DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/06/2021 KARAR TARİHİ : 23/09/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 132251 sicil numarasında kayıtlı ve davalıların yönetim kurulu üyesi olduğu ... Turizm Ticaret Sanayi İnşaat ve Enerji Anonim Şirketi'nin %100 tek paylı sahibi olduğunu, 25.03.2019 tarihinde davalı... ...'ın, dava dışı ... AŞ'ye yönetim kurulu başkanı, diğer davalıların yönetim kurulu üyesi olarak seçildiklerini, ......
Ancak, pay sahiplerinin ve şirket alacaklarının istemleri önce iflas idaresince ileri sürülür." maddesi uyarınca davacı alacaklıların şirket yöneticileri aleyhine dava açabilmeleri için ön şart olarak şirketin iflas etmiş olması, alacak talebinin iflas idaresince ileri sürülmesi ancak iflas idaresinin dava açmaması üzerine davacı alacaklı tarafından dava açması gerekmesine rağmen somut olayda davacı alacaklı tarafından dava dışı şirketin tasfiye aşamasında olması nedeniyle şirket yetkilileri hakkında sorumluluktan dolayı tazminat davası açtığı,dava ön şartı gerçekleşmediğinden davalılardan ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/879 KARAR NO : 2022/1047 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/11/2016 KARAR TARİHİ : 19/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, mobilya üretimi yapan davalı ... Mobilya Tic. Ve San. Ltd. Şti.'ye bir takım mobilya siparişi verildiğini ve mukabilinde 32.500,00-TL ödeme yaptığını, davalı şirketin, sözleşme konusu malları teslim etmiş ise de kısa sürede ürünlerde esaslı ayıplar ortaya çıkması üzerine davacı müvekkilinin dvalı şirkete müracaat ederek sözleşmeden caydığını ve bu konuda ihtar keşide ettiğini, ancak davalı şirkete yapılan müracaatın sonuçsuz kalması üzerine Keşan ......
Bilindiği üzere dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın limited şirketlere ilişkin 644.maddesine atfı ile tasfiye memurlarının sorumluluğuna ilişkin uygulanması gereken TTK'nın 553.maddesi gereğince tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde alacaklılara verecekleri zarardan sorumludurlar. Madde metninden de anlaşılacağı üzere tasfiye memurlarının sorumluluğu bir çeşit kusur sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaları ve bu yerine getirme olgusunun da kusurlarıyla oluşması gerekir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmeleri için görevlerini kusurlarıyla ihlal etmeleri yeterli olmayıp aynı zamanda bu kusurlu eylem nedeniyle bir zararında doğmuş olması gereklidir. Kusur ve eyleme rağmen zarar doğmamış ise tazminattan söz edilemez....
Bilindiği üzere dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın limited şirketlere ilişkin 644.maddesine atfı ile tasfiye memurlarının sorumluluğuna ilişkin uygulanması gereken TTK'nın 553.maddesi gereğince tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde alacaklılara verecekleri zarardan sorumludurlar. Madde metninden de anlaşılacağı üzere tasfiye memurlarının sorumluluğu bir çeşit kusur sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaları ve bu yerine getirme olgusunun da kusurlarıyla oluşması gerekir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmeleri için görevlerini kusurlarıyla ihlal etmeleri yeterli olmayıp aynı zamanda bu kusurlu eylem nedeniyle bir zararında doğmuş olması gereklidir. Kusur ve eyleme rağmen zarar doğmamış ise tazminattan söz edilemez....
TTK nun 553(1)maddesinde; Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Şirket alacaklıları; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yönetimle görevli diğer kişilerin, tasfiye memurlarının veya kuruluşta etkili kişilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlerini kusurlu olarak ihmal etmeleri nedeniyle doğrudan zarara uğramaları durumunda, anılan kişiler dava açabilir ve tazminatın kendilerine ödenmesini isteyebilirler. Bu dava, duruma göre 6098 sayılı TBK nun 49.madde hükmündeki haksız fiilden doğan genel hükümlere veya anonim şirketler hukukundaki özel hükümlere (TTK 553-556maddeler) dayanabilir....
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün, TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, Tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, Tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarının, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, Bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kayıtlarının sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebildiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret...
sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmaması halinde şirket ticaret sicilinden silinse dahi tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulüne olanak bulunmadığını, şirket tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumaları gerektiğini, bilirkişi heyetinin gözden kaçırdığı en önemli hususun tasfiye edilen şirketin taşınır, taşınmaz mal ve haklarının şirket mamelekinden çıkarıldığı olduğunu, gelinen aşamada şirketin şirket aktifinde herhangi bir malvarlığı bulunmadığından şirketin ihyası sonucunda alacağın tahsiline ilişkin her türlü girişimin semeresiz kaldığını, davalıların Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre tazminat sorumluluklarının bulunduğunu, davalı ... ... tasfiye memuru ve sorumlu müdür, diğer davalının şirket ortağı ve tasfiyeye karar veren ortak olarak sorumlu olduklarını, bilirkişi raporunda dava dışı Polsan Şirketinin ticari defterlerinde davacı kurumun alacak kaydının bulunmadığı belirtilmesinin somut olayda...
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ----- Tasfiyenin kapatılabilmesi için, tüm tasfiye işlemlerinin tamamlanmış olması, tüm borçların ödenmiş olması, şirket aleyhindeki tüm dava ve takiplerin sonuçlanmış olması gereklidir. Bu zorunluluğa uyulmadan tasfiyenin kapatılması halinde ihya talebi haklıdır. İhya kararı ile birlikte, ihyası istenen şirket tüzel kişilik kazanacaktır....
Davalı şirketin Ticaret Sicil Memurluğundan kayıtlarının celbi ile gelen kayıtlar doğrultusunda adı geçen davalı şirketin tasfiye halinin devam edip etmediği belirlenmeli, tasfiye hali devam ediyorsa yetkili tasfiye memurlarının yöntemince belirlenecek mernis adreslerine; tasfiye hali sona ermiş ve şirket kaydının terkin edilmiş olması halinde ise davalı şirketin ihya edilmesi için yasal prosedür işletilmek suretiyle, şirketin ihyasına dair karar alındıktan sonra, belirlenecek tasfiye memurlarının mernis adreslerine 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre yöntemince ve usulünce gerekçeli karar ve istinaf dilekçesinin tebliği ile, yasal süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesindeki düzenleme gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra dairemize gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....