Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde yazılı azınlık haklarının kullanılabileceğini, ....şirketinin yukarıda sözü edilen Deniz taşımacılığı anlamında ... şirketi ile yapılan sözleşmeye konu faaliyeti dışında müvekkillerince başka bilinen gelir getirici bir faaliyetinin bulunmadığını, yani bahsedilen işin şirketin tek gelir kaynağı olduğunu, buna karşın şirketin birden çok gemilerin yakıt giderleri, tersane giderleri, personel giderleri, şirket demirbaş giderleri gibi gider kalemleri olduğunu, ortaklar arasındaki temel uyuşmazlığın ise harcama yetkisi bulunan şirket müdürlerinin şirket ile ilgili olarak yapmış oldukları giderlere ilişkin gerçek bilgilerin diğer ortaklarla gereği gibi paylaşılmaması olduğunu, davalıların senelerce şirkete ait Genel Kurul toplantılarını dahi yapmayarak finansal tabloları, şirket bilançolarını, faaliyet raporlarını ve şirket malvarlığına özellikle şirket giderlerine ilişkin mali hususları ortaklardan saklamış olduklarını, davacı müvekkillerinin şirket müdürlerinin yapmış oldukları harcamalar...

    E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada mahkemenin savunmalarına itibar ederek müvekkili şirket yetkilisinin imza örneklerini topladığını ve yapılan bilirkişi incelemesinde şikayete konu çekler üzerindeki imzaların müvekkili şirket yetkilisi ...'ya ait olmadığı tespit edilerek müvekkili şirket yetkilisi ...'nın beraatına karar verildiğini, dava konusu olan ... Bankası, ......

      un davacı şirkete %50 oranında ortak olup, her ikisinin de tek başına şirketi temsile yetkili oldukları, davaya ve takibe konu senedin şirket ortağı ... tarafından temsil yetkisine dayanılarak şirket adına imzalandığı ve davalıya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar şirket kayıtlarında davaya konu senedin borç olarak kayıtlı olduğu anlaşılmakta ise de, davacı şirketin muhasebe işlerini yürüten tanık beyanında, ilgili aya ilişkin kayıtlar kapandıktan sonra şirket ortağı ...'...

        in atandığını, davalının şirket ortağı ve yetkilisi olmasından sonra zaman içinde müvekkilinin şirketten dışlandığını ve müvekkiline hiçbir bilginin verilmez hale geldiğini, müvekkilinin Bağ-Kur primlerinin ve müvekkiline daha önce ödenen aylık ücretin ödenmediğini, davalının kötü yönetimi nedeni ile şirket aleyhinde icra takipleri başlatıldığını ve bu takip ile şirket adına kayıtlı araç üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, davalının şirket ortağı olduktan sonra genel kurul yapılmadığını ileri sürerek davalının şirket müdürlüğünden azline ve müvekkilinin şirket müdürü olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu madde hükmü aynı Yasa'nın 556. maddesi yollamasıyla limited şirket müdürleri hakkında da uygulanmaktadır. Bu bağlamda, davalı zararın olmadığını, şirket lehine ödemeler yaptığını kanıtlayarak sorumluluktan kurtulabilir. Davacı taraf, vergi ve SSK ödemelerini şirket kasasında para bulunmasına rağmen ödenmediğini, şirket kayıtlarında bulunan paranın ise şirket kasasında görünmediğini ileri sürerek şirket zararının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Şirket kayıtlarına göre şirket kasasında görünen fakat kasada bulunmayan para şirket bakımından zarar sayılması gerektiği gibi, şirket kasasında nakit bulunması durumunda zamanında ödenmeyen vergi ve SGK ödemeleri de gecikme zammı nedeniyle şirket bakımından zarar oluşturmaktadır....

            O halde mahkemece; ispat yükünün alacaklıda olduğu göz önünde bulundurularak, alacaklıya borçlu şirket müdürü ...'ın imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi için kesin süre verilmesi, imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından borçlunun bildirmiş olduğu imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise borçlu şirket müdürü ...'a İİK’nun 68a/5. maddesi uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece yasanın öngördüğü bu usule uyulmadan verilen kesin sürede davacı şirket yetkilisi ... vekilince, şirket müdürü ...'ın imzalarının bulunduğu yerler bildirilmediğinden bahisle istemin reddi isabetsizdir....

              KARAR Davacı, davalı şirkette çalıştığını, bir araç satın almak istediğini, satıcı firmanın ticari müşterilere uygulayacağı indirimlerden faydalanmak amacı ile satın alınacak aracın davalı şirket adına gösterilmek ve önce şirket adına tescil edilip daha sonra borcu bitince adına tescilini sağlamak üzere davalı şirket yetkilisi diğer davalı ... ile anlaştığını, buna dayanarak kendisine ait ... plakalı aracını dava dışı ...’ye 21.150-TL’ye sattığını, 19.000-TL’sini alacağı araca peşinat olarak virman talimatıyla davalı şirket adına dava dışı ...’nin hesabına aktardığını, bakiye ile de yeni aracın kaskosunu yaptırdığını, kalan bedel için davalı şirket adına 60.000,00-TL otomobil kredisi kullanıldığını, aracın davalı şirket adına tescil edildikten sonra ruhsat ve anahtarları ile kendisine teslim edildiğini, kredi taksitlerini vadesinde davalı ...'in ......

                Davalı vekili cevap dilekçesinde; borçu şirket merkezinde yapılan aramada üçüncü kişiye ait birçok evrak bulunduğunu yine davacı üçüncü kişi şirket merkezinde yapılan aramada borçluya ait birçok evrak bulunduğunu,söz konusu şirketler arasında organik bağın mevcut olduğunu,haciz mahallinde şirket yetkilisi olduğunu söyleyen kişinin verdiği beyanlarda borçlu şirketin ve yetkilisinin haciz mahallinde faaliyet gösterdiğini açıkça ifade ettiklerini,borçlu ile üçüncü şahıs şirketin mal kaçırmak için birlikte hareket ettiklerini,borçlu şirket yetkilisi Hakan Cengiz in aynı zamanda otelinde yetkilisi olduğunu, buna ilişkin birçok evrak bulunduğunu,bu şahsın aynı zamanda davacı şirket yetkilisi olduğunu gösteren belgelerin internette mevcut olduğunu,borçlu şirket yetkilisinin basına verdiği demeçlerde davacı bünyesinde bulunan ötellerde yönetim kurulu üyesi olduğunu açıkça dile getirdiğini,borçlu şirket yetkilisinin kendisini Universal Yatırım Holding A.Ş yetkilisi olarak tanıttığını,Pulman Otel...

                Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı şirket ortakları aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir. Somut olayda; davalı şirketin ..., ... ve ... tarafından üç ortak ile kurularak 11.12.2014 tarihinde tescil edildiği, ilk üç yıl için şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili olmak üzere ... ve ...'ün seçildikleri, şirketin kuruluşundan sonra davacı ile dava dışı ... ve davalılar ..., ... arasında 09.12.2015 tarihinde davacının da %25 oranında olmak üzere tarafların şirkette eşit hisseli ortak olduğunu belirten protokol imzalandığı, şirketin işleteceği düğün salonunu dekorasyon işleri için dava dışı ... firması ile davacı ve davalı şirket yetkilisi ...'...

                  nın şirket müdürlüğünden azlini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK'nın ilgili hükümleri uyarınca olağan genel kurul toplantısına çağrı yetkisinin şirketin yönetim organı olan müdürlere ait olduğunu, müdürün yürütme yetkisinin bir uzantısı olarak genel kurul toplantı çağrı yetkisine haiz bulunduğunu, taraflarınca gönderilen 08501 yevmiye numaralı cevabı ihtarnamede bahsi geçtiği üzere müvekkilin müdürlük görevini gereği gibi ifa etmekte, şirket yönetimi kusursuz ve eksiksiz bir şekilde devam etmekteyken davacı ...'nin şirket yönetimin organını engellemesi sonucu şirket yönetim organının işleyemez hale geldiğini, işbu sebeple şirket yönetim organının genel kurul toplantısı çağrısı yapamadığını, davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu