Mahkemece hükme esas alınan ....08.2011 tarihli bilirkişi raporunda, davacının kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilerek fark kıdem tazminatı hesaplanmıştır. Mahkemece, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, davacının sigortalı hizmet cetveline göre belirlenecek çalışma süresine boşta geçen dört aylık süre de eklenerek kıdem tazminatı hesaplanmalı, yapılan kıdem tazminatı ödemeleri mahsup edilerek bulunan fark kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır. Hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece hükme esas alınan ....08.2011 tarihli bilirkişi raporunda, davacının kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilerek fark kıdem tazminatı hesaplanmıştır. Mahkemece, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, davacının sigortalı hizmet cetveline göre belirlenecek çalışma süresine boşta geçen dört aylık süre de eklenerek kıdem tazminatı hesaplanmalı, yapılan kıdem tazminatı ödemeleri mahsup edilerek bulunan fark kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır. Hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
Mahkemece verilen kısa kararda, “1-Davacı tarafın kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebinin reddine, 2-Davacı tarafın izin ücreti talebinin ıslah talebi de nazara alınarak kabulüne” karar verildiği halde; gerekçeli kararın hüküm fıkrasında,“1-Davacı tarafın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili, genel tatil, fazla mesai ücreti ve maaş alacağı taleplerinin reddine, 2-Davacı tarafın yıllık izin ücreti talebinin ıslah talebi de nazara alınarak kabulü ile; 497,62 TL izin ücretinden üzerinden kabulü ile; 100,00 TL'nin 19.01.2011 dava tarihinden itibaren 397,62 TL'nin 05.12.2011 ıslah tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” yazılmıştır. Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadların Birleştirilmesi Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir....
B) Davalı İsteminin Özeti: Davalı vekili; davacının, dava konusu apartmanda kapıcılık hizmetini ifa ettiği döneme ait olmak üzere, 09.02.2000-15.10.2009 tarihleri arası toplam 6.671,39 TL kıdem tazminatının bankaya yatırıldığını, her türlü haklarının ödendiğini defalarca ihbar öneli verildiğini, verilen sürelerde çıkmamakta direndiğini, ihbar tazminatı talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davacının ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti talebinin reddi ile kıdem tazminatı ve hafta tatili ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti ve izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalı işyerinde şoför olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin işveren tarafından feshedildiğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücretinin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, cevap vermemiştir....
Mahkemece kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ve izin ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ihbar tazminatı reddedilmiştir. Öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmeden ve davacının hangi davalının işçisi olduğu saptanmadan davalılar arasında ortaklık veya alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu kanıtlanmadan bilirkişinin yasalarda yer almayan organik bağ olduğu şeklindeki nitelendirmesine değer verilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Öncelikle bu hususlar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacının 4857 sayılı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi koşullarından da yararlanıp yararlanmadığı hususu da araştırılmadığı, yararlanması mümkün olduğu tespit edilirse kötüniyet tazminatı reddedilmelidir....
Mahkemece kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ve izin ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ihbar tazminatı reddedilmiştir. Öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmeden ve davacının hangi davalının işçisi olduğu saptanmadan davalılar arasında ortaklık veya alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu kanıtlanmadan bilirkişinin yasalarda yer almayan organik bağ olduğu şeklindeki nitelendirmesine değer verilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Öncelikle bu hususlar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacının 4857 sayılı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi koşullarından da yararlanıp yararlanmadığı hususu da araştırılmadığı, yararlanması mümkün olduğu tespit edilirse kötüniyet tazminatı reddedilmelidir....
Mahkemece kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ve izin ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ihbar tazminatı reddedilmiştir. Öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmeden ve davacının hangi davalının işçisi olduğu saptanmadan davalılar arasında ortaklık veya alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu kanıtlanmadan bilirkişinin yasalarda yer almayan organik bağ olduğu şeklindeki nitelendirmesine değer verilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Öncelikle bu hususlar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacının 4857 sayılı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi koşullarından da yararlanıp yararlanmadığı hususu da araştırılmadığı, yararlanması mümkün olduğu tespit edilirse kötüniyet tazminatı reddedilmelidir....
Mahkemece kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ve izin ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ihbar tazminatı reddedilmiştir. Öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmeden ve davacının hangi davalının işçisi olduğu saptanmadan davalılar arasında ortaklık veya alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu kanıtlanmadan bilirkişinin yasalarda yer almayan organik bağ olduğu şeklindeki nitelendirmesine değer verilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Öncelikle bu hususlar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacının 4857 sayılı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi koşullarından da yararlanıp yararlanmadığı hususu da araştırılmadığı, yararlanması mümkün olduğu tespit edilirse kötüniyet tazminatı reddedilmelidir....
Mahkemece kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, ve izin ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ihbar tazminatı reddedilmiştir. Öncelikle davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenmeden ve davacının hangi davalının işçisi olduğu saptanmadan davalılar arasında ortaklık veya alt işveren-üst işveren ilişkisi bulunduğu kanıtlanmadan bilirkişinin yasalarda yer almayan organik bağ olduğu şeklindeki nitelendirmesine değer verilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerinde görülmemiştir. Öncelikle bu hususlar belirlenerek sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan davacının 4857 sayılı yasanın 18-21 maddelerinde düzenlenen iş güvencesi koşullarından da yararlanıp yararlanmadığı hususu da araştırılmadığı, yararlanması mümkün olduğu tespit edilirse kötüniyet tazminatı reddedilmelidir....