Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/220 Esas KARAR NO : 2021/454 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/02/2018 KARAR TARİHİ : 21/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan .--------- kişiler olduğunu, diğer davalı ...--- aynı şirketin --- olduğunu, davalılar, davacının işçilik alacakları sebebiyle söz konusu dava dışı -------karşı açılan davada ve takiplerin devam ettiği sırada ve alacaklar ödenmeden ve şirkete karşı açılan alacak ve itirazın iptali davaları ile icra takibini bilmelerine rağmen bu dava ve takipleri nazara almadığını ve TTK'ya aykırı olarak usulsüz bir şekilde tasfiye işlemlerini sonuçlandırdığı ve müvekkili zarara uğrattıklarını, davacının ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle dava dışı----. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak...

    CEVAP : Davalı sicil müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle : tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı T4 sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkil yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece Mahkemesince dava konusu şirket aleyhine açılan İstanbul 17....

    İnaaşt şirketinin ek tasfiyesi için karar verilerek şirketle ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması, tescil ve ilan edilmesi için huzurda bulunan davayı açma zorunluluğunun oluştuğunu beyanla, ...nün 222802 sicil numarasında kayıtlı ... Tesisat Ltd. Şti.' nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı ticaret sicili müdürlüğünnü sorumluluğunun bulunmadığını, yasal hasım olduklarını beyanla, müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir. İhyası istenen ...İnşaat ve Tesisat Ltd....

      Davalı T7 savunmasında özetle; dava dışı şirketin tasfiyesinde görev alan müvekkilinin, tasfiye sürecini yasaya uygun şekilde yürüterek sonuçlandırdığını, şirket aleyhine açılan tazminat davasının henüz kesinleşmediğinden davacıların ihyası istenen şirket nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından ihya davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, tasfiye işlemlerini usulüne uygun ve eksiksiz yapan müvekkilinin başka bir sorumluğunun bulunmadığını, tasfiye döneminde şirketin aktif veya pasif bir mal varlığının bulunmadığı, gibi muhtemel bir alacağı borcunun da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, tasfiye memurunun sorumluluğuna gidilebilmesi için önce şirketin ihyasının gerektiğini, şirketin ihyasına karar verilmesi halinde davacının tüm taleplerinin şirkete yöneltebileceği, tasfiye memurunun müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yanın dayandığı TTK. 557. Maddesi dışında tasfiye memurunun müteselsil sorumluluğunu düzenleyen başkaca bir madde olmadığı, 557 maddenin ise şirket zararları ile ilgili olduğunu davayı kabul anlamına getirmekle birlikte, icra dosyasında her davacının alacağının farklı olduğunu, ayrı ayrı belirtmeksizin toplam alacaktan sorumluluğuna karar verilmesinin talep edilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, tasfiye memurunun sorumluluğuna gidilebilmesi için önce şirketin ihyasının gerektiğini, şirketin ihyasına karar verilmesi halinde davacının tüm taleplerinin şirkete yöneltebileceği, tasfiye memurunun müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yanın dayandığı TTK. 557. Maddesi dışında tasfiye memurunun müteselsil sorumluluğunu düzenleyen başkaca bir madde olmadığı, 557 maddenin ise şirket zararları ile ilgili olduğunu davayı kabul anlamına getirmekle birlikte, icra dosyasında her davacının alacağının farklı olduğunu, ayrı ayrı belirtmeksizin toplam alacaktan sorumluluğuna karar verilmesinin talep edilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        Şti. aralarındaki tazminat davası hakkında .... Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 07/05/2015 gün ve 2014/466 E. - 2015/245 K sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu . - K A R A R - Davalı şirketin dava açıldıktan sonra tasfiye edildiği, tasfiye memurunun isminin ve adresinin bildirilmiş olup memurun adresinin ..., .... olduğu, yerel mahkeme hükmünün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı şirket adresi olarak Merkez, ... adresine tebliğ edildiği, yapılan tebliğ usulüne uygun olmadığından, hükmün ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı şirket tasfiye memurunun... adresine usulen tebliği ile temyiz süresi beklendikten sonra dosya ile birlikte yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 10.11.2021 tarihli ek karar ile tasfiye memurunun istifa yolu ile görevine son verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin tasfiye memurunun istifa talebinin reddine ilişkin ek kararı tasfiye memuru tarafından istinaf konusu edilmiştir....

            Davacı vekilinin davalı şirket hakkında kurulan hükme yönelik istinaf itirazlarına gelindiğinde, davacı işbu davada tasfiye halindeki davalı şirketin tasfiye memurunun azli ile şirkete yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep etmiştir. Şirketin tasfiye memuru atanmasına yönelik genel kurul kararında tasfiye memurunun Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti'nde oturduğu açıkça belirtilmiştir....

            İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin genel kurul kararıyla tasfiye kararı aldığını, atanan tasfiye memurunun atandığı tarih itibarıyla TTK'nun 536/4. maddesinde belirtilen koşulları taşımadığı, davadaki taleplerinin tasfiye memurunun azli, yeni tasfiye memuru atanması, yeni tasfiye memuru atanıncaya kadar tasfiye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına yönelik olduğunu, mahkemenin ise diğer taleplerine ilişkin değerlendirme yapmadan sadece mevcut tasfiye memurunun azli istenmiş gibi hüküm kurarak gerekçe oluşturduğunu, her iki davalı yönünden de davada menfaati bulunduğunu, davalı şirketin de davada hasım gösterilmesi gerektiğini, davalı şirket vekilinin yetkilerinin şirketin tasfiye halinde olması karşısında sona erdiğini, şirketin tasfiyeye girmesi halinde şirket temsicileri tarafından vekile verilen vekaletnamenin sona ereceğini, şirket yetkilisi ve tasfiye memurunun aynı kişi olmadığını, davalı şirket adına kanunen geçerli bir vekaletname sunulmadığını...

              UYAP Entegrasyonu