Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır. Mahkememizce yapılan hesaplama ile icra müdürlüğünce yapılan dosya kapak hesabının yerinde olduğu anlaşıldığı gibi, taraflarca da icraca yapılan hesaplamaya açık bir itirazın bulunmadığı anlaşılmıştır....
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır. Mahkememizce yapılan hesaplamada , icra müdürlüğünce yapılan dosya kapak hesabının yerinde olduğu anlaşıldığı gibi, taraflarca da icraca yapılan hesaplamaya açık bir itirazın bulunmadığı da anlaşılmıştır....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....
Bu nedenle davanın kısmen kabulü gerekmiş olup dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden kabul edilen alacağa ödeme gününden itibaren -taraflar tacir olmakla- avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı talebini 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin İHDS 7. maddesine dayandırmaktadır. Davalı, talebin Hisse Satış Sözleşmesi ile geriye dönük her hangi bir hak talep edilemeyeceğinin öngörülmüş olmasına göre olarak davanın reddinin gerektiğini İşletme Hakıı Devir Sözleşmesinin 7. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağı ileri sürülmüşür. Bu madde; "Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları" başlığını taşımaktadır. 24/07/2006 Tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 24/07/2006 tarihinde ... Dağıtım Anonim Şirketi (...) ile ......
Dava, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Dava konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine dayandığı ve sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Yasa'nın 125. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. ... 1. İş Mahkemesi'nin ... E.-... K. sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinden; asıl ve birleşen ... 2. İş Mahkemesinin ... E. sayılı dava dosyasında davacı ..., birleşen Mahkemenin ......
ın 24.07.2006 tarihinde şirketlerle imzalamış olduğu işletme hakkı devir sözleşmesinin ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesi ile bütünlük arz ettiğinden her 3 hükümlerinin birlikte yorumlanmasının gerektiğini, davacı vekilinin dava konusu talebini 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 -7.4 ve 7.6 maddelerine dayandırmak da ise de işletme hakkı devir sözleşmesinin 18. 6 maddesinde yer alan şirket “ Şirket....Bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu ve kurum veya kuruluş tarafından talepte bulunamayacağını, ...'...
Yine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile davacı Şirket arasında imzalanan 26/07/2013 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi’nin 9.4 maddesinde açıkça; “ ..İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla” hükmüne yer verildiği, 22. maddesinde ise; “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümlerinin yer aldığı dikkate alındığında; Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine nazaran uyuşmazlığın çözümünde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği tartışmasızdır....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığına göre işbu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sy. BK'nın 125. (TBK'nın 146. maddesindeki) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı 07.02.2012 tarihi itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı def'ine itibar edilmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
faizden sorumlu olmadığını, işbu davanın hem işletme devir hakkı sözleşmesine hem de hisse devir sözleşmesine aykırı olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....