Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....

Bu nedenle davanın kısmen kabulü gerekmiş olup dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden kabul edilen alacağa ödeme gününden itibaren -taraflar tacir olmakla- avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davacı talebini 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin İHDS 7. maddesine dayandırmaktadır. Davalı, talebin Hisse Satış Sözleşmesi ile geriye dönük her hangi bir hak talep edilemeyeceğinin öngörülmüş olmasına göre olarak davanın reddinin gerektiğini İşletme Hakıı Devir Sözleşmesinin 7. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağı ileri sürülmüşür. Bu madde; "Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları" başlığını taşımaktadır. 24/07/2006 Tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 24/07/2006 tarihinde ... Dağıtım Anonim Şirketi (...) ile ......

      Dava, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Dava konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine dayandığı ve sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı Yasa'nın 125. maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. ... 1. İş Mahkemesi'nin ... E.-... K. sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinden; asıl ve birleşen ... 2. İş Mahkemesinin ... E. sayılı dava dosyasında davacı ..., birleşen Mahkemenin ......

        Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığına göre işbu sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sy. BK'nın 125. (TBK'nın 146. maddesindeki) maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı 07.02.2012 tarihi itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı def'ine itibar edilmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....

        faizden sorumlu olmadığını, işbu davanın hem işletme devir hakkı sözleşmesine hem de hisse devir sözleşmesine aykırı olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          Yine, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile davacı Şirket arasında imzalanan 26/07/2013 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi’nin 9.4 maddesinde açıkça; “ ..İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla” hükmüne yer verildiği, 22. maddesinde ise; “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümlerinin yer aldığı dikkate alındığında; Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine nazaran uyuşmazlığın çözümünde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği tartışmasızdır....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Hisse Devir Sözleşmesinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümlerin saklı tutulduğu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesi uyarınca davacının yaptığı ödemeden davalının sorumlu olduğu, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeden önce gerçekleştirilen kamulaştırmasız el atma işlemi nedeniyle açılan dava sonucu, davacının, sözleşmeden sonra 4.260,22 TL ödediği, taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7.4 maddesi uyarınca davacının davalıdan talepte bulunabileceği, Hisse Devir Sözleşmesi'nde de İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ndeki hükümlerin saklı tutulduğu, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....

                Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeden önce gerçekleştirilen kamulaştırmasız el atma işlemi nedeniyle açılan dava sonucu, davacının, sözleşmeden sonra 3.146,18 TL ödediği, taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7.4 maddesi uyarınca davacının davalıdan talepte bulunabileceği, Hisse Devir Sözleşmesi'nde de İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ndeki hükümlerin saklı tutulduğu, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu