WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

buna göre, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan ve tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandırdığı iddia edilen tasfiye memurunun/memurlarının kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, TTK m. 547/2'ye göre, mahkemece istemin yerinde olduğuna kanaat getirilmesi durumunda şirketin ek tasfiye amacıyla ticaret siciline yeniden tescili ile birlikte bu işlemlerin yapılması için son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasının gerektiğini, zira Kanun'un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, önceki tasfiye memurlarının görevi terkin işlemiyle birlikte son ermektedir. "...dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi 'Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.' hükmünü haiz olup, mahkemece, şirket...

    CEVAP:1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili ;Müdürlüğün TTK 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34.mad hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, davalı sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, davalının davacının açılmasına sebep olmadığından yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı ... vekili, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, davalının tasfiye memuru olmasından kaynaklı yasal hasım sıfatı bulunmadığından şahsi olarak husumet yöneltilemeyeceğini,şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda davalının tasfiye memuru olarak görev almak...

      Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” hükmü uyarınca, muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK madde 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkilinin tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu...

        Talep, tasfiye memurlarının sorumluluğu davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı asıl borçlu şirketten alacaklı olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğunu, alacağın tahsili için yaptıkları takipte asıl borçluya ait mal varlığına rastlanılmadığını, asıl borçlu şirketin tasfiye halinde olduğunu, davalı tasfiye memurlarının şirket hakkında açılan davayı ve takibi bilmelerine rağmen şirket taşınmazlarını sattıklarını, taşınmaz bedelleri şirket kasasına girmesine rağmen tasfiye memurlarınca yasaya aykırı olarak alacaklarının ödenmediğini, alacakları için bedel depo edilmediğini, davalıların TTK 553....

        ta ... hesap numarası ile 20.092,00 USD ve ... hesap numarasında 4.793,36 EURO tasarrufunun bulunduğunu, dava dışı şirketin 2001 yılın kapatılarak tasfiyeye girdiğini, müvekkilinin halen alacağını alamadığını, tasfiyenin makul sürede sonuçlandırılmadığını, şirket kaynaklarının borç ödenmesi için kullanılmadığını, tasfiye kurulunun tasfiyeyi sonuçlandırmak gibi bir çabasının olmadığını, TTK da VUK nun da ve 6183 sy kanunda tasfiye memurlarının sorumluluğunun düzenlendiğini, mahkemece alınan son bilirkişi raporu ile davalı tasfiye memurlarının tasfiye sürecine ilişkin hukuki sorumluluklarını yerine getirmediklerinin net bir şekilde ortaya konulduğunu, mahkemenin ilk aldığı kök ve ek raporun dosya kapsamı ile uyumlu olmadığını, mahkemenin de bu raporlara itibar etmeyip aldığı yeni heyet raporunda tasfiye memurlarının sorumluluklarını ihlal ettiklerinin belirlendiğini, mahkemece maddi tazminat talebinin 50.000 TL üzerinden kabul edildiğini, ancak manevi tazminat talebinin reddedildiğini, bunun...

          Bu bağlamda ilk olarak tasfiye memurlarının TTK'nın 369 ncu maddesi anlamında özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağına aykırı davranması, eşit işlem ilkesini ihlâl etmesi açıkça yükümlülük ihlâli olarak tespit edilebilir. Yükümlülükler, tasfiye memurlarının anonim şirketi, ortakları ve alacaklıları korumaya yönelik görev ve yetkilerdir. Yükümlülüklerin kusurlu olarak ihlâli nedeni ile tasfiye memurlarının sorumlu olabilmesi için, ihlâl sonucu, şirketin, ortakların ya da alacaklıların bir zarara uğraması gereklidir. Yükümlülüğün ihlâline rağmen ortada bir zarar yoksa tasfiye memurlarının sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Anonim şirket tasfiye memurlarının hukuki sorumluluğunun kusura dayalı bir sorumluluk olduğu, hem TTK m. 553/1 de hem de 557 de açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle yükümlülüğün ihlâlinde kusur olmadan tasfiye memurlarının sorumlu tutulması mümkün değildir....

          DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/04/2022 KARAR TARİHİ : 15/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022 Mahkememize açılan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı ....'ün müvekkil şirketin yarı yarıya hissedarı olduklarını, her iki ortağında şirketi münferiden temsile yetkili müdürlük sıfatına sahip olduğunu, diğer tarafında bilgisinde olduğu gibi her iki ortağında başkaca şirketlerininde bulunduğu , dava dışı .......

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/764 Esas KARAR NO : 2021/603 DAVA : Tespit ve Tazminat (Anonim Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/08/2018 KARAR TARİHİ : 23/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tespit ve Tazminat (Anonim Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ......

              nin tasfiye sürecine ilişkin belgelerin incelenmesinde, tasfiye sürecinde 1., 2. ve 3. ilanların sırasıyla 02/01/2014, 09/01/2014 ve 16/01/2014 tarihli ticaret sicil gazetelerinde yayınlandığı ve 02/05/2016 tarihinde de tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının silindiğinin ilan edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre şirket tasfiyesi, şirket mal varlığının paraya çevrilerek alacaklı 3. kişilerle şirket arasındaki ilişkilerin sona erdirilmesi, varsa artan kısmın şirket ortakları arasında paylaştırılması ve şirket unvanının ticaret sicilinden silinmesi sürecini ifade eder. Tasfiye sürecini genel olarak yürütmeye yetkili kişiler ise tasfiye memurlarıdır....

              nin tasfiye sürecine ilişkin belgelerin incelenmesinde, tasfiye sürecinde 1., 2. ve 3. ilanların sırasıyla 02/01/2014, 09/01/2014 ve 16/01/2014 tarihli ticaret sicil gazetelerinde yayınlandığı ve 02/05/2016 tarihinde de tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının silindiğinin ilan edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre şirket tasfiyesi, şirket mal varlığının paraya çevrilerek alacaklı 3. kişilerle şirket arasındaki ilişkilerin sona erdirilmesi, varsa artan kısmın şirket ortakları arasında paylaştırılması ve şirket unvanının ticaret sicilinden silinmesi sürecini ifade eder. Tasfiye sürecini genel olarak yürütmeye yetkili kişiler ise tasfiye memurlarıdır....

                UYAP Entegrasyonu