WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haczedilmezlik şikayeti borçlu tarafından ileri sürülmesi gerekir. Borçlunun hacze yönelik herhangi bir şikayeti olması halinde 6552 sayılı Yasa'nın ne şekilde uygulanacağı tartışma konusu olabilir. Borçlunun hacze ilişkin bir şikayeti olmaması nedeni ile İcra Müdürlüğü'nün alacaklı vekilinin talebini 6552 sayılı Yasa ile yapılan değişikliği resen gözeterek yazılı şekilde ret kararı vermesi doğru değildir. O halde alacaklı vekilinin şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına kayıtlı şikayete konu taşınmazın tapu kaydına takip konusu dosya sebebiyle 21.11.2011, 06.12.2013 ve, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, 26.01.2015 tarihlerinde haciz şerhi işlenmiş olup, şikayetçi borçlunun 21.06.2013 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğünden taşınmaz üzerindeki haczin düştüğünün tespitini talep ettiği ve talebin 26.06.2013 tarihinde kabul edildiği görülmüştür....

      İlk derece mahkemesi tarafından; haciz uygulanan taşınmazların haciz tarihi itibari ile borçlu belediye adına kayıtlı olduğu, kamu hizmetine tahsisli olduğu yönünde iddianın fiilen kullanıldığı ispat edilmediğinden yerinde olmadığı, müdürlüğün haciz talebini Belediye Kanunu 15/son madde kapsamı ile değerlendirerek fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı yönünde belge sunulmadan ve araştırma yapmadan reddetmesinin dosya kapsamı ile yerinde olmadığı, haciz uygulanıp haczedilmezlik şikayeti ile mahkemede tartışılması gerektiği gerekçesi ile "Şikayetin kabulüne, Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2018/6721 sayılı dosyasında 18/9/2018 tarihli müdürlük işleminin kaldırılmasına" karar verilmiştir....

      GEREKÇE:İşleyen ve işleyecek tedbir nafakasının tahsili için başlatılan genel haciz yoluyla takipte, İİK.nun 89/1. maddesi uyarınca, 11.06.2018 tarihli birinci haciz ihbarnamesi ile avukat olan borçlunun Vakıflar Bankası nezdinde bulunan hesabına , doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarına, maaş hesabı hariç 20.926,21 TL üzerinden haciz konulduğu, Vakıflar Bankası’nın 14.06.2018 tarihli yazısı ile 751247 nolu hesaba ve hesaptaki 5.823,08TL ye haciz konulduğunun bildirildiği, avukat olan borçlunun mesleğini yapabilmesi için İİK.nun 9/2. maddesi uyarınca gerekli olduğunu iddia ettiği anılan banka hesabı üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince verilen ilk karar ile şikayetin kabul edildiği, söz konusu kararın istinafı üzerine Dairemizce HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince yerel mahkemenin kararının kaldırıldığı, yerel mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verildiği, anılan karara karşı davacı-borçlu tarafından istinaf başvurusunda...

      İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 12/01/2021 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından 03/02/2021 tarihinde borçluya 103 davetiyesi gönderildiği , borçlunun 08/02/2021 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 14/01/2021 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürededir....

      İcra Müdürlüğünün 2020/5718 Esas Sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz üzerine 02.02.2021 tarihinde haciz konulduğunu, Alacaklı tarafça 1 yıllık taşınmaz haczi süresi geçtikten sonra haciz işlemi yenilenmeksizin kıymet takdiri talebinde bulunulduğunu ve bu kıymet takdirinin müvekkile tebliğ edildiğini, düşmüş hacze dayalı olarak kıymet takdiri yapılamayacağını, Dolayısıyla haciz yenilenmeksizin yapılan sonraki işlemler usul ve yasaya aykırı olacağından haciz yenilenerek müvekkile İİK 103.madde gereğince davet kağıdı gönderilmesi gerekeceğini, Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Sakarya 3....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı banka vekili tarafından davacı ile dava dışı Ahtera Özel Eğitim Şirketi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, davacının İstanbul Anadolu 21. İcra Mdünün 2020/431 esas sayılı dosyasında başlatılan takip ile ilgili olarak ipoteğe konu taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle meskeniyet şikayetinde bulunduğu ve haczin kaldırılmasını istediği görülmüş olup ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, söz konusu takipte haczedilmezlik şikayetinde bulunulması mümkün olmayıp ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte İİK 82/12.maddenin uygulanma imkanı olmadığından istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      bulunmadığını beyanla, davanın usul ve esastan reddine, müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir....

      Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun, şikayete konu...’taki hesabına haciz konulduğu, dosya borcunun şikayet tarihinden sonra 29.09.2014 tarihinde ...’tan tahsil edilmesi sonucu 10.10.2014 tarihinde dosyanın infazen (ve haczin kaldırılmasına) kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Kaldı ki, somut olayda, borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, dosya borcu, haciz konulan banka hesabındaki paranın gönderilmesi ile kapanmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma imkanı bulunmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Adli yardım talebinin ve şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava dilekçesinde belirtilen hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verdiğini, icradan satışı yapılmış olan aile konutunun kıymet takdir bedelinin gerçek piyasa değerini yansıtmadığını, evin satışı yapılana kadar ki süreçte hiçbir şekilde tebligat gelmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu