Kanunun lafzı ve ruhu gözönüne alındığında; Ana ilke taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesidir. 16.5.1956 gün ve 1/6 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararına göre taşınmazına elkonulan kimse mülkiyet hakkının kamu tüzel kişiliğine devrine razı olarak, taşınmaz malın bedelini dava ettiği takdirde ödenecek bedel, taşınmazın dava tarihindeki değeri olacaktır. Dolayısıyla kamulaştırmasız el Koyma nedeniyle tazminat davalarında da amaç taşınmazın gerçek değerinin tespiti olup, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan, kamulaştırma ile denklik sağlanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun değer tespitine ilişkin hükümleri uygulanmalıdır. Bundan ayrı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Tasarısı gerekçesinde, 11. maddede sayılan ölçütlerin Anayasa'nın 46. maddesindeki unsurlar gözönünde tutularak düzenlendiği belirtildiğinden, kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle bedel davalarında 11. maddede ki esaslara göre bedel tespitinin taraflar açısından Anayasal güvence teşkil edeceği açıktır....
Davalı idare vekili; 6830 sayılı İstimlak Kanununun 13.maddesinde öngörülen tüm mercilerden adres araştırması yapan müvekkilinin kamulaştırma işlemini davalıya ilanen tebliğ ettiğini, tebliğ tarihine göre 30 günlük hak düşürücü sürede bedel artırım davası açmayan davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istemiyle açtığı davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir....
Bu durumda; mahallinde yeniden keşif yapılarak, kamulaştırma krokisi ile dava konu taşınmazın krokisi çakıştırılarak, dava konusu taşınmazın, kamulaştırılan ve bedel artırım davasına konu edilen bölüm içinde kalıp kalmadığına ilişkin fen bilirkişisinden rapor alınıp, dava konusu 1021 ada 32 parsel sayılı taşınmaz ile bedel artırım davasına konu edilen 1144 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aynı yere isabet ettiğinin anlaşılması halinde; davanın reddine, aksi takdirde ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; davacıya ait ... plakalı ... marka ve tipteki aracın kaza sonrası onarılıp eski haline getirilmesi için oluşan hasar bedelinin ile kaza tarihli 39.504,94 TL olacağı, davalı şirketin 8.861,28 TL ödeme yaptığı ve dava konusu kazada davacının kusuru olmadığı dikkate alındığında davacının 30.643,66 TL tazminat hakkı olacağı sonuç ve kanaatini içerir raporunu sunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ olunmuştur. Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesini sunduğu ve buna ilişkin harcını ikmal ettiği, dilekçe örneğinin davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Açılan dava trafik kazasından kaynaklı hasar bedeli tazminatı talebine ilişkindir....
Uyuşmazlıkta, davanın 1.500,00-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açıldığı, davacının 02/10/2020 havale tarihli miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle talep edilen tazminat miktarının 262.141,76-TL olarak artırıldığı, İdare Mahkemesince tazminat isteminin 220.561,04-TL'lik kısmının kabulüne, 41.580,72-TL'lik kısmı yönünden davanın reddine, kabulüne karar verilen tazminat isteminin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verildiği, davalı idarenin istinaf istemi üzerine temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararıyla davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile tazminat isteminin 74.273,04-TL'lik kısmı yönünden mahkeme kararının kaldırılarak davanın bu kısmının da reddine, davalı idarenin bu miktarı aşan kısma yönelik istinaf başvurusunun ise reddine karar verildiği, neticede kısmen kabulüne karar verilen tazminat miktarının miktar artırım (ıslah) dilekçesiyle arttırılan kısmı için de dava tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü...
50,89 m²lik kısma ilişkin olarak taşınmaz şuyulandırma bedelinin şimdilik 500,00- TL olarak davaya konu taşınmazın uygulamaya girdiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf başvuru talebinde bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, davanın ek dava olarak açıldığını, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/211 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde Mahkemesince davacı tarafa ıslah veya bedel artırım dilekçesini sunmaları için 2 haftalık süre verildiği, aksi takdirde dava dilekçesi nazara alınarak karar verileceği yönünde karar verildiğini, mecburi olarak 18.03.2022 tarihli bedel artırım dilekçesinin dosyaya ibraz edildiğini, 01.07.2022 tarihli asgari ücret değişikliği sebebi ile yeniden bilirkişi raporu alındığını, ek raporda davacıların destekten yoksun kalma zararlarının daha yüksek belirlendiğini, ek rapor doğrultusunda ıslah dilekçesinin sunulduğunu, sunulan ıslah dilekçesinin Mahkemesince nazara alınmaması sebebi ile ek davanın açıldığını, ilk davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin değerlendirmesinin yerinde...
Davalı, T7 Başkanlığı, cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza, idarelerince el atılmadığını, her ne kadar yapılan protokol ile yol kendilerine devredilmişse de, kamulaştırma işlemlerinde, Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun devam ettiği hususunun protokolde yazılı olduğunu, dava konusu taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı, kamulaştırma noter tebligatı yapıldığı, bedelin bloke edildiği ve davacıların öncesinde bedel artırım davaları açtıkları ve bu şekilde kamulaştırma işlemi kesinleşmekle davanın reddine, karar verilmesi gerektiğini, ileri sürmüştür. İlk Derece Mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak kamulaştırma işlemi yapıldığı, maliklerine kamulaştırma tebligatı yapıldığı, maliklerince bedel artırım davaları açtığı, bu şekilde kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilince, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar zorunlu trafik sigorta şirketlerine karşı açtıkları davada dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesinde talep edilen tüm maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş, mahkemece davalı .... yönünden dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Ne var ki, faizin başlangıç tarihi konusundaki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Tespit edilen bu bedel Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenen bedel hak sahibine ödeneceği gözetilerek, bilirkişi kurulundan bu yönde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, denetlenebilir olmayan ve maddi hata sonucu belirlenen bedele hükmedilmesi, Doğru görülmediğinden, yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iade sonrası davanın kısmen kabulü ile; 27.030,80- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren davalı idareden alınarak davacılara payları oranında ödenmesine karar verilmiştir....