WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının paydaşı olduğu taşınmazın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğunu, davacının tek başına bu davayı açma yetkisinin bulunmadığını, kaldı ki temliken tescil şartlarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile taşınmazın diğer paydaşları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan diğer paydaşların muvafakatinin sağlanması için davacıya verilen kesin süre içinde davaya muvafakatin sağlanamadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2 maddesi gereğince davanın (sıfat)dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı; yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere temliken tescil isteminin söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin karşılıklı olarak davada yer almaları gereklidir....

    Mahkemece, asıl dava olan temliken tescil davasının kabulüne, birleştirilen 2010/11 Esas sayılı elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 29.05.2019 tarihli, 2017/3743 E. 2019/4930 K. Sayılı ilamıyla, "Davacı, 08.03.1982 tarihli ve 05.07.1988 tarihli anlaşma senetlerine dayanarak temliken tescil talebinde bulunmuş ise de, dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında çekişmeli taşınmazın birçok davaya konu olduğu, dosya içerisindeki bilirkişi rapor ve krokilerine göre davacıya ait binanın davalıların murisi ...'e ait 2385 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi temliken tescil talebinde bulunabilmek için iyi niyetin inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmesi gerekir....

      Alınacak bu ruhsata uygulamada “inşaat ruhsatı” denilmektedir. Eğer bir yapı için inşaat ruhsatı alınmamış veya alınmış olsa dahi inşaat ruhsat ve eklerine aykırı yapılmışsa, yine uygulamadaki deyimiyle bu tür inşaatlara “kaçak inşaat” denilir. Kaçak nitelikteki inşaatlar için aynı kanunun 32. maddesinin uygulanması, kaçak haleden yasanın aradığı yöntemle çıkarılmaması halinde bu yapının yıkılması ya da yıktırılması gerekir. Dolayısıyla, kaçak yapılmış (ya inşaat ruhsatı alınmamış veya alınan inşaat ruhsatına aykırı yapılmış) bir binanın yıkılması gerekeceğinden, ekonomik bir değeri yoktur. Ekonomik değeri olmayan bir yapı sebebiyle de bunun yapımından kaynaklanan giderlerin istenmesi mümkün değildir. Bütün bu anlatılanlara göre öncelikle davacının üç katlı villa bedeli olarak talepte bulunduğu yapı için inşaat ruhsatı alınıp alınmadığı, alınmışsa yapının inşaat ruhsatı ve eklerine uygun yapılıp yapılmadığını sorup keşfen saptamak, bu durumu yetkili belediyeden de sormak olmalıdır....

        Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 15.03.2013 gün ve 2012/295-2013/171 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 49 yıllık intifa süresi ile sınırlı inşaat yapımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Sözleşme, eser ve intifa (kira) ilişkisinden ibaret karma bir sözleşmedir. İddia ve dosya kapsamından inşaat aşamasının tamamlandığı, uyuşmazlığın intifa süresi içerisinde sözleşmenin davalı yanca feshedilmesi üzerine ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesi gereğince temliken tescil ve tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğuna ilişkin belirlenmesi yapım aşamasıyla ilgili olup yerindedir. Ancak intifa aşamasıyla ilgili vasıflandırma doğru değildir....

          Davalı vekili, çaplı taşınmazlarda temliken tescil isteminin mümkün olmadığını, taşkın yapının yıkımına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, ayrıca davaya konu yapı ahır niteliğinde olduğundan, temliken tescil istemine konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tarafların dava konusu taşınmazın paydaşları olup aralarındaki fiili taksime göre taşınmazı kullandıkları, tapu iptali ve tescil talep edilen kısımla ilgili elatmanın önlenmesi ve taşkın kısmın yıkımına dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu ve taşkın yapının ahır niteliğinde olup temliken tescil istemine konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.09.2017 tarihli ve 2015/4440 Esas, 2017/6499 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir....

            Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil olmazsa bedelinin tazminatı ve muhdesatın tazminatının ödenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28.11.2018 gün ve 2016/1356 Esas- 2018/8349 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, temliken tescil ve ikinci kademede tazminat talebine ilişkindir. Davacılar vekili, dava konusu 2985 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, bir kısım davalıların murisi olan ... tarafından 15.12.1969 tarihli köy senedi ile; aynı yerde bulunan 2 parsel sayılı taşınmazın ise 31.10.1968 tarihli köy senedi ile bir kısım davalıların murisi ... ve ... tarafından davacıların murisleri ... ve ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.08.2009 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl dava temliken tescil birleştirilen Hüyük Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/91 esas sayılı temliken tescil kademeli tazminat talebinin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Belediye Başkanlığı elemanları "başkasının mülkü olduğunu bilerek inşaat yapmışlardır. Kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermeden yapılan taşkın inşaat için temliken tescil istenemez. Bu nedenle davalı vekilinin temliken tescil talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır. Ayrıca tapu ve kadastro mevzuatına göre "...dava konusu dükkandan 6,17m2'lik kısmın alınarak tuvaletin olduğu taşınmaza eklenmesinin de (ifrazı) mümkün olmadığı kanaatindeyim. Kaldı ki davalı T3'nın kamulaştırma yapma hak ve yetkisi vardır. Eğer böyle bir inşaatın yapılmasında kamu yararı varsa kamulaştırma yapılabilir. Kamulaştırma yoluna başvurulmayıp, taşkın inşaat yapılması kabul edilemez....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde ikinci kademede sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece temliken tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı mirasçıları tazminat yönünden temyiz etmişlerdir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, temliken tescil, olmazsa tazminat karşı dava ise elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, tarafların temyiz dilekçeleri kapsamına göre öncelikle temliken tescil koşullarının irdelenmesi gerekir.O halde, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu