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., maliki olduğu taşınmaza iyiniyetle yaptığı bina ile bina çevresindeki beton zeminin davalıların malik olduğu 938 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, binanın zorunlu kullanım alanı ile birlikte 938 parsel sayılı taşınmazdan iptali ile adına tescilini veya irtifak hakkı kurulmasını veya şimdilik 8.000 TL yapı bedelinin davalılardan alınmasını istemiştir. Birleştirme kararı verilen davada, davacılar, davalı ...’nın yaptığı ve bina çevresindeki beton zemin ile maliki oldukları 938 parsel sayılı taşınmaza elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve yapıların kal’ini istemişlerdir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil ile ikinci kademedeki tazminat istemlerinin reddine; birleşen davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine ve yapıların kal’ine karar verilmiştir....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, harici satışa ve temliken tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil terditli talep olarak, asıl taleplerin kabul edilmemesi halinde olmadığı taktirde tazminat davasıdır. "..Dava, TMK’nın 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.Davalı, davanın reddini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Asıl dava, mülkiyet hakkına dayalı haksız el atmanın önlenmesi, kâl; karşı dava ise, tecavüz teşkil eden kısmın temliken tescil, olmazsa geçit hakkı şeklinde irtifak tesisi talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık harici satış ve TMK.nun 722 ve takip eden maddeleri uyarınca bina değerinin arsa değerinden fazla olması ve taşkın inşaat nedeniyle muhik tazminat karşılığı taşınmaz tesciline ilişkin bulunduğuna ve temyiz isteği de taşkın inşaat nedeniyle muhik tazminat karşılığı tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.03.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın yapıya dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, mümkün olmazsa tecavüzlü bina bedeli ile kira ücretinin tahsili, birleştirilen davada tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada elatmanın önlenmesine ilişkin talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, tapu ital ve tescil talebinin kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 03.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı birleştirilen davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda...
Bilindiği üzere; taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu Türk Medeni Kanunun 722, 723, 724'ncü maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş bu nedenle 725. madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır. Söz konusu maddeye göre "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur." Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir....
Aynı taşınmazın 64 m2’lik kısmına ve 23 parsel aleyhine ... lehine 15.03.1983 tarihinde hükmen daimi irtifak hakkı tesis edildiği görülmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, davalı 23 parsel sayılı taşınmazı irtifak hakkı tesisinden sonra hakkın varlığını görerek satın almıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 779. maddesi hükmünce taşınmaz lehine irtifak hakkı bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmazın lehine konulmuş bir yük olup, yüklü taşınmazın malikini mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar. Dolayısıyla, 23 parsel maliki davalının bilirkişilerin 18.12.1994 tarihli krokisinde davacının irtifak haritası kapsamında kaldığını saptadıkları, kırmızı ile boyanan 13 m2’den ibaret yere taşkın bina yapmasından iyiniyetli olduğunun kabulü olanaklı değildir....