Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. ./.. 2012/12730- 14194 - 2 - Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kayden davacıya ait çaplı taşınmazda taşkın bölüm itibariyle ... Medeni Kanununun 725. maddesinde öngörülen temliken tescil koşullarının varlığı kanıtlanamadığı gibi imar öncesi kadastral parsellerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 71,36 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.02.2011 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkı kurulması veya tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 31.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve birleştirilen dosyanın davalısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı tarafından açılan 2010/55 esas sayılı derdest dosyada 2 sayılı parsele tecavüzlü olduğu belirtilen depo ve fırının akrabaları tarafından yapıldığı, kendisine ait olduğunu beyanla davacı lehine irtifak hakkı tesisi veya tapu iptali ve tescil istemiştir....
Bütün bunların yanısıra dava konusu yapılan 106 ada 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazların ilk oluşumlarından itibaren bütün tedavüllerini gösterecek şekilde tapu kayıtları da dava dosyasına getirtilmelidir.Taşınmazların ilk defa hangi tarihte çapa bağlandığı hususu açığa çıkartılmalıdır. Taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin belirlenmesi de bir başka önemli husustur. Yargıtay 14. H.D.'nin 2015/3244 E. 2017/2804 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında aranan koşullardan birisi yapı kıymetinin taşılan arazi parçası değerinden açıkça fazla olması kuralıdır. İşte burada kastedilen arazi parçasının değeri sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır. Bu sebeple bu tür davalarda arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının da bilirkişilere hesaplattırılması gerekmektedir....
Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması arasında madde hükmünün uygulanması açısından hiçbir fark yoktur. TMK'nin 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat birleştirilen davada tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. 2. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. 3....
(önceki medeni kanununun 651.) maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmü; "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşınmazı öğrendiği tarihten başlayarak on beş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşularda haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı iyiniyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılğında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, arazi ile muhdesat arasındaki bağlantı kesilmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde bina sahibine ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır....
< Uyuşmazlık; mülkiyeti hazineye ait olan taşınmaz üzerine irtifak hakkı tesisi suretiyle yapılan inşaatlardan dolayı 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 4 sayılı tablonun 13/a pozisyonuna istinaden tahakkuk ettirilip makbuzla ödenen tapu harcının iadesi istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulması istemidir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 57.maddesinde Tapu ve Kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olacağı belirtilmiş, 4 sayılı tarifenin 3239 sayılı Kanunun 96/B maddesiyle değişik 13/a fıkrasında da, arsa ve arazi üzerine yeniden inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde emlak (bina) vergisi değeri üzerinden binde otuz oranında harç alınacağı, aynı maddenin son fıkrasında da tapu siciline tescil yapılmaması halinde de bu harcın tahsilinin aynı esaslara göre yürütüleceği hüküm altına alınmıştır....
Bütün bunların yanısıra dava konusu yapılan 1395 ve 1396 parsel sayılı taşınmazların ilk oluşumlarından itibaren bütün tedavüllerini gösterecek şekilde tapu kayıtları, satış gördüyse satışa ilişkin resmi satış senetleri de dava dosyasına getirtilmelidir. Taşınmazların ilk defa hangi tarihte çapa bağlandığı hususu açığa çıkartılmalıdır. Taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin belirlenmesi de bir başka önemli husustur. Yargıtay 14. H.D.'nin 2015/3244 E. 2017/2804 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere taşkın inşaat nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasında aranan koşullardan birisi yapı kıymetinin taşılan arazi parçası değerinden açıkça fazla olması kuralıdır. İşte burada kastedilen arazi parçasının değeri sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır....