Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(önceki medeni kanununun 651.) maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmü; "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşınmazı öğrendiği tarihten başlayarak on beş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşularda haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılğında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, arazi ile muhdesat arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde bina sahibine ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat birleştirilen davada tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. 2. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. 3....

      Bütün bunların yanısıra dava konusu yapılan 1395 ve 1396 parsel sayılı taşınmazların ilk oluşumlarından itibaren bütün tedavüllerini gösterecek şekilde tapu kayıtları, satış gördüyse satışa ilişkin resmi satış senetleri de dava dosyasına getirtilmelidir. Taşınmazların ilk defa hangi tarihte çapa bağlandığı hususu açığa çıkartılmalıdır. Taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin belirlenmesi de bir başka önemli husustur. Yargıtay 14. H.D.'nin 2015/3244 E. 2017/2804 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında aranan koşullardan birisi yapı kıymetinin taşılan arazi parçası değerinden açıkça fazla olması kuralıdır. İşte burada kastedilen arazi parçasının değeri sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır....

      Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup anılan hüküm; "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır....

        Görüldüğü üzere, taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması arasında madde hükmünün uygulanması açısından hiçbir fark yoktur. (Bknz. Yargıtay 8....

        Yeni karara bağlanan işbu davamız ise davalıya ait olduğu tapu kaydı ile sabit olan 45 parsele taşkın inşaat nedeniyle müşterek parsel olan 52 parsel ile tevhit edilmek üzere hükmen tescil veya irtifak hakkı tesisi talebiyle açılan bir davadır. Bu davamızın hukuki sebepleri ile ,bekletici mesele kabul edilen diğer davanın hukuki sebepleri ve konuları tamamen başka başkadır, Davacının davası mülkiyet hakkının korunması ile ilgili olup, bizim işbu davamız,davalının hiçbir işine yaramayan ve imarı olmayan küçük bir parsele çok eski yıllarda maliki evvellerce yapılan tecavüzlü alanın davanın kim taraflarının müşterek ve paydaş oldukları 52 parselle bedeli mukabilinde birleştirilmesi veya irtifak hakkı tesisi için açılmış bir davadır. Tamamen farklı konulardaki bir davanın işbu davamızda kesin hüküm ve kesin delil olarak kabulü tamamen bir takdir hatasıdır....

        Türk Medeni Kanununun 718.maddesine göre, arazi mülkiyeti kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Dolayısıyla, yıkımı dava konusu yapılan binada davada taraf olmayan kayıt malikinin de hakkı bulunmaktadır. Kaldı ki, davalı adına tescil edilen taşınmaz bölümlerinde de dava dışı paylı malik ...’nın Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı vardır. Gerek yıkımı dava konusu edilen bina sebebiyle gerekse tapu maliki olması nedeniyle HUMK'nun 73.maddesi gereğince malik ...’nın taraf olması sağlanarak iddia ve savunması tespit edilmeden aleyhine hüküm tesisi doğru değildir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ. Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının HUMK'nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteminin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, ve gereği yapılmak üzere karardan bir örneğin ve dosyanın Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesine, 11.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... .... vd. vekili tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 13.3.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa irtifak hakkı tesisi ...vekili tarafından davalılar aleyhine 3.8.2001 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale kal ve ecrimisil istenmesi üzerine davaların birleştirilmesine karar verilmiş yapılan duruşma sonunda; davacılar K.davalıların davalarının reddine, davalı K.davacı .......nin davasının kısmen kabulüne dair verilen 6.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar k.davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan...

            Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK'nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK'nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK'nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.10.2006 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalının müdahalesinin men'i ile duvarın kal'ine dair verilen 22.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.05.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili gelmedi. Karşı taraftan davacı ... vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davacı vekilinin sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. ... karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil veya irtifak hakkı tesisi istemleri ile açılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu